Ana Sayfa | Yaz?lar? takip   et | Yorumlar?   et

Archive

Belirli süreli sözleşmeyle çalışanın işsizlik ödeneği

30 Haziran 2009 Salı

Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan ve işsizlik ödeneği için gerekli tüm şartları sağlayan sigortalı, sözleşme sona erdiğinde işsizlik ödeneği alabilir mi?

Belirli süreli hizmet sözleşmesiyle çalışan sigortalı, sözleşme süresinin bitimi nedeniyle işsiz kalması halinde, diğer şartları da taşıması kaydıyla işsizlik ödeneğine hak kazanır.

Belirli süreli sözleşmeyle çalışanın işsizlik ödeneği

Labels:

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

1982 yılında özel sektörde sigortalı olarak işe başladım. 1984 yılında 20 ay askerlik borçlanmasını ödedim. 1986-1987 yılları arasında yine özel sektörde çalıştıktan sonra 1988-1996 yıllarında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda hizmet yaptım. 1996 Mayıs ayında memur kadrosuna intibakım (hizmet birleştirmesi ile) yapıldı. 1998 yılında Celal Bayar Üniversitesi’ne geçtim. Toplam sigortalılık hizmet süremi internetten 5015 gün olarak hesapladım.
Emekliliğim hangikadro (memur mu, işçi mi) üzerinden olacak? Memur kadrosuna geçerken almadığım kıdem tazminatını emekli olurken alacak mıyım? Alacağım tazminat miktarı ne kadar olacak?

2829 sayılı hizmet birleştirmesine ilişkin Kanun gereğince memur statüsünden 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olursunuz. 1988-1996 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda geçen hizmetlerinize ilişkin almadığınız kıdem tazminatı (memuriyette geçen hizmet toplamınız 30 yılı geçmezse), memuriyetten emekli olurken emeklilik ikramiyesi gibi hesaplanarak tarafınıza ödenir. Emekli olurken alacağınız bir yıllık
tazminat tutarı, bir yıllık emeklilik ikramiyesi kadar olur.

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

Labels:

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

1982 yılında özel sektörde sigortalı olarak işe başladım. 1984 yılında 20 ay askerlik borçlanmasını ödedim. 1986-1987 yılları arasında yine özel sektörde çalıştıktan sonra 1988-1996 yıllarında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda hizmet yaptım. 1996 Mayıs ayında memur kadrosuna intibakım (hizmet birleştirmesi ile) yapıldı. 1998 yılında Celal Bayar Üniversitesi’ne geçtim. Toplam sigortalılık hizmet süremi internetten 5015 gün olarak hesapladım.
Emekliliğim hangikadro (memur mu, işçi mi) üzerinden olacak? Memur kadrosuna geçerken almadığım kıdem tazminatını emekli olurken alacak mıyım? Alacağım tazminat miktarı ne kadar olacak?

2829 sayılı hizmet birleştirmesine ilişkin Kanun gereğince memur statüsünden 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olursunuz. 1988-1996 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda geçen hizmetlerinize ilişkin almadığınız kıdem tazminatı (memuriyette geçen hizmet toplamınız 30 yılı geçmezse), memuriyetten emekli olurken emeklilik ikramiyesi gibi hesaplanarak tarafınıza ödenir. Emekli olurken alacağınız bir yıllık
tazminat tutarı, bir yıllık emeklilik ikramiyesi kadar olur.

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

Labels:

Fiili hizmet zammı sigorta başlangıcını geri götürmez

Askerliğimi yedek subay olarak yaptım. Bağ-Kur’luyum. Emekli Sandığı askerliğimi 14 ay hizmet, 3 ay 15 gün de fiili hizmet zammı olarak gösteriyor. Bağ-Kur, fiili hizmet zammını emeklilik hesabında kabul etmiyor. Bu doğru mu? Doğru değilse Bağ-Kur’a nasıl ispat edebilirim? 23 yıl 8 ay Bağ-Kur hizmetim var. Başlangıç 15.06.1984. 01.01.1960 doğumluyum. Ne zaman emekli olabilirim?
Emekli Sandığı’na tabi olarak geçen hizmetlere ait fiili hizmet süresi zamları (FHZ) SSK veya Bağ-Kur’a tabi çalışanların hizmet birleştirmelerinde Emekli Sandığınca normal hizmet süresi olarak bildirilir ve tamamı emeklilikte geçerli hizmet süresinden sayılır. Ancak FHZ süreleri sigortalılık başlangıcını geriye götürmez ve yaştan düşülmez. 15.06.1984 Bağ-Kur başlangıcı ve öncesindeki Emekli Sandığı hizmetinize göre emeklilik için 47 yaş koşuluna tabisiniz. Yaşınız dolmuş, 25 tam yıllık sigortalılık süreniz de Emekli Sandığı hizmetinizle birlikte dolmuş olmalı. Birleştirilmiş hizmet sürenizin son kontrolünü yaptırıp emeklilik için başvurabilirsiniz.

Fiili hizmet zammı sigorta başlangıcını geri götürmez

Labels:

Ödenen primler hangi durumda geri alınabilir?

Okurlarımızdan aldığımız sorulara göre en çok merak edilen konulardan biri, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ödenen primlerin geri alınmasının mümkün olup olmadığına ilişkin…
Öncelikle, ödenen primlerin geri alınmasının, belli şartlarla mümkün olduğunu söyleyelim. Primlerin geri alınması, biri ‘yaşlılık toptan ödemesi’, diğeri ‘ölüme bağlı toptan ödeme’ olmak üzere iki şekilde oluyor.

Yaşlılık toptan ödemesi, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan sigortalının, yaşlılık (emekli) aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde, malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamaması durumunda söz konusu olabiliyor.

Ölüme bağlı toptan ödeme ise, sigortalının ölümü halinde, ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda söz konusu oluyor. Bu durumda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla hesaplanan ölüm toptan ödeme tutarı, sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına Kanun’da belirtilen hisseler oranında paylaştırılıyor.

İADE EDİLECEK PRİMLER

4/a (SSK) kapsamında ödenen primlerin iadesinde; 1 Ekim 2008 tarihinden önceki döneme ilişkin sigortalının kendisinin ve işverenlerinin ödediği, 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin ise sigortalının kendisi adına bildirilen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi iadeye konu oluyor.
4/b (Bağ-Kur) kapsamında ödenen primlerin iadesinde; 1 Ekim 2008 öncesi ve sonrası ayrımı olmaksızın sigortalının ödediği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi iadeye konu oluyor.
Sigortalının, varsa hizmet borçlanmaları ile isteğe bağlı sigorta primleri de toptan ödemelerine dahil ediliyor. Ancak kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık ve analık sigortası) ile genel sağlık sigortası primleri iade edilmiyor.

1 EKİM 2008 ÖNCESİ İÇİN FAİZ YOK

İade edilecek primlerin 1 Ekim 2008 tarihinden önceki döneme ait kısmı için, 1 Ekim 2008 tarihine kadar faiz hesaplanmıyor. Faiz (güncelleme katsayısı), 1 Ekim 2008 tarihinden önce ödenmiş olan primlerin

1 Ekim 2008 tarihindeki tutarı ile 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ödenmiş primlere uygulanıyor.
Buna göre, 1 Ekim 2008 tarihinden önceki döneme ilişkin iade edilecek primlerin 1 Ekim 2008 tarihindeki tutarı, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren; 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki her yıla ait prim tutarları ise primin ait olduğu yıldan itibaren, yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek, toptan ödeme şeklinde ödeniyor.

GÜNCELLEME KATSAYISI

Güncelleme katsayısı; her yılın aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan en son temel yıllı (2003) TÜFE değişim oranının yüzde 100′ü ile sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) gelişme hızının yüzde 30′nun toplamına (1) tam sayısının ilave edilmesi sonucu bulunan değeri ifade diyor.

İADE İÇİN BAŞVURU

Sigortalıya yapılacak iade için, 4/a sigortalılarının çalıştığı işten ayrıldıktan, 4/b sigortalılarının işyerini kapattıktan sonra, örneği SGK’ca hazırlanan tahsis talep ve beyan taahhüt belgesi ile başvurması gerekiyor.

Hak sahiplerine yapılacak ölüm toptan ödemesi için ise hak sahiplerinin, örneği SGK’ca hazırlanan tahsis talep ve beyan taahhüt belgesi ile başvurmaları gerekiyor. Tahsis talep dilekçesine ayrıca;

l 18 yaşını doldurmayanlar hariç, ortaöğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmayan erkek çocukların ilgili öğretim kurumundan alacakları öğrenci belgesi

,

l Malul çocuklar için sağlık kurulu raporu, eklenmesi gerekiyor.

Ödenen primler hangi durumda geri alınabilir?

Labels:

Sağlıkta ortak çözüm

Özellikle son birkaç yıl içinde sağlıkta büyük bir değişim yaşandı. Belki birkaç yıl önce bir çok kişinin hayal bile edemeyeceği bu dönüşüm sonucunda artık serbest eczanelerden ilaçlarımızı alabiliyor, özel hastanelerde tedavi olabiliyoruz. Bu değişimde amaç özel sektörün dinamik ve rekabetçi yapısıyla sağlıkta maliyetleri daha aşağıya çekmesi ve ülke kaynaklarının daha etkin kullanılması idi.

Şüphesiz sağlığa ulaşmadaki bu kolaylık ve bazı suistimaller sistem üzerindeki mali yükleri önemli oranda artırdı.

“Sağlık kurumları bindiği dalı kesiyor” (26/08/2005-Dünya); “El çek ilacımdan tabip” (01/07/2006-Star); “Sağlık sistemi nasıl iflasa koşuyor” (10.04.2008-Star) başlıklı yazılarımda konunun önemine birkaç kez değindim.

26 Ağustos 2005 tarihli bir köşe yazımda aynen “Sağlık kurumları bindiği dalı kesiyor” diye yazmıştım. Bu yazımda, “Eğer sağlık kurumları kendilerine çekidüzen vermez ve “hastaları yolunacak kaz”, sosyal güvenlik kurumlarını da “vurgun kapısı” olarak görmeye devam ederlerse sistem hızla çökecek. Sağlık kurumlarının (bilhassa özel sağlık kurumları tarafından kurulan derneklerin) etik değerleri ortaya koyması ve bu etik değerlerin denetiminin yine bu dernekler tarafından yapılması halinde suiistimaller en aza inecektir.” Diye yazmışım. Aradan geçen 4 yıla yakın bu süre içinde ne kadar haklı olduğumu görmemden dolayı hiç de mutlu değilim.

İşte sistemdeki aksaklıkların ortadan kaldırılması ve suistimallarin önlenerek ortak bir noktada buluşulması amacıyla Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve sektördeki diğer temsilcilerin yanı sıra, Türkiye’deki Özel Hastane yöneticileri bir araya geldi. OHSAD’ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantılarda sorunlara ortak bir çözüm aranıyor.

Sosyal güvenlik reformu olarak adlandırılan 5510 sayılı Kanunla birlikte çok önemli düzenlemeler yapıldı ve sağlık açılımda yeni bir döneme girildi. Sistemde bazı sancılar olmakla birlikte SGK Başkan Vekili Fatih Acar’ın ifade ettiği gibi, 1 yıl içinde bu sorunların konuşulmayacağı, ortak bir paydada buluşulacağını ümit ediyoruz.

Özellikle SGK’nın elektronik alt yapısında yeniliklerle birlikte Medula 3 sistemini 1 Nisan 2009 itibariyle devreye sokmasıyla birlikte elektronik kayıt sistemi ile verilerin elektronik ortamda takibi yapılmaktadır. Sağlık Uygulama Tebliğindeki kuralların bir çoğu elektronik ortamda takip edilip hatalar düzeltilecek.

Sağlıkta SGK tarafından aylık ortalama 2,3 Milyar TL ödeme yapılmaktadır. 2002 yılında 7,6 Milyar TL olan sağlık harcamaları sürekli bir artışla birlikte 2008 yılında yaklaşık 23,6 Milyar TL’ye yükselmiştir. Ülke içindeki tüm sağlık harcamalarının 2008 yılındaki tutarının 51 Milyar USD olduğu tahmin edilmektedir.

Özellikle gereksiz ilaç kullanımı sağlık sistemini ciddi şekilde tehdit etmektedir. İlaç tüketimindeki reel artışa bakıldığında 2002 yılına göre yüzde 153,9 oranında bir artış gerçekleşmiştir. İlacın sağlık harcamaları içindeki payı yaklaşık üçte birdir.

