Ana Sayfa | Yaz?lar? takip   et | Yorumlar?   et

Belirli süreli sözleşmeyle çalışanın işsizlik ödeneği

30 Haziran 2009 Salı

Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan ve işsizlik ödeneği için gerekli tüm şartları sağlayan sigortalı, sözleşme sona erdiğinde işsizlik ödeneği alabilir mi?

Belirli süreli hizmet sözleşmesiyle çalışan sigortalı, sözleşme süresinin bitimi nedeniyle işsiz kalması halinde, diğer şartları da taşıması kaydıyla işsizlik ödeneğine hak kazanır.

Belirli süreli sözleşmeyle çalışanın işsizlik ödeneği

Labels:

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

1982 yılında özel sektörde sigortalı olarak işe başladım. 1984 yılında 20 ay askerlik borçlanmasını ödedim. 1986-1987 yılları arasında yine özel sektörde çalıştıktan sonra 1988-1996 yıllarında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda hizmet yaptım. 1996 Mayıs ayında memur kadrosuna intibakım (hizmet birleştirmesi ile) yapıldı. 1998 yılında Celal Bayar Üniversitesi’ne geçtim. Toplam sigortalılık hizmet süremi internetten 5015 gün olarak hesapladım.
Emekliliğim hangikadro (memur mu, işçi mi) üzerinden olacak? Memur kadrosuna geçerken almadığım kıdem tazminatını emekli olurken alacak mıyım? Alacağım tazminat miktarı ne kadar olacak?

2829 sayılı hizmet birleştirmesine ilişkin Kanun gereğince memur statüsünden 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olursunuz. 1988-1996 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda geçen hizmetlerinize ilişkin almadığınız kıdem tazminatı (memuriyette geçen hizmet toplamınız 30 yılı geçmezse), memuriyetten emekli olurken emeklilik ikramiyesi gibi hesaplanarak tarafınıza ödenir. Emekli olurken alacağınız bir yıllık
tazminat tutarı, bir yıllık emeklilik ikramiyesi kadar olur.

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

Labels:

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

1982 yılında özel sektörde sigortalı olarak işe başladım. 1984 yılında 20 ay askerlik borçlanmasını ödedim. 1986-1987 yılları arasında yine özel sektörde çalıştıktan sonra 1988-1996 yıllarında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda hizmet yaptım. 1996 Mayıs ayında memur kadrosuna intibakım (hizmet birleştirmesi ile) yapıldı. 1998 yılında Celal Bayar Üniversitesi’ne geçtim. Toplam sigortalılık hizmet süremi internetten 5015 gün olarak hesapladım.
Emekliliğim hangikadro (memur mu, işçi mi) üzerinden olacak? Memur kadrosuna geçerken almadığım kıdem tazminatını emekli olurken alacak mıyım? Alacağım tazminat miktarı ne kadar olacak?

2829 sayılı hizmet birleştirmesine ilişkin Kanun gereğince memur statüsünden 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olursunuz. 1988-1996 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işçi kadrosunda geçen hizmetlerinize ilişkin almadığınız kıdem tazminatı (memuriyette geçen hizmet toplamınız 30 yılı geçmezse), memuriyetten emekli olurken emeklilik ikramiyesi gibi hesaplanarak tarafınıza ödenir. Emekli olurken alacağınız bir yıllık
tazminat tutarı, bir yıllık emeklilik ikramiyesi kadar olur.

Memur kadrosuna geçerken almadığım tazminatımı alabilir miyim?

Labels:

Fiili hizmet zammı sigorta başlangıcını geri götürmez

Askerliğimi yedek subay olarak yaptım. Bağ-Kur’luyum. Emekli Sandığı askerliğimi 14 ay hizmet, 3 ay 15 gün de fiili hizmet zammı olarak gösteriyor. Bağ-Kur, fiili hizmet zammını emeklilik hesabında kabul etmiyor. Bu doğru mu? Doğru değilse Bağ-Kur’a nasıl ispat edebilirim? 23 yıl 8 ay Bağ-Kur hizmetim var. Başlangıç 15.06.1984. 01.01.1960 doğumluyum. Ne zaman emekli olabilirim?
Emekli Sandığı’na tabi olarak geçen hizmetlere ait fiili hizmet süresi zamları (FHZ) SSK veya Bağ-Kur’a tabi çalışanların hizmet birleştirmelerinde Emekli Sandığınca normal hizmet süresi olarak bildirilir ve tamamı emeklilikte geçerli hizmet süresinden sayılır. Ancak FHZ süreleri sigortalılık başlangıcını geriye götürmez ve yaştan düşülmez. 15.06.1984 Bağ-Kur başlangıcı ve öncesindeki Emekli Sandığı hizmetinize göre emeklilik için 47 yaş koşuluna tabisiniz. Yaşınız dolmuş, 25 tam yıllık sigortalılık süreniz de Emekli Sandığı hizmetinizle birlikte dolmuş olmalı. Birleştirilmiş hizmet sürenizin son kontrolünü yaptırıp emeklilik için başvurabilirsiniz.

