Ana Sayfa | Yaz?lar? takip   et | Yorumlar?   et

İstihdam garantili işgücü kursları

20 Haziran 2009 Cumartesi

Kuruma kayıtlı herhangi bir mesleği ya da iş piyasasında geçerli bir mesleği olmayan işsizlerin, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu mesleklerde yetiştirilerek istihdam edilmelerini amaçlayan kurslardır. Bu kurslar sayesinde özellikle Anadolu’da, yerli müteşebbislerin ara eleman ihtiyaçlarına önemli oranda cevap verilmiş oluyor. Geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde İş-Kur tarafından istihdam garantili olarak 52 ayrı kurs düzenlenmiş ve kadın-erkek 1598 kişi bu kurslara katılmış.

Labels:

Günlük 15 lira harçlık

Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen ve İş-Kur tarafından koordine edilen istihdam projeleri, illerde açılan kurslar üzerinden yürütülüyor. Bu kurslara katılan işsizlere veya mesleğinigeliştirmek isteyenlere, her gün için 15 TL harçlık veriliyor. Bir kimse hem kursa katılıp hem de işsizlik ödeneği alıyorsa, aylık geliri 1000 TL’yi bulabiliyor. Asgari ücretle çalışan bir işçinin eline geçim indirimi hariç 477,18 TL geçiyor. Dolayısıyla İş-Kur kursların bir işsize, çalıştığının iki katı ödeme yapılmış oluyor.

Labels:

Meslek danışmanlığı

Ülkemizde en fazla ihmal edilen konuların başında meslek danışmanlığı gelir. Kişilerin kendilerini ve yöneldikleri meslekleri tanımadan yaptıkları seçimler, mutsuz insan-kalitesiz iş-kalitesiz hayat döngüsünü çıkarır karşımıza. İşte bu döngünün kırılabilmesi için işsiz kalınan günler belki de bir fırsata dönüşebilir. İş-Kur tarafından Meslek Bilgi Merkezleri’nde verilen meslek danışmanlığı, bu anlamda bir fırsat sunuyor. Bu hizmetten;

Meslek seçme aşamasında olanlar,

Meslek eğitimine başlayacak olan gençler,

İlk kez çalışma hayatına atılacak olanlar,

Uzun süreli işsizler, işsizlik sigortası ödeneği alan işsizler,

Meslek becerilerini geliştirmek isteyenler,

Mesleğini veya işini değiştirmek isteyenler,

İş bulmakta sıkıntıları bulunan,

Meslek edinme veya iş seçmede güçlükleri olan ve n Mesleki uyumsuzluk problemleri bulunan gençler ve yetişkinler yararlanabilirler. Bu saydığımız listenin neresinde olursanız olun, mesleki konularda karar vermeden önce bir de İş-Kur’a danışmaktan bir şey kaybetmezsiniz.



Labels:

İşsize ödeme yapıyor

Daha önceki bölümlerde ayrı ayrı ele aldığımız kısa çalışma, ücret garanti fonu ve işsizlik ödenekleri, İş-Kur tarafından yapılan ana ödeme kalemlerini oluşturuyor. Şubat ayı verilerine göre işsizlik ödeneğinden 281 bin 882 kişi, ücret garanti fonundan 19 kişi, kısa çalışma ödeneğinden ise 6 bin 935 kişiye ödeme yapılmış. Bu ödemelere dair detay bilgileri ve yararlanma şartlarıyla ilgili püf noktaları geçtiğimiz bölümlerde ele aldık. Fakat İş-Kur tarafından verilen hizmetler elbette bu ödemelerle sınırlı değil.

Labels:

İş- Kur hem para hem eğitim veriyor

Türkiye İş Kurumu, klasik faaliyetlerinin yanı sıra artık çok farklı görevler yürütüyor. Örneğin, düzenlediği kurslara katılan işsizler hem harçlık hem işsizlik ödeneği alabiliyor…

Kısaca İş-Kur olarak bilinen Türkiye İş Kurumu, esas itibariyle iş arayanlarla işçi arayanları buluşturma ve istihdamda arz-talep dengesini sağlama misyonunu haiz. Fakat son yıllarda Kurumun üstlendiği projeler ve iş gücü piyasalarına getirdiği açılımlar, statik bir devlet kurumu görüntüsünün ötesine geçiyor.

Kurum tarafından, klasik ìiş ve işçi bulmaî faaliyetlerinin yanı sıra işsizler için bir çok cazip hizmet sunulmasına rağmen, bu hizmetlere işsizlerin yeterince ilgili ve bilgili olduğu da söylenemez. Oysa mevcut işsizlik ortamında İş-Kur tarafından sağlanan hizmetlerin ve bunlardan yararlanma şartlarının bilinmesi bir kat daha önem kazanmış durumda.