2009 yılı Mart ayı içinde ilaç harcamalarına 1.12 Milyar TL ödenmiş ve 23 milyon reçete düzenlenmiştir. Mutlaka ilaçta sahte ilaç ve küpür yazımının önüne geçilmelidir. Bu amaçla kare barkod sistemine geçilerek. sahte ilacın önü kesilmelidir.

SGK tarafından yapılan denetimlerde yılda 93 MR çekilen, yılda 163 göz ameliyatı olan bir hastanın tespit edilmiş olması son derece düşündürücüdür. Ancak, sınırlı sayıdaki kişinin hatası tüm sektöre mal edilmemelidir. Çürük elmalar ayıklanırken sisteme uygun davranan dürüst sağlık kuruluşlarının zarar görmesi önlenmelidir.

Danıştay’ın iptal ettiği 10 TL katılım payı alınması uygulamasından kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır. Hastaneler A-B-C-D kategorilerine ayrılarak farklı kalitede hizmet veren hastanelerin ayrıştırılması sağlanmalıdır. Hizmetin ve hastane kalitesinin, yapılan yatırımların aynı olmadığı düşünüldüğünde bunun elzem bir konu olduğu görülmektedir. Özel sağlık kuruluşlarının bir diğer yakındığı konu olan tüm sağlık kurumları için aynı sözleşme bedeline göre en fazla yüzde 30 ilave ücret alınması sorunu çözülmelidir.

Sağlıktaki bu düzenlemelerden kaynaklanan sorunlar, paydaş tüm tarafların katılımı ve mutabakatı ile çözülmelidir. Sistemi ıslah ederek iyileştirmek varken, özel sağlık kurumlarını zor durumda bırakmak kimseye bir şey kazandırmaz. Sistem çöktüğünde, bundan hepimiz büyük zarar görürüz. Sistemi suistimal edenler en ağır şekilde cezalandırılmalı, ancak dürüst kuruluşların da ağır bedel ödemeleri önlenmelidir. Burada da özellikle OHSAD’a (Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği) büyük yükümlülükler düşüyor.

Sağlıkta ortak çözüm

Labels:

Hasta Babam Nasıl Erken Emekli Olabilir

09.08.1966 doğumlu babam 18 aylık askerliğinden sonra 01.06.1988 tarihinde sigortalı işe girdi. Askerlik borçlanmasıyla birlikte toplam 4 bin 800 günü var. 1999’da hepatit B hastalığına yakalandı ve hala tedavisi devam ediyor. Bu nedenle ağır iş yapamıyor. Babam ne zaman emekli olabilir? Şu anda emekli olma olasılığı var mıdır? Varsa ne şekilde olduğunu açıklar mısınız?

Vermiş olduğunuz bilgilere göre babanızın 4/a sigortalısı (SSK’lı) olarak normal emekli olması için 50 yaşını dolduracağı 09.08.2016‘da 5 bin 375 güne sahip olması gerekiyor. Babanızın bu tarihten önce emekli olabilmesi ya malûl olmasına veya engellilere tanınan yaşa tabi olmaksızın emeklilik hakkından yararlanmaya hak kazanıp kazanmamasına bağlıdır. Malûllük aylığı için gerekli sigortalılık süresi ve gün sayısına sahip olduğu göz önüne alınarak SGK’ca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlar sonucu çalışma gücünü en az yüzde 60 oranında yitirmiş olduğunun SGK Sağlık Kurulu’nca da onaylanmış olması gerekiyor.

Söz konusu kurullarca verilen rapor oranı yüzde 60’dan az ve yüzde 40’dan fazla olduğu saptanmış ise bu defa özürlülere tanınan haktan yararlanarak emekli olması mümkündür. Bunu SGK ile sözleşmeli bir sağlık kurumundan alacağı çalışma gücünü en az yüzde 40 oranında kaybetmiş olduğuna ilişkin sağlık kurulu raporunun SGK Sağlık Kurulunca onanmasıyla sağlayabileceği gibi engellilere özgü vergi indiriminden yararlanma hakkını kazanarak da sağlayabilir. Vergi indirimine dayalı bu hakkı isteyen engelli çalışanın fiilen çalışmakta olduğu işyerinden alacağı o işyerinde çalışmakta olduğuna ilişkin belgeyle birlikte nüfus kâğıdının örneği ile illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde Malmüdürlüğü’ne bir dilekçe ile başvurması gerekiyor. Bu kurumlar aracılığıyla Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde sağlık kurulu raporunu düzenlemeye yetkili hastanelere sevk edilir ve Maliye Bakanlığı Başhekiminin başkanlığında, Sağlık Bakanlığı’nca görevlendirilecek iki uzman hekim ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca görevlendirilecek bir uzman hekimden ve Gelirler Genel Müdürlügü’nün bir temsilcisinden oluşan Merkez Sağlık Kurulu’nca kabul edilecek sağlık kurulu raporu sonucu çalışma gücünü en az yüzde 40 oranında kaybettiği saptanırsa buna dair vergi indirim hakkı kazanır ve işvereninden alacağı ücrette bir ay dahi bu indirim hakkından yararlanması halinde yaşa tabi olmaksızın hemen emekli olabilir.
Hasta Babam Nasıl Erken Emekli Olabilir

Labels:

İsteğe bağlıdan en geç Mart 2012′ye kadar çıkın

21 Haziran 2009 Pazar

Eşim 1975 Mart doğumlu. 18.11.1996 günü bir dershanede öğretmen olarak işe başladı. Toplam 1.460 SSK günü var. Bundan sonra da 2.610 gün isteğe bağlı ödedi ve 4.070 günü oldu. 53 yaşında SSK’dan emekli olabilmesi (58 yaşında Bağ-Kur’dan emekli olmaması için) isteğe bağlı sigortadan en geç ne zaman çıkıp normal çalışan gibi prim ödeyelim?

Eşiniz hanımefendi, 5.900 gün sayısı ile 53 yaşında (2028 Mart) SSK’dan emekli olur. Bunun için de en geç Mart 2012′ye kadar isteğe bağlı sigorta primi ödemenizde herhangi bir sakınca yok. Biliyorsunuz daha önce de bu köşede dile getirmiştim; 1 Ekim 2008′den sonra ödenen isteğe bağlı (SSK ve Bağ-Kur) primlerinin hepsi eski başlayan-yeni başlayan ayrımı olmaksızın Bağ-Kur’a sayılıyor. Bu sebeple 1 Ekim 2008′den sonra isteğe bağlıda 3,5 yılı (1.260 gün) tamamlamadan ayrılmayın. Kalan prim ödeme gününü de eşiniz bir işyerinde çalışarak tamamlamalı. Fakat, eşinizin şu an 3.600 günden fazla prim ödeme günü var olduğundan bundan sonra prim ödemeseniz bile 58 yaşında (2033 yılında) SSK’dan emekli olma hakkı cebinde olduğundan, bu şıkkı da değerlendirin isterseniz.

İsteğe bağlıdan en geç Mart 2012′ye kadar çıkın

Labels:

Yetim öğrenci, askere gitse de aylığı devam eder

Vefat eden emekli polis babamdan dolayı yetim maaşı alıyordum. Açık Öğretim Fakültesi’nde işletme okurken de aylığımı almaya devam ettim. Öğrenciliğim sürerken askere gittim. Emekli Sandığı’na öğrenci belgesini askerde iken de gönderdim. Durumu o zaman telefon ile Emekli Sandığı’na sordum, bana ‘Sorun olmaz.’ dediler. Ben de almaya devam ettim. Askerden dönünce de 5-6 ay kadar maaş aldım ve daha sonra evlendim. Evlenince (24 yaşında) yetim aylığının kesilmesini talep ettim. Bir süre sonra Emekli Sandığı’ndan bir kağıt geldi. Askerdeyken ödenen aylığın haksız olduğu belirtilerek faizi hariç 5 bin TL’yi bulan parayı iade etmemi istediler. Ne yapmalıyım?

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince, (Madde 74) “Ölüm tarihinde 18 yaşını, ortaöğrenim yapmakta ise (20) ve yükseköğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurmamış erkek çocuklara aylık bağlanır. Ölüm tarihinde 18 yaşını doldurmuş ve öğrenci olmamaları nedeniyle aylık bağlanmamış erkek çocuklara, öğrenim durumlarına göre yukarıdaki bentte belirtilen yaşları geçmemek şartıyla aylık bağlanır. Yetim aylığını almakta iken öğrenim durumlarına göre yukarıda belirtilen yaşları doldurmaları veya öğrencilik durumlarının sona ermesi nedeniyle aylıkları kesilen veyahut ortaöğrenimde 20 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle aylık bağlanmamış erkek çocuklardan, yukarıda belirtilen yaşları geçmemek şartıyla yeniden veya ilk defa öğrenci olanlara öğrenci oldukları tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır. Ortaöğrenimi bitirdikten sonra ve 20 yaşını doldurmadan önce ilk ders yılında yükseköğrenime başlayan erkek çocukların aylıkları aralıksız ödenir. Ortaöğrenimi bitirdikten sonra yükseköğrenime devam edebilmek için yurtdışında yabancı dil öğreniminde geçen sürenin en çok bir yılı ile master ve lisansüstü uzmanlık öğrenimlerinde geçen sürelerin tamamı yükseköğrenimden sayılır. Bir yükseköğrenimin bitirilmesinden sonra ikinci bir yükseköğrenimde geçen süreler ile doktora veya ikinci defa yapılan master veyahut lisansüstü uzmanlık öğreniminde geçen sürelerde aylık ödenmez…”

Yani, öğrenci olmanız babanızdan kalan yetim aylığını alabilmeniz için yeter şarttır. Burada öğrencilik sıfatı devam ederken askere gitmeniz yetim aylığının kesilmesini gerektirmez. Esas sorulması gereken, askerliğiniz devam ederken de öğrenci olup olmadığınızdır. Şayet, öğrenciliğinize ara vermemişseniz; Emekli Sandığı yetim aylığınızı kesemez ve ödediklerini de geri isteyemez. Tersi durum varsa yani öğrenci olmadığınız dönemler varsa bu kere Sandık size ödediklerini faiziyle birlikte geri isteyebilir.

Öte yandan 5434 sayılı kanunun gerek 77. ve 93. maddesine göre evli erkek çocuklara yetim aylığı verilmemektedir. Siz de evlendiğiniz tarihi takip eden ay başından itibaren öğrenci dahi olsanız yetim aylığınızı kaybedersiniz.

Yetim öğrenci, askere gitse de aylığı devam eder

Labels:

Dava açarsanız boşa yere zaman ve para kaybedersiniz

Soru: 18 Ocak 1991 tarihinden itibaren 1580 gün maliyede vergi mükellefiyet kaydım var. Ancak Bağ-Kurda kaydım yok. Bağ-Kur kayıt yapmıyor. Mahkemeye dava açsam bu günleri kazanabilir miyim?

Cevap: Boşa dava açar, boşa masrafa girersiniz. Vergi mükellefiyeti devam etmesine rağmen, Bağ-Kura süresi içinde kayıt ve tescilini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülükleri 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren başlatılıyor. Bağ-Kura en erken 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren tescil yaptırılabilir(vergi mükellefi olmak kaydıyla) Bağ-Kura 18 Ocak 1991 den itibaren kayıt yaptırmanız mümkün değil.

Dava açarsanız boşa yere zaman ve para kaybedersiniz

Labels:

390 daha prim öderseniz emekli olursunuz

Soru: 1 Ocak 1955 İstanbul doğumluyum. Sigortaya ilk girişim 1971 de yapıldı. Bugüne kadar toplam 3210 gün prim ödemem var. 20 ay askerlik dâhil. Emekliliğime ne kadar daha ödemem gerekir cevaplarsanız çok sevinirim.

Cevap: En erken kısmi yaşlılık aylığı ile emekli olabilirsiniz. 8 Eylül 1999 tarihinde 23 yıldan fazla süredir sigortalı olduğunuzu için, eski yasa hükümlerine göre emekli olmak için; 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve 55 yaş şartlarına tabisiniz. 390 gün daha prim ödeyerek 3210 gün olan prim ödemenizi 3600 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz.(ara vermeden prim öderseniz Temmuz 2010 ayında)

390 daha prim öderseniz emekli olursunuz

Labels:

Eski yasaya tabisiniz

Soru: Doğum tarihim 1 Ocak 1957, sigortalı işe giriş tarihim 1 Ocak 1976 dır. SSK toplam 2860 gün prim ödemem var. Bağ-Kura da 941 gün prim ödedim. 2003 yılından beri SSK lı olarak çalışıyorum. 8 Eylül 1999 dan önceki kanundan yararlanabilir muyum? En erken ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: 8 Eylül 1999 tarihi itibariyle 23 yıldan fazla süredir sigortalı olduğunuzdan eski kanun şartlarıyla emekli olacaksınız. Eski yasaya göre; 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve 55 yaş şartlarına tabi olarak, bundan sonra prim ödemeseniz de 55 yaşınızı dolduracağınız 1 Ocak 2012 de kısmi yaşlılık aylığı ile emekli olabilirsiniz.