Fiili hizmet zammı sigorta başlangıcını geri götürmez

Labels:

Ödenen primler hangi durumda geri alınabilir?

Okurlarımızdan aldığımız sorulara göre en çok merak edilen konulardan biri, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ödenen primlerin geri alınmasının mümkün olup olmadığına ilişkin…
Öncelikle, ödenen primlerin geri alınmasının, belli şartlarla mümkün olduğunu söyleyelim. Primlerin geri alınması, biri ‘yaşlılık toptan ödemesi’, diğeri ‘ölüme bağlı toptan ödeme’ olmak üzere iki şekilde oluyor.

Yaşlılık toptan ödemesi, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan sigortalının, yaşlılık (emekli) aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde, malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamaması durumunda söz konusu olabiliyor.

Ölüme bağlı toptan ödeme ise, sigortalının ölümü halinde, ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda söz konusu oluyor. Bu durumda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla hesaplanan ölüm toptan ödeme tutarı, sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına Kanun’da belirtilen hisseler oranında paylaştırılıyor.

İADE EDİLECEK PRİMLER

4/a (SSK) kapsamında ödenen primlerin iadesinde; 1 Ekim 2008 tarihinden önceki döneme ilişkin sigortalının kendisinin ve işverenlerinin ödediği, 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin ise sigortalının kendisi adına bildirilen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi iadeye konu oluyor.
4/b (Bağ-Kur) kapsamında ödenen primlerin iadesinde; 1 Ekim 2008 öncesi ve sonrası ayrımı olmaksızın sigortalının ödediği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi iadeye konu oluyor.
Sigortalının, varsa hizmet borçlanmaları ile isteğe bağlı sigorta primleri de toptan ödemelerine dahil ediliyor. Ancak kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık ve analık sigortası) ile genel sağlık sigortası primleri iade edilmiyor.

1 EKİM 2008 ÖNCESİ İÇİN FAİZ YOK

İade edilecek primlerin 1 Ekim 2008 tarihinden önceki döneme ait kısmı için, 1 Ekim 2008 tarihine kadar faiz hesaplanmıyor. Faiz (güncelleme katsayısı), 1 Ekim 2008 tarihinden önce ödenmiş olan primlerin

1 Ekim 2008 tarihindeki tutarı ile 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ödenmiş primlere uygulanıyor.
Buna göre, 1 Ekim 2008 tarihinden önceki döneme ilişkin iade edilecek primlerin 1 Ekim 2008 tarihindeki tutarı, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren; 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki her yıla ait prim tutarları ise primin ait olduğu yıldan itibaren, yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek, toptan ödeme şeklinde ödeniyor.

GÜNCELLEME KATSAYISI

Güncelleme katsayısı; her yılın aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan en son temel yıllı (2003) TÜFE değişim oranının yüzde 100′ü ile sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) gelişme hızının yüzde 30′nun toplamına (1) tam sayısının ilave edilmesi sonucu bulunan değeri ifade diyor.

İADE İÇİN BAŞVURU

Sigortalıya yapılacak iade için, 4/a sigortalılarının çalıştığı işten ayrıldıktan, 4/b sigortalılarının işyerini kapattıktan sonra, örneği SGK’ca hazırlanan tahsis talep ve beyan taahhüt belgesi ile başvurması gerekiyor.

Hak sahiplerine yapılacak ölüm toptan ödemesi için ise hak sahiplerinin, örneği SGK’ca hazırlanan tahsis talep ve beyan taahhüt belgesi ile başvurmaları gerekiyor. Tahsis talep dilekçesine ayrıca;

l 18 yaşını doldurmayanlar hariç, ortaöğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmayan erkek çocukların ilgili öğretim kurumundan alacakları öğrenci belgesi

,

l Malul çocuklar için sağlık kurulu raporu, eklenmesi gerekiyor.

Ödenen primler hangi durumda geri alınabilir?