Labels:

SGK Başkanı Kazım Ergün’ü koruyor

İşçi emeklilerinin haklarını korumak ve tüm emeklilerin aylıklarını arttırmak yerine kendi emekli aylığını 750 liradan 3000 liraya çıkarmayı tercih eden Kazım Ergün için, Bilgi Edinme Kanunu gereğince 06.09.2008 günü saat 20.03 de SGK Bilgi edinme birimine,

-SSK emeklisi midir?
-SSK emeklisi değil ise nasıl işçi emeklileri derneği başkanıdır?
-Kendisi için SGK bütçesinden kesenek ödenmekte midir?
-Ödeniyorsa hangi Kanuna göre ödeniyor?
-Emekli Sandığı’ndan ne zaman emekli edilecek ve kaç para aylık alacaktır?
diye soru gönderdim.

Bugüne kadar hiçbir cevap verilmedi ben de durumu Başbakanlık Bilgi Edinme Birimine şikayet ettim ama maalesef ordan da sonuç gelmedi. SGK Bilgi Edinme Birimi, Başbakanlık Bilgi Edinme Merkezini kandırdı başka soru gönderdi.



Labels:

Emekli aylığınızı 750 liradan 3000 liraya çıkarabilirsiniz

Emekli aylığınız kaç para olursa olsun 3000 liraya çıkarabileceksiniz….
Bu sihirli formülün yöntemini veriyorum…

Yapmanız gerekenler,
1-Bunun için önce SSK emeklisi olacaksınız
2-İşçi emeklilerinin haklarını korumak adına İşçi Emeklileri derneği başkanı seçileceksiniz
3-SGK Yönetim kurulu üyesi olarak ayda 4 bin 500 lira aylık, sekreter, makam şoförü, makam arabası sahibi olacaksınız
4-SGK Başkanına yalvarıp,
a-SSK aylığınızı kestireceksiniz
b-Yönetim kurulu üyesi olarak 5434 sayılı Kanuna tabi kesenek ödemesini isteyeceksiniz
5-Üç buçuk yıl (1260 gün) 5434 sayılı Kanuna göre devlet adınıza kesenek ödeyecek
6-Sonrasında emekli olduğunuzda 3 bin lira emekli aylığınız olacak.

***İşçi emeklisi sıfatıyla Türkiye İşçi Emeklileri Derneği’ne genel başkan seçilmiş ve tüm işçi emeklilerinin haklarını savunmak adına yola çıkmıştır…

***Önce SSK’da yönetim kurulu üyesi olmuş ve SSK’dan emekli aylığı almaya devam etmiş, yönetim kurulu üyeliğinden de ücretlerini almıştır.

***Ardından SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapatılıp yerine SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) kurulmuş ve 25 Kasım 2006 günü de ilk genel kurulunda seçimle bu kere SGK Yönetim kurulu üyesi seçilmiştir.
***Ardından dönemin ilk SGK Başkanı Birol AYDEMİR’e çıkıp, benim SSK emekli aylığımı kestirip benden 3,5 yıl yönetim kurulu üyesi olarak adıma kesenek ödeyin demiş ve bu teklifi bazı şartlarla kabul görmüştür. (Emeklilerin haklarını savunmayı bırak-kendini hakkını düşün kuralı devreye girmiştir) Hatta geçmiş için bile kesenek ödenmiştir.

***Üstelik bu durum 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesine aykırı olduğu için SGK Yönetim Kurulu özel karar çıkarmıştır. Zira, 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin (e) bendine göre SSK emekli aylığı da kesilemez ve adına devlet kesenek ödeyemezdi.

*** Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre şimdi kendisi halen iştirakçi yani daha adına kesenek ödeniyor ve T.C. Emekli Sandığı’ndan emekli olmamış ama emekliliğine çok az kaldı. Birkaç ay sonra 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince emekli olacak ve en sonra Şubat 2005 ayında aldığı 581 lirayı 3000 liraya çıkaracak.



Labels:

İNTİBAK KANUNU MUTLAKA ÇIKARTILMALI

İNTİBAK KANUNU MUTLAKA ÇIKARTILMALI

Her sosyal güvenlik reformu emekli aylığı hesabını değiştirmekte ve çalışanlar aleyhine durum meydana getirmektedir. Emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi değiştikçe, bırakın farklı kurumlardaki sigortalıları, SSK içinde farklı tarihlerde emekli olanlar arasında bile bağlanan aylık miktarları açısından adaletsizlikler ortaya çıkmaktadır. Yapılması gereken, ortaya çıkan intibak sorunlarından işe başlayarak sistemi ıslah etmek, emekli aylıklarının (eşitler arasında) eşitlenmesini sağlayacak intibak yasasının çıkartılmasıdır.



Labels:

GELİŞMEDEN PAY VERİLMİYOR

GELİŞMEDEN PAY VERİLMİYOR

1988 yılında süper emeklilik sistemi ile en düşük emekli aylığı ile en yüksek emekli aylığı arasında 10 kat var iken, bugün (2009 yılında) en düşük ile en yüksek arasında sadece 1,6 kat fark söz konusu. Yani süper emeklilerin aylığı devamlı eritilerek en düşük emekli aylığına yaklaştırılmıştır. Her değişiklik ve her reform göstergeleri emekli aylıklarını birbirine yaklaştırmıştır.