Eski yasaya tabisiniz

Labels:

Prim yeterli 49 yaşı beklemeniz gerekiyor

Soru: 1 Ocak 1964 doğumluyum. İlk işe giriş tarihim 15 Nisan 1987’dir ve halen çalışmaktayım. İlk işe giriş tarihim askerlikten sonra olduğundan dolayı 18 ay askerlik borçlanmamı yatırdım. Prim gün sayım 8052 bu şartlarda ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Askerliğinizi başlangıç tarihinden önce yaptığınızdan borçlanma, sigorta başlangıç tarihinizi 18 ay geri götürerek emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5300 gün prim ödeme ve 49 yaş şartlarına tabi olmanızı sağlıyor. Prim ödemeniz yeterli olduğundan, bundan sonra prim ödemeseniz de 49 yaşınızı dolduracağınız 1 Ocak 2013 tarihinde emekli olabilirsiniz.

Prim yeterli 49 yaşı beklemeniz gerekiyor

Labels:

Hiçbir geliri olmayanda tek mesken için emlak vergisi ödemeyecek

Soru: İşsizim. Gelirim yok. 100 m2 bir dairem var. Emlak vergisi ödeyip ödemeyeceğim hususunda bilgi verebilir misiniz?

Cevap: Brüt 200 m2’yi geçmeyen tek konuta sahip sizin gibi işsiz olup toplam gelir tutarı 19.800 TL yi aşmayanlar sıfır oranlı Emlak Vergisi uygulamasından yararlanarak, 2009 yılı içinde emlak vergisi ödemeyecekler. 19.800 TL aşan tutarda geliriniz(faiz, repo, bono vb. gelir) olmadığından 200 m2 nin altındaki tek daireniz için emlak vergisi ödemeyebilirsiniz. Bunun için emlak vergisi yönünden bağlı olduğunuz Belediyeye işsiz olup hiçbir geliriniz olmadığından sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanmak talebi ile başvuru yapmanız gerek..

Hiçbir geliri olmayanda tek mesken için emlak vergisi ödemeyecek

Labels:

SSK ödediğiniz primler yanmaz

Soru: Biz iki kardeşiz. 2004 yılında limitet şirket kurduk. İkimizde SSK’lı olarak prim ödüyoruz. Ama ikimizin de ilk kurucu olarak Bağ-Kurlu olması gerekiyormuş. Ben SSK’ya ara vermeden geçiş yaptım ama kardeşim ara vermişti ve SSK’lı olarak şirkete prim ödüyoruz. Acaba benim ve kardeşimin ödediği primlerin yanma olasılığı var mı?

Cevap: Şirket kurduğunuz da sigortalı olduğunuz ve ara vermeden sigortanız devam ettiğinden, Bağ-Kurlu olmanıza gerek yok. SSK ya ödediğiniz primlerin yanması söz konusu olmaz. Kardeşiniz gibi süresinde Bağ-Kura kayıt ve tescilini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü 1 Ekim 2008 den itibaren başlatılıyor. Kardeşiniz 1 Ekim 2008den önce sigortalı ve bu tarihten itibaren sigortası kesintisiz devam ediyorsa kardeşinizin de Bağ-Kurlu olmasına gerek yok. Ancak; 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle sigortalı değilse bu tarihten itibaren, bu tarihte sigortalı ve bu tarihten sonra sigortası kesintiye uğramışsa, kesintiye uğradığı tarihten itibaren Bağ-Kurlu(yeni adıyla 4/b sigortalısı) olmak zorunda.

SSK ödediğiniz primler yanmaz

Labels:

Ölüm geliri bağlanamıyordu, artık bağlanabilecek

Çırak ve stajyerken iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslek kazanma gücü kaybına uğramış ve bu nedenden dolayı işgöremezlik geliri bağlanmış bulunan sigortalıların da ölümleri halinde yukarıda belirtilen koşullarla hak sahiplerine (Eş ve çocuklarına yahut ana babalarına) ölüm geliri bağlanabilecek.

Bu kapsamdakilere bağlanacak işgöremezlik ödenekleri hesabında, işgöremezlik gelirine esas olacak günlük kazançların tespitinde sigorta primine esas tutulan ücretin dikkate alınması gerekiyor.

Ölüm geliri bağlanamıyordu, artık bağlanabilecek

Labels:

Yeni dönemde sürekli işgöremezlik ödeneği bağlanması hususu yeniden düzenlenmiş bulunuyor.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, hak sahiplerine gelir olarak bağlanması gerekiyor.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında (yüzde 10’dan çok) kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin hak sahiplerine gelir olarak bağlanması gerekiyor.

Yeni dönemde sürekli işgöremezlik ödeneği bağlanması hususu yeniden düzenlenmiş bulunuyor

Labels:

Çırak ve Stajyerlerin Sürekli İşgöremezlik Geliri Yönünden Yeni Hakları

Dün çırak ve stajyerlerin yeni dönemdeki sigortalılık uygulamasından söz etmiştik. Bugün de 5510 sayılı Kanunla getirilen yeni bir haklarından söz edeceğiz.

Çıraklık ve stajyerlik sigortalılığında yalnızca kısa vadeli sigorta kolları, yani iş kazası meslek hastalığı ve hastalık sigortaları kolundan prim ödenmesine karşılık sürekli işgöremezlik ödeneği hakkı bakımından bu sigortalılar önemli bir haktan yoksun bulunuyorlardı.

O da çıraklık ve stajyerlik dönemlerinde iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma güçlerinde meydana gelen kayıp nedeniyle sürekli işgöremezlik geliri bağlananların kayıp oranları yüzde 50’den fazla olsa bile ölümleri halinde bu gelirleri hak sahibi ailelerine bağlanmıyordu.

Oysa aynı dönemde diğer sigortalılardan iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybına uğradığı için gelir bağlananlardan en az yüzde 50 oranında kayba sahip olanların bu gelirleri ölümlerinde hak sahiplerine bağlanabiliyordu.

Çırak ve Stajyerlerin Sürekli İşgöremezlik Geliri Yönünden Yeni Hakları

Labels:

10 yılı doldurup kıdem tazminatı alabilir miyim?

Soru: “bir işçi bir işyerinde 10 yılın üzerinde çalışmış ise işverenle mutabık kalarak kıdem tazminatını alır ve kıdemini sıfırlayabilir” diye bir şey duydum. Bunun doğruluk derecesi nedir acaba?

Cevap: Değerli okurum, bahsettiğiniz konu 3600 günle SSK’dan emeklilik konusu olmalı ama yanlış anlamışsınız. Eğer bir işçi yaştan emeklilik konusunda, 3600 günü ve 15 yıllık sigortalılık süresini doldurmuşsa, SGK’dan alacağı bir yazı ile işverenden kıdem tazminatını alır ve işten ayrılarak emeklilik için yaşı bekleyebilir. Bunun dışında da işçi ile işveren her zaman anlaşıp, girdi-çıktı yaparak kıdemi sıfırlayabilir.

10 yılı doldurup kıdem tazminatı alabilir miyim?

Labels:

En kısa sürede nasıl emekli olurum?

Soru: Sadettin Bey ben 1958 doğumluyum. 1982 SSK girişim ve 1080 SSK günüm var. 04.10.2000′den itibaren Bağ-Kur’luyum. Bugüne kadar toplamda askerlik borçlanması hariç 4200 günüm var. Nasıl en kısa sürede emekli olurum? Nusret

Cevap: Değerli okurum, bundan sonra da Bağ-Kur (4/b) kapsamında prim ödemeye devam ederseniz 9000 günü (25 yıl) tamamlayarak normal emekli, 5400 günü ve 58 yaşınızı tamamlayarak da kısmi emekli olursunuz. Ancak bundan sonra SSK’ya (4/b) geçer ve 3,5 yıl (1260 gün) daha prim öderseniz, hemen emekli olursunuz. SSK’ya geçerseniz askerliğinizi borçlanmanıza gerek yok.

En kısa sürede nasıl emekli olurum?

Labels:

Özürlü olarak ne zaman emekli olurum?

Soru: SSK’ya ilk girişim 1997′nin Mart ayıdır. 1997 ile 2000 yılları arasında 270 günlük pirimim var. Daha sonra 2000 yılının Nisan ayında Bağ-Kur’a geçtim ancak Bağ-Kur’da özürlülüğümle ilgili bildirim yapmadım. Bağ-Kur’dan 8 yıl 11 ay 8 gün prim günüm var. Yüzde 40 özürlüyüm. 13 Mart 2009′da belediyeye özürlü işçi olarak işe başladım. Emeklilik hesaplamasını lütfen bana yazarsanız sevinirim.

Cevap: Emin Bey, sahip olduğunuz %40 özür durumunuz ve SSK girişinize göre, 3920 prim gününü doldurduktan sonra 18 yılı tamamladığınız Mart/2015 tarihinde emekli olacaksınız. Ancak SSK (4/a) şartlarında emekli olabilmeniz için en az 3,5 yıl daha SSK’lı çalışmanız gerekir.

Özürlü olarak ne zaman emekli olurum?

Labels:

İşsizliğe kalıcı çözüm: Enayilik Teorisi!

Köşemizin içeriği gereği, zaman zaman işsizlik-istihdam sorununa dair yazılar kaleme alıyoruz. Kimisinde sorunu, kimisinde de çözüm önerilerini resmediyoruz. Fakat kamuoyunda işsizlikle ilgili değerlendirmelere ve beklentilere şöyle bir göz attığımızda, asıl eksikliğin sorunu teşhis etmede olduğunu görüyoruz. Sorun yanlış teşhis edilince beklentiler yükseliyor, karşılanmayınca da günah keçisi aranıyor.

Ülkemizde şuan yaşanmakta olan %15′ler seviyesindeki işsizliğin yaklaşık %5-6’sı konjonktüreldir. Küresel krizin reel sektöre verdiği zarar giderildiği taktirde, işsizlik yine %9-10 seviyelerine inecektir. Ki buna dair önerilerimizi daha önce yazmıştık. Fakat şunu kabul etmeliyiz ki Türkiye, dışa açık ve dünya ile entegre ekonomisi gereği, ağzıyla kuş da tutsa işsizlik oranını %7-8′lerin altına indiremeyecektir. Peki hiç mi indiremez? Elbette indirebilir fakat bunun için işçi istihdam etmeyi yani emek yoğun üretimi “enayilik” olmaktan çıkarması gerekir. Şöyle ki;

1. Teknolojideki ve özellikle üretim teknolojisindeki gelişme, tamamen iş gücünün aleyhine olarak ilerliyor. Geliştirilen her patent, yüzlerce işçinin boşa çıkması anlamına geliyor. Hal böyle iken sermayedar, bir yazılım paketiyle otomasyona geçmek varken, onlarca işçi çalıştırmayı enayilik addediyor.

2. Başta Çin olmak üzere, az gelişmiş ülkelerdeki ucuz ve denetimsiz iş gücü cennetleri, üretim sermayesini kendine çekiyor. Buralarda sağlanan maliyet avantajı dikkate alındığında, gelişmiş ülkede üretim yapmak enayilik anlamına geliyor.

3. Finans sermayesinin, üretim sermayesine nazaran dünyayı çok daha hızlı dolaşması ve spekülatif kazançların iştah kabartan boyutlara ulaşması, üretim sermayesinin alternatif maliyetini her geçen gün artırıyor. Sermayedar için, parmağını oynatmadan kârına kâr katmak varken, risk alıp üretime girmek enayilik anlamına geliyor.

4. Mustafa Özel Hoca’mın da çok isabetli tespit ettiği üzere kârlılık, bir yandan üretim sermayesinden finans sermayesine kayarken, bir yandan da küçük sermayeden büyük sermayeye kayıyor. Böyle olunca küçük ve orta ölçekli üretim, finans sermayesi ile büyük üretim sermayesinin oyuncağı olmaktan kurtulamıyor. Bu durum, küçük ve orta ölçekli üretimi başlı başına enayilik safına sokuyor.
Biz, istihdam yaratmayı elbette enayilik olarak değerlendirmiyoruz ve onun için ilk ifadeyi tırnak içinde verdik. Ancak mevcut tablo maalesef üretim sermayesini böyle bir algıya sürüklemekte.