Labels:

Sağlıkta ortak çözüm

Özellikle son birkaç yıl içinde sağlıkta büyük bir değişim yaşandı. Belki birkaç yıl önce bir çok kişinin hayal bile edemeyeceği bu dönüşüm sonucunda artık serbest eczanelerden ilaçlarımızı alabiliyor, özel hastanelerde tedavi olabiliyoruz. Bu değişimde amaç özel sektörün dinamik ve rekabetçi yapısıyla sağlıkta maliyetleri daha aşağıya çekmesi ve ülke kaynaklarının daha etkin kullanılması idi.

Şüphesiz sağlığa ulaşmadaki bu kolaylık ve bazı suistimaller sistem üzerindeki mali yükleri önemli oranda artırdı.

“Sağlık kurumları bindiği dalı kesiyor” (26/08/2005-Dünya); “El çek ilacımdan tabip” (01/07/2006-Star); “Sağlık sistemi nasıl iflasa koşuyor” (10.04.2008-Star) başlıklı yazılarımda konunun önemine birkaç kez değindim.

26 Ağustos 2005 tarihli bir köşe yazımda aynen “Sağlık kurumları bindiği dalı kesiyor” diye yazmıştım. Bu yazımda, “Eğer sağlık kurumları kendilerine çekidüzen vermez ve “hastaları yolunacak kaz”, sosyal güvenlik kurumlarını da “vurgun kapısı” olarak görmeye devam ederlerse sistem hızla çökecek. Sağlık kurumlarının (bilhassa özel sağlık kurumları tarafından kurulan derneklerin) etik değerleri ortaya koyması ve bu etik değerlerin denetiminin yine bu dernekler tarafından yapılması halinde suiistimaller en aza inecektir.” Diye yazmışım. Aradan geçen 4 yıla yakın bu süre içinde ne kadar haklı olduğumu görmemden dolayı hiç de mutlu değilim.

İşte sistemdeki aksaklıkların ortadan kaldırılması ve suistimallarin önlenerek ortak bir noktada buluşulması amacıyla Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve sektördeki diğer temsilcilerin yanı sıra, Türkiye’deki Özel Hastane yöneticileri bir araya geldi. OHSAD’ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantılarda sorunlara ortak bir çözüm aranıyor.

Sosyal güvenlik reformu olarak adlandırılan 5510 sayılı Kanunla birlikte çok önemli düzenlemeler yapıldı ve sağlık açılımda yeni bir döneme girildi. Sistemde bazı sancılar olmakla birlikte SGK Başkan Vekili Fatih Acar’ın ifade ettiği gibi, 1 yıl içinde bu sorunların konuşulmayacağı, ortak bir paydada buluşulacağını ümit ediyoruz.

Özellikle SGK’nın elektronik alt yapısında yeniliklerle birlikte Medula 3 sistemini 1 Nisan 2009 itibariyle devreye sokmasıyla birlikte elektronik kayıt sistemi ile verilerin elektronik ortamda takibi yapılmaktadır. Sağlık Uygulama Tebliğindeki kuralların bir çoğu elektronik ortamda takip edilip hatalar düzeltilecek.

Sağlıkta SGK tarafından aylık ortalama 2,3 Milyar TL ödeme yapılmaktadır. 2002 yılında 7,6 Milyar TL olan sağlık harcamaları sürekli bir artışla birlikte 2008 yılında yaklaşık 23,6 Milyar TL’ye yükselmiştir. Ülke içindeki tüm sağlık harcamalarının 2008 yılındaki tutarının 51 Milyar USD olduğu tahmin edilmektedir.

Özellikle gereksiz ilaç kullanımı sağlık sistemini ciddi şekilde tehdit etmektedir. İlaç tüketimindeki reel artışa bakıldığında 2002 yılına göre yüzde 153,9 oranında bir artış gerçekleşmiştir. İlacın sağlık harcamaları içindeki payı yaklaşık üçte birdir.

2009 yılı Mart ayı içinde ilaç harcamalarına 1.12 Milyar TL ödenmiş ve 23 milyon reçete düzenlenmiştir. Mutlaka ilaçta sahte ilaç ve küpür yazımının önüne geçilmelidir. Bu amaçla kare barkod sistemine geçilerek. sahte ilacın önü kesilmelidir.

SGK tarafından yapılan denetimlerde yılda 93 MR çekilen, yılda 163 göz ameliyatı olan bir hastanın tespit edilmiş olması son derece düşündürücüdür. Ancak, sınırlı sayıdaki kişinin hatası tüm sektöre mal edilmemelidir. Çürük elmalar ayıklanırken sisteme uygun davranan dürüst sağlık kuruluşlarının zarar görmesi önlenmelidir.