İşsizliğin kalıcı çözümü, yukarıdaki her bir maddenin kendi içinde ele alınması ve enayilik algısının giderilmesi veya en azından zayıflatılmasıyla mümkün olacak. Fakat burada bir şey dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Bu dört maddeden sadece birincisi tam olarak siyasi iradenin kontrolünde. Diğer hiçbir maddenin çözümü, başlı başına bir bakanın veya bir hükümetin inisiyatifinde değil. Öyleyse şimdi çözümü, çözüm imkanını ve mercilerini yeniden düşünmek gerekiyor.

İşsizliğe kalıcı çözüm: Enayilik Teorisi!

Labels:

Babanız 83 ay prim borcunu sildirebilir

Soru: Babam, 13 Ağustos 1953 doğumludur. SSK ya 1 Aralık 1977 – 28 Şubat 1983 tarihleri arasında 1740 gün prim ödemesi var. Bağ-Kura da 1 Aralık 1985 – 29 Temmuz 1998 tarihleri arasında 2084 gün prim ödedi. 83 ay da borcu bulunmaktadır. 1 Ağustos 2008 tarihi itibariyle SSK isteğe bağlı prim ödemekteyiz. Askerlik borçlanması için 11 Temmuz 2008 tarihinde müracaat edildi. Ocak 2009 ödendi. Bu durumda babam hangi kurumdan, ne zaman ve nasıl emekli olabilir?

Cevap: Yeni yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren SSK da isteğe bağlı kalktı. Bu tarihten itibaren isteğe bağlı prim ödemeleri Bağ-Kura sayılıyor. Babanız bu tarihten itibaren SSK ya değil Bağ-Kura prim ödüyor. Primi ödenmiş son yedi yılda fazla prim ödenen kurumdan emekli olunuyor. Babanız Bağ-Kurda emekli olmak için 25 Tam yıl prim(9000 gün) ödeme ve 47 yaş şartlarına tabi. 83 ay prim borcunu ödedikten sonra 2086 gün daha prim ödeterek prim ödemesini 9000 güne tamamlayacağı tarihte Bağ-Kurdan emekli olabilir.

Babanızın SSK dan emekli olası daha avantajlı. SSK lı bir işte çalışarak 1260 gün prim ödemesi halinde, SSK dan emekli olabilir. Bu durumda geçici 17 nci madde hükmüne göre Bağ-Kura başvurup sigortasını durdurarak, 83 ay olan prim borcunu da sildirebilir.

Babanız 83 ay prim borcunu sildirebilir

Labels:

Sigortalı çalışırken borçlanmak avantajınıza

Soru: 1 Ocak 1963 Doğumluyum. Almanya’da 1980 başlayıp 23 sene Sigortalılığım var. 6 Aydan beri Türkiye’de ikamet etmekteyim. Borçlanıp emekli olmak istiyorum.
1) Ne zaman emekli olabilirim?
2) Günlük ne kadar ödemem gerekiyor?
3) Eğer günlük ödemem için bir kaç şık varsa, ne kadar ödeyince ne kadar Emekli maaşı alabilirim? Eğer bu sorularıma bir cevap bulabilirseniz çok sevinirim çünkü hiç kimseden bir kesin cevap alamadım şimdiye kadar.

Cevap:1) Sigortalı bir işte çalışırken, SSK ya borçlanırsanız, daha uygun şartlarda emekli olabilirisiniz. SSK ya 22 yıl borçlanma yaparak borçlanma bedelini Kasım 2009 ayına kadar ödemeniz halinde, emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5300 gün prim ödeme ve 49 yaş şartlarına tabi olur ve 49 yaşınızı dolduracağınız 1 Ocak 2012 tarihinde emekli olabilirsiniz.

2) Bir günlük borçlanma bedeli olarak: prime esas kanancın alt sınırı olan 22.20 TL ile üst sınırı olan 144.30 TL arasında tespit edeceğiniz kazanç tutarının yüzde 32 sini ödeyeceksiniz. Örneğin; bir günlük borçlanma bedeli olarak alt sınırı seçerseniz 7.10 TL, üst sınırı seçerseniz 46.20 TL ödersiniz.

3) Ne kadar yüksek kazanç üstünden borçlanma yaparsanız, emekli aylığınızda o kadar yüksek olur. Asgari kazanç üstünden borçlanma yaparsanız, bugünkü verilere göre yaklaşık 600 TL civarında aylık bağlanır.

Sigortalı çalışırken borçlanmak avantajınıza

Labels:

SSK dan daha erken emekli olursunuz

Soru: 1964 doğumluyum. 1993′den 2000 yılına Kadar SSK ya prim yatırdım. 2000 yılından İtibaren Tarım Bağ-Kuruna prim yatırıyorum. Askerlik borçlanması yapmadım SSK ‘ ya 172 gün prim ödemem var. Tarım Bağ-Kurunda ise 10. Basamaktayım. Ne zaman emekli olabilirim acaba?

Cevap: Bağ-Kurda emekli olmak için, 25 tam yıl prim ödeme ve 60 yaş şartlarına tabisiniz. Prim ödemenizi 25 tam yıla(9000 güne) tamamlayacağınız tarihte Bağ-Kurdan emekli olabilirsiniz.(2025 de) SSK başlangıç tarihiniz SSK dan emekli olmanızı avantajlı kılıyor. Askerlik sürenizi borçlanmanız halinde, SSK da emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5600 gün prim ödeme ve 53 yaş şartlarına tabi olursunuz. Sigortalı bir işte çalışarak yaklaşık 5 yıl prim ödeyerek prim ödemenizi 5600 güne tamamlamanız şartıyla, 2017 de 53 yaşınızı dolduracağınız tarihte emekli olabilirisiniz. Sigorta başlangıç tarihlerinizi tarih yerine yıl olarak vermişsiniz. ve askerlik sürenizi belirtmemişsiniz. Şayet 53 yaşınızı doldurduğunuz tarihte 25 yıllık sigortalılık sürenizi dolduramıyorsanız 25 yıllık süreyi dolduracağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

SSK dan daha erken emekli olursunuz

Labels:

SSK dan 49 yaşında emekli olabilirsiniz

Soru: 1967 doğumluyum. 2 Haziran 1985 tarihinde Bağ-Kur sigortalısı oldum. 19 yıl 3 ay 28 gün prim ödedim. 30 Eylül 2004 tarihinde SSK’ya geçtim. 1442 gün prim ödedim. Ne zaman emekli olup maaşa bağlanabilirim?

Cevap: Bağ-Kurdan sonra SSK ya 1260 günden fazla prim ödediğinizden, SSK şartlarıyla emekli olacaksınız. SSK da emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5300 gün prim ödeme ve 49 yaş şartlarına tabisiniz. Prim ödemeniz yeterli olduğundan bundan sonra prim ödemeseniz de, 2016 da 49 yaşınızı dolduracağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

SSK dan 49 yaşında emekli olabilirsiniz

Labels:

Özürlü hakkından tarım Bağ-Kurlusu da yararlanıyor

Soru: Doğuştan özürlüyüm. Askerlik yapmadım. SSK girişim 3 Şubat 1992. Bir yıl ödeme yaptım. 2001 yılında yüzde 40 oranında rapor aldım. 10 Temmuz 2002 tarihinde Çiftçi Bağ-Kur’lu oldum. Ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Yeni yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren Bağ-Kurlu ve Tarım Bağ-Kurlu özürlülere de SSK ve Emekli Sandığında olduğu gibi erken emeklilik hakkı verildi. Yüzde 40 ile yüzde 49 arasında özürlü olanlar, en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün prim ödemeleri şartlarıyla emekli olabiliyor. 1890 gün daha prim ödeyerek, 2790 gün olan prim ödemenizi 4680 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

Özürlü hakkından tarım Bağ-Kurlusu da yararlanıyor

Labels:

Binada merkezi ısıtmadan ferdi ısıtmaya geçmek için aranan oy oranı

Soru: Merkezi sistemle ısınan apartmanı, kombi sisteme geçirmek için gerekli oy çoğunlunu nedir?

Cevap: 634 sayılı kat Mülkiyeti Kkanunun 42 nci maddesine göre; merkezi sistemle ısınan binayı, ferdi sisteme çevirmek için, kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karar almaları gerekmektedir.

Binada merkezi ısıtmadan ferdi ısıtmaya geçmek için aranan oy oranı

Labels:

creti ödenmeyen işçi kıdem tazminatını alarak işinden ayrılabilir mi?

Soru: İki aydır ücret ödenmeyen işçi sözleşmesini fesih ederek işten ayrılması halinde kıdem tazminatını ve ihbar tazminatını alabilir mi?

Cevap: İş Kanununda ücretin gününde ödenmesi yönünde çeşitli hükümler yer almaktadır. Ücretin gününde ödenmesi yönünde işçi korunmakta ve ücretin geç ödenmemesi veya ödenmemesi işçiye çeşitli haklar sağlamaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 34 ncü maddesine göre, ücreti ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerin getirmekten kaçınabilir. Geç ödenen ücret banka mevduatına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak faiziyle birlikte ödenmesi gerekir. Ayrıca ücretin süresi içinde ödenmemesi işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı verir.(4857 Kanun Md. 24/ll-f) İki aydır ücreti ödenmeyen işçi iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih ederek, kıdem tazminatı alıp işinden ayrılabilir. Ancak, ihbar tazminatı alamaz.

Ücreti ödenmeyen işçi kıdem tazminatını alarak işinden ayrılabilir mi?

Labels:

Kıdem Tazminatı Taksitle Ödenir mi?

1969 doğumluyum ve 1987 yılından beri 5 bin 600 günlük çalışma süresi olan sigortalıyım. 1995’den beri de aynı şirkette çalışmaktayım. Yazılarınızda kıdem tazminatını şirketten dilekçe vasıtasıyla talepte bulunabileceğimizi belirtmiştiniz. Ben de şirket yetkililerinden bunu talep ettim. Şirket yetkilileri ise durumlarının sıkışık olduğunu ve bu parayı veremeyeceklerini söylediler. Seneye gelmemi ancak bu paranın seneye de taksitlere bölünüp verileceğini ifade ettiler. Daha önce işten çıkarılanlara da aynı şekilde ödeme yapılmış. Size sorum şirketlerin bana ait olan tazminatlarımı taksitlendirmeye hakları var mı ve bununla karşılaştığım taktirde ne yapabilirim?

Sayın Okurum,
Kıdem tazminatınız ilke olarak peşin ödenmesi gereken bir tazminattır. Keza süre olarak çalıştırma biçiminde kullandırılması tercih edilmemişse ihbar tazminatı da peşin ödenmesi gereken bir tazminat türüdür. Anca uygulamada böylesi kriz dönemlerinin de tetiklemesiyle kimi işverenlerce bazen gerçekten zor durumda olunduğundan bazen de fırsatçılık yapılarak kıdem tazminatının taksitler biçiminde ödenmek istendiğine da tanık olunmaktadır.

Böylesi durumlarda da işçi rasyonel davranmalı, işverenin gerçekten ödeme güçlüğü içinde bulunup bulunmadığına göre yasal haklarını aramak inisiyatif kullanmalıdır. Biz yasal yollarını anlatalım, karar sizin olsun.

Hak edildiği anda ve bir defada ödenmesi gereken kıdem tazminatının alacaklısının oluru ile yani işçi ve işverenin uzlaşmaları durumunda başka bir zamanda veya birkaç taksitle de ödenmesi mümkün bulunuyor. Bunun dışında anlaşma olmaksızın kıdem tazminatının taksitlendirilerek ödenmesi durumunda, gecikme faizlerinin ödeme tarihleri dikkate alınarak hesaplanması gerekiyor. Yine Yargıtay işçinin taksitler halinde ödenen kıdem tazminatı için geçmiş günler faizi isteyebileceği hakkını teslim ediyor. Ancak, bu istemde bulunabilmek için ödemelerin ihtirazi kayıt konularak alınmış olması gerekiyor. Yargıtay bir kararında, kıdem tazminatının taksitle ödenmesi halinde ihtirazi kayıtla alınan kısımlar için hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren faiz istenebileceğini hükme bağlamış bulunuyor. Taksitli kıdem tazminatının ödenmesi halinde gecikme faizinin talep edilebilmesi için son taksitten önce ihtirazi kaydın yapılması gerekiyor. İhtirazi kaydın ihbar tazminatı hesap cetvellerine değil, kıdem, ihbar tazminatının beş taksitle ödeneceğini gösteren yazıya ve bordrolara konması gerekiyor.

Kıdem tazminatı taksitlerinin ödeme tarihlerine kadar geçmiş günler faizinin, fesih tarihindeki bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı tespit edilerek belirlenmesi gerekiyor. Ödenmeyen günler için faiz miktarının yıllık faiz oranının 365′e bölünmesi suretiyle bulunması gerekiyor. Faizin fesih tarihinden itibaren uygulanması gerekiyor Yargıtay E. 2008/13070 ; K. 2008/13654).

Kıdem Tazminatı Taksitle Ödenir mi?

Labels:

Sosyal güvenlik destek primi vermeliydiniz

Emekli Sandığı emeklisiyim. 1997′de bakkal dükkânı açtım. 2006′da dükkânını kapattım ve muhasebecim bana, ‘SSK ile Bağ-Kur’a borcun yoktur’ diye bir kâğıt verdi. Ancak daha sonra emekli aylığımdan 800 TL kesildi. Bu kesintiyi araştırırken bu kez 7 bin TL’lik borç çıkarıldı. Bunun nereden kesildiğini bir türlü öğrenemedim. İsmi mahfuz

1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun ‘SGDP’ başlıklı ek 20. maddesine göre; “Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu kanunun 50. maddesine göre belirlenen 12. gelir basamağının yüzde 10′u oranında sosyal güvenlik destek primi öder. Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde Gelir Vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadır…”.

Buna göre de, 2003 ile 2006 arasında Bağ-Kur’a her ay 12. basamağın yüzde 10′u kadar sosyal güvenlik destek primi (SGDP) ödemeliydiniz. Kesintinin ve çıkan borcun sebebi bu SGDP’dir.

Sosyal güvenlik destek primi vermeliydiniz

Labels:

Emeklilik yaşından düşülecek

Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu olan analara verilen ilave prim ödeme gün sayısının yanında, bu kadınların emeklilik yaşından da indirim hakları bulunuyor. Yani, 1 Ekim 2008 gününden sonraki çalışma sürelerinin dörtte biri kadar prim günü artacak ve artan prim günü kadar da emeklilik yaşından indirim yapılacak. Diğer bir ifadeyle, kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri emeklilik yaşından düşülecek.

Emeklilik yaşından düşülecek

Labels:

Evinde engelli çocuğu olan anne erken emeklilik hakkı kazandı

Evimde baktığım engelli çocuğum var. Benim gibi olan annelere erken emeklilik diye bir şey duydum. Bu konuda bilgi verir misiniz?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SS ve GSS) Kanunu ile malul çocuğu olan annelere çalışmaları halinde erken emeklilik ile ilgili düzenlemeler getirilmiştir. Buna göre; sürekli bakıma muhtaç derecede malul (engelli) çocuğu bulunan kadın sigortalıların, kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 1.10.2008 gününden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecektir. Ancak, bu ilavenin yapılabilmesi için çocuğun başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğunu sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri gerekmektedir. Tekrar söylüyorum; kadın sigortalılara bu hak kanunun yürürlük tarihinden (1 Ekim 2008 tarihinden) sonraki süreler için verilecektir.

Malul çocuğun ölümü veya bakıma muhtaçlığının kalkması halinde, kanunun yürürlük tarihinden ölüm tarihine veya bakıma muhtaçlığın kalktığına karar verilen sağlık kurulu rapor tarihine kadar geçen hizmetlerin dörtte biri prim ödeme gün sayısına eklenecektir.

Evinde engelli çocuğu olan anne erken emeklilik hakkı kazandı

Labels:

Kârlı İşyerinden Kriz Nedeniyle İşçi Çıkartılamaz

Geçtiğimiz günlerde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, kâr ettiği tespit edilen bir şirketin, iş daralması ve ekonomik gerekçelerle personel çıkaramayacağına hükmederek güncel kriz sorununa ışık tutacak bir karara imza attı.

İşçinin başvurusuna karşın önce yerel mahkeme, ‘zincir imalatı yapan işverenin siparişlerinde azalma yaşandığı ve bundan dolayı işten çıkarmanın haklı sebebe dayandığına’ karar vermiş olsa da dosyaya bakan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davaya ilişkin kararında, işverenin, işçi çıkarmaya gerekçe gösterilen ‘istihdamı engelleyen zorlayıcı nedeni’ kanıtlaması gerektiğini, 2006 yılına göre 2007′de satışlarda yüzde 12, maliyetlerde yüzde 16 azalma olmasına rağmen şirketin yüzde 17 kâr artışı gösterdiği, kâr ettiği, fesih dışında diğer bir önlem alınmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı’ tespitinde bulunarak feshi iptal etti.

Feshin geçerli nedene dayanması

İş sözleşmesinin feshinin doğru ve sağlıklı olması için en başta feshin geçerli bir sebebe dayanması gerekiyor. Feshin geçerli sebebe dayandırılması ilkesi;

“İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler: İşyerinden kaynaklanan geçerli sebepler işyerinin dışından veya içinden kaynaklanan sebepler olarak iki yönde değerlendirilebiliyor.

a) İşyeri dışından kaynaklanan nedenler: Sürüm ve satış olanaklarının azalması; talep ve sipariş azalması; enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi sebeplerle işyerinde işin sürdürülmesinin olanaksız hale gelmesi,

b) İşyeri içi sebepler ise: Yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerlerinin bazı bölümlerinin kapatılması, bazı iş türlerinin kaldırılması,

Fesih uygulamasına giderken işverenden, fazla çalışmaları kaldırması, işçinin rızası ile çalışma süresinin kısaltılması ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerinin getirilmesi, işi zamana yayarak, işçileri başka işlerde çalıştırma yollarını arayarak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşması ve feshe en son çare olarak bakması bekleniyor.

Bu nedenle geçerli sebep kavramına uygun yorum yaparken sürekli olarak fesihten kaçınma olanağının olup olmadığının araştırılması gerekiyor ve buna Son Çare (Ultima Ratio) ilkesi deniyor.

Karar ne anlama geliyor?

Söz konusu karar işletmede satışlar, ciro ve buna bağlı olarak üretim düşse bile şayet kârlılık düşmemiş, aksine artmışsa artan bu karın işçiyi koruyucu şemsiye olarak kullanılabileceği biçiminde sosyal güvence ve yaşamı gözeten bir karar anlamına gelmekte, krizdeki çalışma yaşamımızda istihdama ışık tutucu bir yön taşımaktadır.

İşverenlere de ciroda ve üretimde düşüş olsa bile en azından kârlılık varsa işçi çıkaramayacağı anlamına geliyor.

Kârlı İşyerinden Kriz Nedeniyle İşçi Çıkartılamaz

Labels:

SSK, Bağ-Kur’a göre daha avantajlı

Bir arkadaşım yurtdışı borçlanması ile 5.200 (x 3,5 USD) gün ödeyip SSK’dan emekli oldu ve şimdi eline yaklaşık 740 YTL emekli maaşı geçiyor (kendisi 63 doğumlu, ben 65 doğumluyum). Diğer tarafta ben emeklilik için prim günü artı yurtdışı borçlanmam ile toplam 9000 gün Bağ-Kur’a prim ödemiş olacağım (ki bunun yaklaşık 4000 günü yurtdışı borçlanma). Bana söylenilene göre benim alacağım maaş yaklaşık o kadar olacakmış. Bağ-Kur’un hiç bir avantajı yok mu SSK ya nazaran? Eğer maaşlar ayni ise neden 9000 gün prim ödüyoruz? Yakınlarımdan SSK’nın, Bağ-Kur emeklilerine nazaran çok daha avantajlı olduğunu duyuyorum. Bu doğru mu?

Hem emekliliğe hak kazanma hem de emekli aylığı açısından SSK’nın Bağ-Kur’a göre daha avantajlı olduğu doğru.
Bu avantaj, 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu öncesinde SSK ve Bağ-Kur sigortalılarının ayrı kanunlara tabi olmalarından ve emeklilik şartları ile emekli aylığı hesaplama yöntemlerinin bu kanunlarda farklı belirlenmiş olmasından kaynaklanıyor. 5510 sayılı Kanunun amaçlarından biri de zaten bu farklılığı giderip, sigortalılar arasındaki norm ve standart birliğini sağlamak.
5510 sayılı Kanun öncesinde SSK ve Bağ-Kur sigortalılarının prime esas kazanç tutarları farklı idi. SSK sigortalıları prime esas kazanç tutarının alt ve üst sınırları arasında kalmak üzere brüt ücret ve ücret sayılan gelirleri üzerinden prim öderken, Bağ-Kur sigortalıları 24 basamaklı gelir tablosuna göre prim ödüyorlardı.
Emekli aylıklarının hesaplanmasında prime esas kazanç tutarları ve prim ödeme gün sayısı olmak üzere iki ayrı parametre kullanılıyor. Ayrıca SSK sigortalıları ile Bağ-Kur sigortalıları için belirlenen alt sınır aylığı (en düşük emekli aylığı) birbirinden farklı idi. Bu nedenle de aynı süre prim ödemiş olan SSK ve Bağ-Kur sigortalısının emekli aylıkları farklı oluyor.
5510 sayılı yeni sosyal güvenlik kanunu bu farklılığı gideriyor. Tabi bu durum 1.10.2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin. Yeni düzenleme, nimet külfet esası üzerine kurulu. Artık SSK’lı da Bağ-Kur’lu da ne kadar yüksek prime esas kazanç üzerinden ne kadar çok prim öderse, emekli aylığı da o kadar yüksek olacak.

SSK, Bağ-Kur’a göre daha avantajlı

Labels:

Kayınvalideniz 8 yılda Bağ-Kur’dan 3,5 yılda SSK’dan emekli olur

Kayınvalidem 01.01.1958 doğumlu olup, 29.08.1989 tarihinde ilk kez Bağ-Kur’dan zorunlu sigortalı olmuş ve 7 yıl 1 ay prim ödemiş. Başka bir hizmeti yoktur.
İsteğe bağlı sigortalı olduğu taktirde veya 4/a’lı olarak çalışmaya başladığında kaç gün prim ödeyerek ve de kaç yıl sonra emekli olabilir?

Kayınvalideniz isteğe bağlı sigortalı olduğu taktirde, mevcut 7 yıl 1 aylık (2550 günlük) prim ödeme süresini, 7 yıl 11 ay (2850 gün) daha prim ödeyerek 15 tam yıla (5400 güne) tamamladığında, Bağ-Kur’dan (devredilen) kısmi yaşlılık aylığına (yaştan emekli olmaya) hak kazanır.
4/a (SSK) kapsamında çalışmaya başlaması halinde ise 4/a kapsamında 1260 gün (3,5 yıl) prim ödediğinde SSK’dan (devredilen) kısmi yaşlılık aylığına (yaştan emekli olmaya) hak kazanır.

Kayınvalideniz 8 yılda Bağ-Kur’dan 3,5 yılda SSK’dan emekli olur

Labels:

270 gün içinde doğum yapan borçlanma yapabilecek

SSK başlangıcı olup ta doğum yaptığı sırada çalışmayan bayanların bu dönemde doğumdan dolayı iki sene borçlanmaları mümkün mü? Bu konudaki yazılarınızı okumuştum. Yasalar birbiri ile çelişiyordu. Son durumda uygulama ne oldu, bilginizi paylaşırsanız mutlu oluruz.

Doğum borçlanması ile ilgili Genelge henüz yayımlanmadı. Daha önce verdiğim yanıtlarda da belirttiğim gibi, Yasa da aksine bir hüküm olmamakla birlikte, Tebliğe göre doğum borçlanması için doğum nedeni ile işten ayrılınmış olması gerekiyor.
Aldığımız duyumlara göre bu kural, hazırlanmakta olan Genelgede de korunuyor. Buna göre doğum nedeniyle işten ayrılmış olmayan bayan, doğum borçlanması yapamayacak. Ancak Genelgede, işten ayrıldıktan sonra 270 gün (9 ay) içinde doğum yapan kadının, doğum nedeniyle işten ayrılmış kabul edileceği ve doğum borçlanması yapabileceği şeklinde bir açıklama yapılması öngörülüyormuş.