Danıştay’ın iptal ettiği 10 TL katılım payı alınması uygulamasından kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır. Hastaneler A-B-C-D kategorilerine ayrılarak farklı kalitede hizmet veren hastanelerin ayrıştırılması sağlanmalıdır. Hizmetin ve hastane kalitesinin, yapılan yatırımların aynı olmadığı düşünüldüğünde bunun elzem bir konu olduğu görülmektedir. Özel sağlık kuruluşlarının bir diğer yakındığı konu olan tüm sağlık kurumları için aynı sözleşme bedeline göre en fazla yüzde 30 ilave ücret alınması sorunu çözülmelidir.

Sağlıktaki bu düzenlemelerden kaynaklanan sorunlar, paydaş tüm tarafların katılımı ve mutabakatı ile çözülmelidir. Sistemi ıslah ederek iyileştirmek varken, özel sağlık kurumlarını zor durumda bırakmak kimseye bir şey kazandırmaz. Sistem çöktüğünde, bundan hepimiz büyük zarar görürüz. Sistemi suistimal edenler en ağır şekilde cezalandırılmalı, ancak dürüst kuruluşların da ağır bedel ödemeleri önlenmelidir. Burada da özellikle OHSAD’a (Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği) büyük yükümlülükler düşüyor.

Sağlıkta ortak çözüm

Labels:

Hasta Babam Nasıl Erken Emekli Olabilir

09.08.1966 doğumlu babam 18 aylık askerliğinden sonra 01.06.1988 tarihinde sigortalı işe girdi. Askerlik borçlanmasıyla birlikte toplam 4 bin 800 günü var. 1999’da hepatit B hastalığına yakalandı ve hala tedavisi devam ediyor. Bu nedenle ağır iş yapamıyor. Babam ne zaman emekli olabilir? Şu anda emekli olma olasılığı var mıdır? Varsa ne şekilde olduğunu açıklar mısınız?

Vermiş olduğunuz bilgilere göre babanızın 4/a sigortalısı (SSK’lı) olarak normal emekli olması için 50 yaşını dolduracağı 09.08.2016‘da 5 bin 375 güne sahip olması gerekiyor. Babanızın bu tarihten önce emekli olabilmesi ya malûl olmasına veya engellilere tanınan yaşa tabi olmaksızın emeklilik hakkından yararlanmaya hak kazanıp kazanmamasına bağlıdır. Malûllük aylığı için gerekli sigortalılık süresi ve gün sayısına sahip olduğu göz önüne alınarak SGK’ca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlar sonucu çalışma gücünü en az yüzde 60 oranında yitirmiş olduğunun SGK Sağlık Kurulu’nca da onaylanmış olması gerekiyor.

Söz konusu kurullarca verilen rapor oranı yüzde 60’dan az ve yüzde 40’dan fazla olduğu saptanmış ise bu defa özürlülere tanınan haktan yararlanarak emekli olması mümkündür. Bunu SGK ile sözleşmeli bir sağlık kurumundan alacağı çalışma gücünü en az yüzde 40 oranında kaybetmiş olduğuna ilişkin sağlık kurulu raporunun SGK Sağlık Kurulunca onanmasıyla sağlayabileceği gibi engellilere özgü vergi indiriminden yararlanma hakkını kazanarak da sağlayabilir. Vergi indirimine dayalı bu hakkı isteyen engelli çalışanın fiilen çalışmakta olduğu işyerinden alacağı o işyerinde çalışmakta olduğuna ilişkin belgeyle birlikte nüfus kâğıdının örneği ile illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde Malmüdürlüğü’ne bir dilekçe ile başvurması gerekiyor. Bu kurumlar aracılığıyla Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde sağlık kurulu raporunu düzenlemeye yetkili hastanelere sevk edilir ve Maliye Bakanlığı Başhekiminin başkanlığında, Sağlık Bakanlığı’nca görevlendirilecek iki uzman hekim ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca görevlendirilecek bir uzman hekimden ve Gelirler Genel Müdürlügü’nün bir temsilcisinden oluşan Merkez Sağlık Kurulu’nca kabul edilecek sağlık kurulu raporu sonucu çalışma gücünü en az yüzde 40 oranında kaybettiği saptanırsa buna dair vergi indirim hakkı kazanır ve işvereninden alacağı ücrette bir ay dahi bu indirim hakkından yararlanması halinde yaşa tabi olmaksızın hemen emekli olabilir.
Hasta Babam Nasıl Erken Emekli Olabilir

Labels:

Blogger Theme By:GosuBlogger and Araba Modelleri .