270 gün içinde doğum yapan borçlanma yapabilecek

Labels:

Prim tamam yaş eksik

Soru: 28 Temmuz 1966 doğumluyum. 1 Kasım 1988 tarihinde SSK girişim bulunmaktadır. Askerlik görevimi yaptıktan sonra SSK girişim olmuştur. SSK hizmet sürem şuan 4.818 gündür. 2 yıl 9 ay 18 günde Bağ-Kurlu hizmet sürem bulunmaktadır. Bu hizmet süremi de hesaplatıp SSK kurumuna elden teslim edip kayda alınmasını sağladım. Yukarıdaki gün sayıma göre ne zaman emekli olurum? Askerlik süremi borçlanmalıyım mı? Yoksa emekli olacağım zaman mı borçlanayım?

Cevap: Askerliğinizi sigorta başlangıç tarihinden önce yaptığınızdan borçlanmanız halinde, sigorta başlangıç tarihiniz askerlik süreniz kadar(18 ay kabul edilmiştir) geri gider ve emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5375 gün prim ödeme ve 50 yaş şartlarına tabi olursunuz. Prim ödemeniz yeterli olduğundan bundan sonra prim ödemeseniz de, 50 yaşınızı dolduracağınız 28 Temmuz 2016 tarihinde emekli olabilirsiniz.

Prim tamam yaş eksik

Labels:

Banka dekontlarını kuruma ibraz ettiğiniz de günleriniz ortaya çıkar

Soru: 5 Nisan 1967 doğumluyum. SSK giriş tarihim 7 Temmuz 1983. İsteğe bağlı yatırdığım 420 gün dahil 5210 günüm var. Ancak internetten baktığımda isteğe bağlı prim ödemelerim 180 gün olarak görünüyor. Elimde banka dekontları var. İsteğe bağlı kalan 240 günü nasıl ibraz edebilirim? Ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Banka dekontların bir örneğini dilekçe ekinde Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne ibraz ettiğinizde, görünmeyen isteğe bağlı prim ödemelerinize ilişkin günleriniz dosyanıza işlenir. Emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5150 gün prim ödeme ve 47 yaş şartlarına tabisiniz. Prim ödemeniz yeterli olduğundan, bundan sonra prim ödemeseniz de, 47 yaşınızı dolduracağınız 5 Nisan 2014 tarihinde emekli olabilirsiniz.

Banka dekontlarını kuruma ibraz ettiğiniz de günleriniz ortaya çıkar

Labels:

1343 gün prim ödemelisiniz

Soru: 2 Ocak 1966 doğumluyum. İlk sigorta giriş tarihim 1 Ocak 1982. Toplam 72 sigorta günüm mevcut. 15 Haziran 1995 tarihinden 15 Ağustos 2005 tarihine kadar Bağ-Kur’um var. 15 Ağustos 2005 tarihinde Bağ-Kur’dan ayrıldım. Bağ-Kur gün toplamı 3660. Sigortaya geçsem ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: SSK ya geçmeniz avantajlı. SSK da emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5075 gün prim ödeme ve 46 yaş şartına tabisiniz. 1 Mayıs 2009 tarihinden itibaren sigortalı bir işte çalışarak 1343 gün daha prim ödeyerek, 3732 gün olan prim ödemenizi 5075 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

1343 gün prim ödemelisiniz

Labels:

Prim ödemenizi 5000 güne tamamlamalısınız

Soru: 24 Nisan 1955 doğumluyum. İlk sigorta girişim 19 Eylül 1978 dir. 1999 – 2004 tarihleri arasında 1933 gün çiftçi Bağ-Kuru ödedim. 2004 yılından bu zamana kadar sigortalı bir işte çalışmaktayım. Toplam sigorta prim gün sayım 1836 gün. 20 aylık askerlik sürem ide satın aldığım taktirde, ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Askerliğinizi borçlanırsanız emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5000 gün prim ödeme ve 44 yaş şartlarına tabi olursunuz. 631 gün daha prim ödeyerek, 4369 gün olan prim ödemenizi 5000 güne tamamlayacağınız tarihte, emekli olabilirsiniz(ara vermeden prim öderseniz Nisan 2010 ayında).

Prim ödemenizi 5000 güne tamamlamalısınız

Labels:

Sanal dünyada hizmet veriyor

Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, özel sektörü olduğu kadar kamu kurumlarını da etkisi altına almış durumda. Kamu kurumları, ìbugün git, yarın gelî anlayışından, bilişim fuarlarına katılan ve e-devlet uygulamalarında yarışan bir aşamaya gelmeye başladı. Bu kapsamda İş-Kur da son yıllarda internet üzerinden vermeye başladığı hizmetlerle, hizmet kitlesine önemli kolaylıklar sağladı. Bu hizmetlerden bazıları;

Kurumun sitesine işveren veya iş arayan olarak üye olup, işgücü arztalep durumunu on-line izleyebiliyorsunuz.

İşsizlik sigortası ödemelerine ve kurumca yapılan diğer ödemelere internet sitesinden başvurabiliyor, aşamaları da yine on-line olarak izleyebiliyorsunuz.

İşverenler de aylık işgücü çizelgelerini yine internet ortamında kuruma gönderebiliyor.

Sanal dünyada hizmet veriyor

Labels:

Mesleğini geliştir

Kurumda meslekli olarak kaydı bulunan ve mesleki niteliğini geliştirmek isteyen işsizlerin niteliklerini, işgücü piyasasının gereklerine göre yükseltmek ve bu suretle istihdamlarını sağlamayı amaçlayan kurslardır. Şubat ayı içerisinde bu kurslardan 210 ayrı kurs açılmış ve toplam 4169 kişi katılmış.

Mesleğini geliştir

Labels:

İşini kurmak İsteyene destek

Kuruma kayıtlı işsizlerden herhangi bir mesleki bilgi ve becerisi bulunmayanların kendilerine gelir getirici bir faaliyette bulunmalarını temin amacıyla düzenlenen meslek edindirme kurslarıdır. Bu kurslar daha çok yörenin özellikleri dikkate alınarak planlanmakta. Kurslara katılanlar, hem kendi potansiyellerini nasıl hayata geçirebileceklerini hem de uygulamaya ilişkin eksikliklerini gidermiş oluyor.

İşini kurmak İsteyene destek

Labels:

İstihdam garantili işgücü kursları

20 Haziran 2009 Cumartesi

Kuruma kayıtlı herhangi bir mesleği ya da iş piyasasında geçerli bir mesleği olmayan işsizlerin, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu mesleklerde yetiştirilerek istihdam edilmelerini amaçlayan kurslardır. Bu kurslar sayesinde özellikle Anadolu’da, yerli müteşebbislerin ara eleman ihtiyaçlarına önemli oranda cevap verilmiş oluyor. Geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde İş-Kur tarafından istihdam garantili olarak 52 ayrı kurs düzenlenmiş ve kadın-erkek 1598 kişi bu kurslara katılmış.

Labels:

Günlük 15 lira harçlık

Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen ve İş-Kur tarafından koordine edilen istihdam projeleri, illerde açılan kurslar üzerinden yürütülüyor. Bu kurslara katılan işsizlere veya mesleğinigeliştirmek isteyenlere, her gün için 15 TL harçlık veriliyor. Bir kimse hem kursa katılıp hem de işsizlik ödeneği alıyorsa, aylık geliri 1000 TL’yi bulabiliyor. Asgari ücretle çalışan bir işçinin eline geçim indirimi hariç 477,18 TL geçiyor. Dolayısıyla İş-Kur kursların bir işsize, çalıştığının iki katı ödeme yapılmış oluyor.

Labels:

Meslek danışmanlığı

Ülkemizde en fazla ihmal edilen konuların başında meslek danışmanlığı gelir. Kişilerin kendilerini ve yöneldikleri meslekleri tanımadan yaptıkları seçimler, mutsuz insan-kalitesiz iş-kalitesiz hayat döngüsünü çıkarır karşımıza. İşte bu döngünün kırılabilmesi için işsiz kalınan günler belki de bir fırsata dönüşebilir. İş-Kur tarafından Meslek Bilgi Merkezleri’nde verilen meslek danışmanlığı, bu anlamda bir fırsat sunuyor. Bu hizmetten;

Meslek seçme aşamasında olanlar,

Meslek eğitimine başlayacak olan gençler,

İlk kez çalışma hayatına atılacak olanlar,

Uzun süreli işsizler, işsizlik sigortası ödeneği alan işsizler,

Meslek becerilerini geliştirmek isteyenler,

Mesleğini veya işini değiştirmek isteyenler,

İş bulmakta sıkıntıları bulunan,

Meslek edinme veya iş seçmede güçlükleri olan ve n Mesleki uyumsuzluk problemleri bulunan gençler ve yetişkinler yararlanabilirler. Bu saydığımız listenin neresinde olursanız olun, mesleki konularda karar vermeden önce bir de İş-Kur’a danışmaktan bir şey kaybetmezsiniz.



Labels:

İşsize ödeme yapıyor

Daha önceki bölümlerde ayrı ayrı ele aldığımız kısa çalışma, ücret garanti fonu ve işsizlik ödenekleri, İş-Kur tarafından yapılan ana ödeme kalemlerini oluşturuyor. Şubat ayı verilerine göre işsizlik ödeneğinden 281 bin 882 kişi, ücret garanti fonundan 19 kişi, kısa çalışma ödeneğinden ise 6 bin 935 kişiye ödeme yapılmış. Bu ödemelere dair detay bilgileri ve yararlanma şartlarıyla ilgili püf noktaları geçtiğimiz bölümlerde ele aldık. Fakat İş-Kur tarafından verilen hizmetler elbette bu ödemelerle sınırlı değil.

Labels:

İş- Kur hem para hem eğitim veriyor

Türkiye İş Kurumu, klasik faaliyetlerinin yanı sıra artık çok farklı görevler yürütüyor. Örneğin, düzenlediği kurslara katılan işsizler hem harçlık hem işsizlik ödeneği alabiliyor…

Kısaca İş-Kur olarak bilinen Türkiye İş Kurumu, esas itibariyle iş arayanlarla işçi arayanları buluşturma ve istihdamda arz-talep dengesini sağlama misyonunu haiz. Fakat son yıllarda Kurumun üstlendiği projeler ve iş gücü piyasalarına getirdiği açılımlar, statik bir devlet kurumu görüntüsünün ötesine geçiyor.

Kurum tarafından, klasik ìiş ve işçi bulmaî faaliyetlerinin yanı sıra işsizler için bir çok cazip hizmet sunulmasına rağmen, bu hizmetlere işsizlerin yeterince ilgili ve bilgili olduğu da söylenemez. Oysa mevcut işsizlik ortamında İş-Kur tarafından sağlanan hizmetlerin ve bunlardan yararlanma şartlarının bilinmesi bir kat daha önem kazanmış durumda.



Labels:

SGK Başkanı Kazım Ergün’ü koruyor

İşçi emeklilerinin haklarını korumak ve tüm emeklilerin aylıklarını arttırmak yerine kendi emekli aylığını 750 liradan 3000 liraya çıkarmayı tercih eden Kazım Ergün için, Bilgi Edinme Kanunu gereğince 06.09.2008 günü saat 20.03 de SGK Bilgi edinme birimine,

-SSK emeklisi midir?
-SSK emeklisi değil ise nasıl işçi emeklileri derneği başkanıdır?
-Kendisi için SGK bütçesinden kesenek ödenmekte midir?
-Ödeniyorsa hangi Kanuna göre ödeniyor?
-Emekli Sandığı’ndan ne zaman emekli edilecek ve kaç para aylık alacaktır?
diye soru gönderdim.

Bugüne kadar hiçbir cevap verilmedi ben de durumu Başbakanlık Bilgi Edinme Birimine şikayet ettim ama maalesef ordan da sonuç gelmedi. SGK Bilgi Edinme Birimi, Başbakanlık Bilgi Edinme Merkezini kandırdı başka soru gönderdi.



Labels:

Emekli aylığınızı 750 liradan 3000 liraya çıkarabilirsiniz

Emekli aylığınız kaç para olursa olsun 3000 liraya çıkarabileceksiniz….
Bu sihirli formülün yöntemini veriyorum…

Yapmanız gerekenler,
1-Bunun için önce SSK emeklisi olacaksınız
2-İşçi emeklilerinin haklarını korumak adına İşçi Emeklileri derneği başkanı seçileceksiniz
3-SGK Yönetim kurulu üyesi olarak ayda 4 bin 500 lira aylık, sekreter, makam şoförü, makam arabası sahibi olacaksınız
4-SGK Başkanına yalvarıp,
a-SSK aylığınızı kestireceksiniz
b-Yönetim kurulu üyesi olarak 5434 sayılı Kanuna tabi kesenek ödemesini isteyeceksiniz
5-Üç buçuk yıl (1260 gün) 5434 sayılı Kanuna göre devlet adınıza kesenek ödeyecek
6-Sonrasında emekli olduğunuzda 3 bin lira emekli aylığınız olacak.

***İşçi emeklisi sıfatıyla Türkiye İşçi Emeklileri Derneği’ne genel başkan seçilmiş ve tüm işçi emeklilerinin haklarını savunmak adına yola çıkmıştır…

***Önce SSK’da yönetim kurulu üyesi olmuş ve SSK’dan emekli aylığı almaya devam etmiş, yönetim kurulu üyeliğinden de ücretlerini almıştır.

***Ardından SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapatılıp yerine SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) kurulmuş ve 25 Kasım 2006 günü de ilk genel kurulunda seçimle bu kere SGK Yönetim kurulu üyesi seçilmiştir.
***Ardından dönemin ilk SGK Başkanı Birol AYDEMİR’e çıkıp, benim SSK emekli aylığımı kestirip benden 3,5 yıl yönetim kurulu üyesi olarak adıma kesenek ödeyin demiş ve bu teklifi bazı şartlarla kabul görmüştür. (Emeklilerin haklarını savunmayı bırak-kendini hakkını düşün kuralı devreye girmiştir) Hatta geçmiş için bile kesenek ödenmiştir.

***Üstelik bu durum 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesine aykırı olduğu için SGK Yönetim Kurulu özel karar çıkarmıştır. Zira, 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin (e) bendine göre SSK emekli aylığı da kesilemez ve adına devlet kesenek ödeyemezdi.

*** Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre şimdi kendisi halen iştirakçi yani daha adına kesenek ödeniyor ve T.C. Emekli Sandığı’ndan emekli olmamış ama emekliliğine çok az kaldı. Birkaç ay sonra 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince emekli olacak ve en sonra Şubat 2005 ayında aldığı 581 lirayı 3000 liraya çıkaracak.



Labels:

İNTİBAK KANUNU MUTLAKA ÇIKARTILMALI

İNTİBAK KANUNU MUTLAKA ÇIKARTILMALI

Her sosyal güvenlik reformu emekli aylığı hesabını değiştirmekte ve çalışanlar aleyhine durum meydana getirmektedir. Emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi değiştikçe, bırakın farklı kurumlardaki sigortalıları, SSK içinde farklı tarihlerde emekli olanlar arasında bile bağlanan aylık miktarları açısından adaletsizlikler ortaya çıkmaktadır. Yapılması gereken, ortaya çıkan intibak sorunlarından işe başlayarak sistemi ıslah etmek, emekli aylıklarının (eşitler arasında) eşitlenmesini sağlayacak intibak yasasının çıkartılmasıdır.



Labels:

GELİŞMEDEN PAY VERİLMİYOR

GELİŞMEDEN PAY VERİLMİYOR

1988 yılında süper emeklilik sistemi ile en düşük emekli aylığı ile en yüksek emekli aylığı arasında 10 kat var iken, bugün (2009 yılında) en düşük ile en yüksek arasında sadece 1,6 kat fark söz konusu. Yani süper emeklilerin aylığı devamlı eritilerek en düşük emekli aylığına yaklaştırılmıştır. Her değişiklik ve her reform göstergeleri emekli aylıklarını birbirine yaklaştırmıştır.

Yıllar 1988 2009
En düşük gösterge 700 9.475
En yüksek gösterge 6.400 1.5175
Kaç katı 9,15 1,6



Labels:

SÜPER EMEKLİLİKLE FARK 10 KATA ÇIKTI

SÜPER EMEKLİLİKLE FARK 10 KATA ÇIKTI

1986 yılı sonunda 3395 sayılı kanun çıktı ve buna göre 87/11994 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 09.07.1987 gününden geçerli olmak üzere taban göstergesi 1.700′den başlayan ve 6 bin 400 ile biten ‘Üst Gösterge Tablosu’ yürürlüğe konuldu. İşte buna halk arasında ’süper emekli tablosu’ denilmiştir ki en düşük gösterge (aylık) ile en yüksek gösterge (aylık) arasındaki fark 10 katından fazla olmuştur. Mesela, 1988 yılında en düşük SSK emekli aylığı 41 bin 160 lira iken getirilen süper emeklilik ile en yüksek emekli aylığı 82 bin 320 liradan 376 bin 320 liraya çıkarılmıştır. Yani fark dokuz kattan fazla olmuştu.

Süper emeklilik uygulamasından (1987 yılında) önce emekli olanlara da fark parası ödeyerek, normal gösterge tablosundan üst gösterge tablosuna geçip süper emekli edilecekleri ilan edilmişti. O tarihlerde emekliler, yüklü miktarlarda para ödeyerek normal emeklilikten süper emekliliğe geçirilmişti. Bu kişiler sadece birkaç ay süper emekli aylığı alabildi. Anayasa Mahkemesi, eski emeklilerin fark yatırarak yüksek emekli aylığı alması işlemini iptal etti ve gerekçesi de, (26.10.1988 gün ve 1988/19 esas sayılı kararda yazan gerekçe), “Aynı sosyal güvenlik kurumu içerisindeki sigortalılardan bir gruba özel bir güvenlik sağlanması sosyal güvenliğin dayandığı ilkelerle bağdaşmaz.” olmuştu.



Labels:

EMEKLİ AYLIĞININ FORMÜLÜ: GÖSTERGE X KATSAYI X ABO

EMEKLİ AYLIĞININ FORMÜLÜ: GÖSTERGE X KATSAYI X ABO

Yukarıdaki emekli aylığı formülü, 31.12.1999 gününden önceki sürelerimizin hesaplamasında kullanılan formüldür. Süper emekliliğin olmadığı tarihlerde SSK’dan emekli olan birisi, son beş yıllık ortalama kazancına göre göstergesini tespit ettirir. Bu gösterge ile o tarihlerde geçerli olan memur aylık katsayısı çarpımının aylık bağlama oranı kadar emekli aylığı alırdı. 5 bin günü olan birisi için aylık bağlama oranı (ABO) yüzde 60 olup 5 bin günden sonraki her 240 gün için yüzde arttırılırdı. Gösterge tablosu da 700′den başlayıp 1.400′de biterdi. Yani en düşük emekli aylığı ile en yüksek emekli aylığı arasında iki kat fark vardı.



Labels:

SSK ve Bağ-Kur emeklisi, ülke büyüdükçe fakirleşiyor, küçüldükçe zenginleşiyor

SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarını her yıl eriten ana sebep, ülkenin büyümesinden pay verilmemesidir. Şöyle çelişkili bir durum var: Ülke büyüdükçe emekli, dul ve yetimler, büyüme oranı kadar fakirleşiyor. Büyüme eksi çıktığında ise bu kesimler görece zenginleşiyor.

Sebebi ise emekli aylıklarına zam verilirken ülkenin büyüme oranının dikkate alınmaması. Bu durum SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin tümünü etkiliyor. Ancak bundan en fazla süper emekliler mağdur oluyor. Sayıları şu an 1,5 milyondan fazla olan SSK’nın süper emeklilerinin, aslında bugün aldıklarından en az 2 kat fazla aylık alması gerekir. Ama maalesef en düşük rakamdan aylık alıyorlar. 1987 yılında tavandan süper emekli olmuş birisine ülkenin büyüme oranlarından pay verilmiş olsaydı şu anki aylığının 1.900 lira olması gerekiyordu. Ama rakam maalesef 850 TL.

Özellikle SSK’dan emekli aylığı hesaplanırken geçmiş yılların (2000 yılı ve sonrasının) büyüme (gelişme) oranı ile geçmiş yılların TÜFE (enflasyon) oranı dikkate alınır. Ancak, emekli olduktan sonra aylıklar sadece TÜFE (enflasyon) oranı kadar arttırılmaktadır. Yani SSK ve Bağ-Kur emeklileri, emekli oldukları yılın yaşam seviyesi üzerinden ömür boyunca aylık alırlar, ama bulundukları yılın hayat seviyesine gıpta ile bakarlar. Daha açık deyimle 1987 yılının Türkiye’sinden emekli aylığı ödenirken, harcamaları 2009 yılı Türkiye’sine göredir.



Labels:

Ne Zaman Emekli Olabilirim

Hülya YILDIR-29.05.1986 ile 12.12.1988 arasındaki 2 yıl, 6 ay, 13 günlük Pamukbank’daki çalışmanız, ardından, 01.12.1998 ile 31.12.2005 arasındaki 2552 günlük SSK’lı çalışmanız ve sonrasındaki 03.01.2006 gününden bugüne kadar (17.04.2009 gününe) devam eden Bağ-Kur çalışma süreleriniz ile emekli olabilmeniz için en geç, 31.05.2009 gününe kadar vergi mükellefiyetinizi sona erdirip Bağ-Kur’dan çıkıp, SSK’lı olarak bir işe girmek ve 1 yıl, 5 ay daha prim ödeyerek toplamda 5150 günü tamamladığınız anda SSK’dan emekli olacaksınız.

Bu arada 31.05.2009 gününe kadar Bağ-Kur’dan çıkmazsanız yani vergi mükellefiyetinizi sona erdirip SSK’lı olmazsanız bu kere Bağ-Kur’dan 52 yaşından (20.12.2016 gününden) sonra olmak kaydıyla en az 7200 gün sayısı ile emekli olacaksınız.
Bu arada SSK’dan emekli olursanız, bugünkü rakamlara göre 1000 lira (+ – 75 lira) civarında emekli aylığınız olacak, Bağ-Kur’dan olursanız 520 lira (+ – 50 lira) emekli aylığınız olacak.

Ali Özduman- Özür oranınıza en son %36 olarak verilmiş, bu durumda vergi indirim belgesiy

le özürlü emekliliğinden faydalanamazsınız, işe giriş tarihiniz ile doğum tarihinizi aynı yazmışsınız, 15.03.1986 ilk işe girişiniz ile 49 yaşınızda toplamda 5300 gün ile SSK’dan normal emekli olabilirsiniz. Bu arada siz vergi indirim belgesi olmadan da SGK’ya özürlü emekliliği için müracaat ediniz SGK Merkez Sağlık Kurulu yüzde 40 ve üzerinde görürse özürlü olarak vergi indirim belgesi olmadan da erken emekli olabilirsiniz.

Bayram Şener-İşveren kıdem tazminatını, fesihten itibaren derhal ve nakden ödemek zorundadır. İlk olarak noterden yazı ile ihtarname gönderip ödemesi için 3 veya 5 gün süre veriniz. Süre için ödemez ise Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne şikayet edebileceğiniz gibi İş Mahkemesinde dava da edebilirsiniz.



Labels:

Önce teşvikleri gözden geçirin

Bu dizi iş hayatınıza ışık tutacak…İşsizlik, giderek artan oranda hem dünyanın hem ülkemizin gündemini meşgul ediyor. İlk olarak finans piyasalarında kendisini hissettirmeye başlayan küresel kriz, açıklanan rakamlardan anlaşıldığı üzere, reel sektöre de sıçramış görünüyor. En son açıklanan TÜİK verilerine göre Ocak / 2009 döneminde işsizlik oranı yüzde 15.5 olarak gerçekleşti.

Bu, geçen yılın aynı dönemine göre 3.9 puanlık bir artış anlamına geliyor. İş-Kur’a yapılan işsizlik ödeneği başvuruları da aynı minval üzere ilerliyor. Rakamların gelecek aylarda nasıl seyredeceği konusunda kesin bir öngörüde bulunmak mümkün değil. Ancak kötümser tahminler, iyimserlere göre daha güçlü görünüyor.

Okurlarımızın takip ettiği üzere Çalışanın Köşesi’nde, çalışma hayatı ve sosyal güvenliğe dair konuları ele alıyor, bu kapsamda okur sorularına da cevap vermeye çalışıyoruz. Gündemi işsizliğin belirlediği bir ortamda, elbette işveren-çalışan-işsiz okurlarımızdan gelen soruların pek çoğu işsizliğe dair.

Çare arayan işveren

İşverenlerimiz;

Çalışanlarımızı işten çıkarmadan, sigorta primlerinde ve diğer maliyetlerde tasarruf edebilir miyiz?

Çalışanlarımızı işten çıkarırken nelere dikkat edelim? şeklinde sorular soruyor

İşsiz kalma tehlikesi

Potansiyel işsiz olan çalışanlar;

Önümüzdeki süreçte işten çıkarılacak olursak yasal haklarımız neler?

Bu hakları alabilmek için nelere dikkat etmemiz gerekir?

Kötü niyetli işveren taktiklerine karşı ne yapmalıyız, haklarımızı nasıl koruruz? sorularını soruyorlar.

İş-Kur imkanları

En dezavantajlı grup olan işsiz okurlarımız;

İşsizlik ödeneğini hangi şartlarda alabiliriz?

İşsizken sağlık yardımlarını nasıl alacağız?

İşsizlik ödeneğinden başka İş- Kur’dan işsizlere hangi imkanlar sağlanıyor?

Bu imkanlardan faydalanmak için ne yapmalıyız? sorularını yöneltiyorlar.

İşte biz, bu soruların cevaplarını ve bunlara ilaveten merak edilen pek çok konuyu derli toplu bir yazı dizisi çerçevesinde sunmayı istedik.

ÖNCE TEŞViKLERi GÖZDEN GEÇiRiN

İşverenlerin, son çare olarak görülen ‘işçi çıkarma’ya başvurmadan önce ne yapabileceklerini iyi araştırmaları gerekiyor. Özellikle uygulamadaki teşvik sisteminin imkanları gözden geçirilmeli ve kısa çalışma ödeneği için çalışma yapılmalı…

Bir çalışan için işsiz kalmak ne kadar zorsa, iyi niyetli bir işveren için de çalışanının işine son vermek o kadar zor olsa gerek. Özellikle küçük ölçekli işletmelerde işten çıkarma sürecinin ağır bir duygusal atmosferde gerçekleştiğini biliyoruz. İşletme ölçeği büyüdükçe kararlar daha “rasyonel” alınıyor. Fakat bilhassa kıdemli/vasıflı elemanların işten çıkarılması, ölçeği ne olursa olsun bir işverenin başvuracağı son çaredir. İşte biz bu son çareden önce, işverenin iş ve sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında başvurabileceği çarelere değinmek istiyoruz.

1- TEŞVİK SİSTEMİNİ İNCELEYİN: Hali hazırda 5 ayrı teşvik paketi yürürlükte bulunuyor. Ancak bazı işletmelerin teşvik kapsamında iş yapmakla beraber teşvik imkanlarından gerektiği oranda yararlanamadığı ya da kendisi için en uygun teşvik paketinden istifade etmediği bilinen bir gerçek. Bunda, iş ve sosyal güvenlik alanında yetişmiş danışman sayısının azlığı da etkili oluyor.

Şu an yürürlükte olan teşvik uygulamalarını özetlersek; n 5084 sayılı Kanun kapsamındaki illerde (49 il ve Gökçeada ile Bozcaada) işveren payının yüzde 80′i veya yüzde 100′ü Hazine’ce karşılanıyor. Bu teşvik paketi normalde 2008 yılı sonunda bitecekken, başlanmış ve tamamlanmamış yatırımlar için 2009 yılı sonuna kadar uzatmaya gidildi.

SGK BORCUNA DiKKAT!

18-29 yaş arası gençleri, 18 yaşından büyük kadınları ve özürlüleri işe alan işverenlerin sigorta primi işveren payı, yüzde 100′den başlayıp, 5 yıl boyunca azalan oranda işsizlik fonundan karşılanıyor. Bu teşviğin süresi de yasal düzenleme ile bir yıl uzatıldı ve Temmuz 2010′a kadar işe alınan gençler ve kadınlar da teşvik kapsamında.

5510 sayılı Kanun kapsamında, SGK’ya borcu olmayan tüm işverenler 5 puanlık prim indiriminden yararlanıyor.

5746 sayılı Kanun kapsamında araştırma ve geliştirme faaliyetleri destekleniyor. Bu amaca yönelik çalıştırılan personelin sigorta primi işveren payının yarısı 5 yıl boyunca Hazine’ce karşılanıyor.

5225 sayılı Kanunla, kültür yatırımlarına ve girişimlerine sigorta primi işveren payı indirimi başta olmak üzere yer tahsisinden enerji desteğine kadar pek çok imkan tanınıyor.

HAZiNE DESTEĞi

Bu pakette sigorta primi işveren hissesinin, yatım aşamasında 3 yılı aşmamak üzere yüzde 50’si, işletme aşamasında da 7 yılı aşmamak üzere yüzde 25′i Hazine’ce karşılanıyor. Diğer paketlere nazaran en az bilinen ve başvurulan teşvik paketi bu. İşverenlerin, personel hareketleri ile ilgili ciddi bir karar almadan önce mutlaka, saydığımız teşvik paketlerinden gereğince yararlanıp yararlanmadıklarını irdelemeleri gerekiyor.

2- ÜCRETTE İNDİRİME GİDEBİLİRSİNİZ: İşten çıkarma kararından önce işverenlerin başvurabileceği bir başka yol da ücrette indirim. Tabi bu indirimin gerçekleşebilmesi için öncelikle çalışanın rıza göstermesi gerekiyor.

SÖZLEŞME GEREKiYOR

Çalışan için, biraz daha düşük ücretle çalışmak, işsiz kalmaktan daha iyi bir alternatif olabilir. Ancak özellikle kıdemli çalışanlar için, ücrette indirim yapıldıktan sonra muhtemel işten ayrılma durumunda, kıdem tazminatının bu düşük ücretten hesaplanması riski mevcut. Bu riski bertaraf etmek için işveren de kabul ederse bir sözleşme yapılabilir.

3- KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ CAN ŞİMİDİ: İşveren olarak personel ücretlerinde indirim yapılsa dahi ücretleri ödemekte zorlanıyorsanız, bu kez imdadınıza kısa çalışma ödeneği yetişecek. Geçtiğimiz ay kabul edilen 5838 sayılı Kanunla kısa çalışma ödeneği (KÇÖ)’ne son şekli verilmiş oldu. Yapılan düzenleme ile 3 ay limitli olan KÇÖ verilme süresi 2008- 2009 yıllarına has olarak 6 aya çıkarılırken, ödeneğin miktarı da yüzde 50 artırıldı. Yine bu iki yıla has olarak verilen KÇÖ, işsizlik ödeneğinden düşülmeyecek.

iŞ-KUR’A MÜRACAAT

Çalışanlara KÇÖ verilebilmesi için işverenin İş-Kur’a müracaat etmesi, müracaatın değerlendirilmesi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından talebin uygun görülmesi gerekiyor. Özellikle yapılan son düzenleme ile KÇÖ, işverenler için işten çıkarma öncesi ciddi bir alternatif haline geldi. Burada şunu da belirtelim ki bir çalışan, işveren tarafından teklif edilen kısa çalışma ödeneğini kabul etmek zorunda değil. Bu teklifi kabul etmeyerek istifa eden kişi, kıdem tazminatına da hak kazanır. KÇÖ’den, ancak işsizlik ödeneği almak için şartları uygun olan çalışanlar yararlanabiliyor. Bugün işsiz kalsa işsizlik ödeneği alamayacak olan çalışanlar, isteseler de KÇÖ alamıyorlar.

4- ÜCRETSİZ İZİN: İşverenlerin, kriz dönemlerinde sık sık başvurduğu tedbirlerden birisi de ücretsiz izin uygulaması. Aslında İş Kanunumuzda piyasada uygulanmakta olan ücretsiz izinle ilgili bir düzenleme yok. Yani kanun işverene, işçilerini zorunlu olarak ücretsiz izne gönderme hakkını vermiyor. Fakat çalışma ilişkisinde güçlü taraf işveren olduğu için, çalışanlar işten çıkarılmaktansa bir süre ücretsiz izne çıkmayı kabul ediyor. Bir anlamda ölümü görüp hastalığa razı oluyorlar.

PRiM ÖDENMiYOR

Ücretsiz izinde geçen süre için SGK’ya herhangi bir prim ödenmiyor fakat prim belgesi ekinde ücretsiz izne dair belgenin kuruma verilmesi gerekiyor. Çalışanlar, işverenin ücretsiz izin teklifini kabul etmek zorunda olmadığı için, bu teklife dayanarak işi bırakırlarsa kıdem tazminatına da hak kazanmış olurlar.



Labels:

Ücretsiz izinler işsizlik sigortasını etkilemez

15 Haziran 2009 Pazartesi

Şirketimiz zor durumda olduğu için Ocak ayında brüt maaşlarımızı düşürmemek için herkesin Aralık maaşlarına denk gelecek şekilde ücretsiz izin kullandırdı. Kimimiz iki, kimimiz dört ve altı gün olarak ücretsiz izin kullandık. 17 Nisan itibari ile ihbar sürem başlatıldı. İşsizlik aylığını alabilmem için gerekli olan kesintisiz 120 gün süresini etkiler mi?

işsizlik sigortası kapsamında işsizlik ödeneğinden yararlanmak için işten ayrılma tarihinden önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödenmiş olması ve son 120 günü kesintisiz olması gerekmektedir. Sigortalı işsizin, hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün içinde, hizmet akdi devam etmekle birlikte,

1- Hastalık, 2- Ücretsiz,3- Disiplin cezası,4- Gözaltına alınma, 5- Hükümlülükle sonuçlanmayan tutukluluk hali, 6- Kısmi istihdam, 7- Grev, 8- Lokavt, 9- Genel hayatı etkileyen olaylar, 10- Ekonomik kriz, 11- Doğal afetler,

Nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulması, işe ara verilmesi veya sigortalının çalışamamış olması halinde, 120 günün hesabında prim yatırılmayan bu süreler kesinti sayılmamaktadır. Bu bağlamda diğer koşulların varlığı halinde işsizlik sigortası yardımlarından faydalanabilirsiniz.



Labels:

Yetim aylığı alabilirsiniz

Annem babamdan dul maaşı alıyor. Şu anda işsiz ve bekarım. Bende yetim maaşı alabilir miyim? 13/12/1980 doğumluyum. Babam 1999’da öldüğünde bana maaş bağlamadılar Aylık bağlatabilmem için ne evrak gereklidir?

5510 sayılı Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan (5. maddeye tabi olarak iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasına göre çalışmaları hariç) veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına yetim aylığı bağlanmaktadır.

Bu nedenle siz de yetim aylığı alabilirsiniz. Ölüm aylığı bağlanabilmesi için hak sahiplerinin örneği Kurumca hazırlanan tahsis talep dilekçesi ve bir adet belgelik fotoğraf ile Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilgili ünitesine başvurmanız gerekmektedir.



Labels:

Ücretsiz izinleri borçlanabilir miyiz?

Ben 20/01/1973 doğumluyum ve 15/10/1991 tarihinde işe girdim. Üç yıla yakın ücretsiz iznim var. Emeklilik yaşımı sistemden hesaplatıyorum 49 yaşında emekli olabiliyorum. 20 yıllık hizmetimi tamamladıktan sonra emekli olmak istesem istifa etmem ve yaşımın dolmasını beklemem gerekiyormuş. Bende 2 yıllık ücretsiz iznimi borçlanabilir miyim? 20 yılımı doldurunca ayrılsam kıdem tazminatımı da alabilir miyim?

Geçmiş yıllarda ücretsiz izin, çalışmama gibi nedenlerle oluşan gün boşluklarının ve boşta geçen sürelerin prim günlerinin ödenebilmesi mümkün değildir.

Sigortalıların geçmiş yıllardaki gün boşluklarının doldurulabilmesi için yasa çıkması gerekmektedir. Sosyal güvenlik sistemimizde, yurt dışı borçlanması, askerlik borçlanması, grev ve lokavtta geçen sürelerin borçlanması, doğum borçlanması gibi borçlanmalar yapılmaktadır. 2 yıllık ücretsiz izninizi borçlanamazsınız.


Daha önce SGK tarafından 15 yıl ve 3600 gün sayısını doldurup yaşını bekleyen işçilerin kıdem tazminatı alabileceklerine ilişkin yazı verilmemekteydi. Ancak, 08/09/1999 tarihinden önce çalışmaya başlayanlar için aylığa hak kazanma koşullarından yaş dışında en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı koşullarını, 08/09/1999 tarihinden sonra çalışmaya başlayanlar için ise 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaş koşulu dışında kalan sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısı koşullarını en erken yerine getirdikleri tarihte, kıdem tazminatına ilişkin yazının verilmesi yönünde uygulamanın değiştirilmesi uygun görülmüştür.

Artık sigorta müdürlükleri 15 yıl ve 3600 gün sayısını doldurup yaşını bekleyen sigortalılara kıdem tazminatı alabileceğine ilişkin bir belge verilmektedir. Eğer 3600 gün sayısını doldurmuş iseniz kıdem tazminatı alabilirsiniz.



Labels:

Blogger Theme By:GosuBlogger and Araba Modelleri .