Yıllar 1988 2009
En düşük gösterge 700 9.475
En yüksek gösterge 6.400 1.5175
Kaç katı 9,15 1,6



Labels:

SÜPER EMEKLİLİKLE FARK 10 KATA ÇIKTI

SÜPER EMEKLİLİKLE FARK 10 KATA ÇIKTI

1986 yılı sonunda 3395 sayılı kanun çıktı ve buna göre 87/11994 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 09.07.1987 gününden geçerli olmak üzere taban göstergesi 1.700′den başlayan ve 6 bin 400 ile biten ‘Üst Gösterge Tablosu’ yürürlüğe konuldu. İşte buna halk arasında ’süper emekli tablosu’ denilmiştir ki en düşük gösterge (aylık) ile en yüksek gösterge (aylık) arasındaki fark 10 katından fazla olmuştur. Mesela, 1988 yılında en düşük SSK emekli aylığı 41 bin 160 lira iken getirilen süper emeklilik ile en yüksek emekli aylığı 82 bin 320 liradan 376 bin 320 liraya çıkarılmıştır. Yani fark dokuz kattan fazla olmuştu.

Süper emeklilik uygulamasından (1987 yılında) önce emekli olanlara da fark parası ödeyerek, normal gösterge tablosundan üst gösterge tablosuna geçip süper emekli edilecekleri ilan edilmişti. O tarihlerde emekliler, yüklü miktarlarda para ödeyerek normal emeklilikten süper emekliliğe geçirilmişti. Bu kişiler sadece birkaç ay süper emekli aylığı alabildi. Anayasa Mahkemesi, eski emeklilerin fark yatırarak yüksek emekli aylığı alması işlemini iptal etti ve gerekçesi de, (26.10.1988 gün ve 1988/19 esas sayılı kararda yazan gerekçe), “Aynı sosyal güvenlik kurumu içerisindeki sigortalılardan bir gruba özel bir güvenlik sağlanması sosyal güvenliğin dayandığı ilkelerle bağdaşmaz.” olmuştu.



Labels:

EMEKLİ AYLIĞININ FORMÜLÜ: GÖSTERGE X KATSAYI X ABO

EMEKLİ AYLIĞININ FORMÜLÜ: GÖSTERGE X KATSAYI X ABO

Yukarıdaki emekli aylığı formülü, 31.12.1999 gününden önceki sürelerimizin hesaplamasında kullanılan formüldür. Süper emekliliğin olmadığı tarihlerde SSK’dan emekli olan birisi, son beş yıllık ortalama kazancına göre göstergesini tespit ettirir. Bu gösterge ile o tarihlerde geçerli olan memur aylık katsayısı çarpımının aylık bağlama oranı kadar emekli aylığı alırdı. 5 bin günü olan birisi için aylık bağlama oranı (ABO) yüzde 60 olup 5 bin günden sonraki her 240 gün için yüzde arttırılırdı. Gösterge tablosu da 700′den başlayıp 1.400′de biterdi. Yani en düşük emekli aylığı ile en yüksek emekli aylığı arasında iki kat fark vardı.



Labels:

SSK ve Bağ-Kur emeklisi, ülke büyüdükçe fakirleşiyor, küçüldükçe zenginleşiyor

SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarını her yıl eriten ana sebep, ülkenin büyümesinden pay verilmemesidir. Şöyle çelişkili bir durum var: Ülke büyüdükçe emekli, dul ve yetimler, büyüme oranı kadar fakirleşiyor. Büyüme eksi çıktığında ise bu kesimler görece zenginleşiyor.

Sebebi ise emekli aylıklarına zam verilirken ülkenin büyüme oranının dikkate alınmaması. Bu durum SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin tümünü etkiliyor. Ancak bundan en fazla süper emekliler mağdur oluyor. Sayıları şu an 1,5 milyondan fazla olan SSK’nın süper emeklilerinin, aslında bugün aldıklarından en az 2 kat fazla aylık alması gerekir. Ama maalesef en düşük rakamdan aylık alıyorlar. 1987 yılında tavandan süper emekli olmuş birisine ülkenin büyüme oranlarından pay verilmiş olsaydı şu anki aylığının 1.900 lira olması gerekiyordu. Ama rakam maalesef 850 TL.

Özellikle SSK’dan emekli aylığı hesaplanırken geçmiş yılların (2000 yılı ve sonrasının) büyüme (gelişme) oranı ile geçmiş yılların TÜFE (enflasyon) oranı dikkate alınır. Ancak, emekli olduktan sonra aylıklar sadece TÜFE (enflasyon) oranı kadar arttırılmaktadır. Yani SSK ve Bağ-Kur emeklileri, emekli oldukları yılın yaşam seviyesi üzerinden ömür boyunca aylık alırlar, ama bulundukları yılın hayat seviyesine gıpta ile bakarlar. Daha açık deyimle 1987 yılının Türkiye’sinden emekli aylığı ödenirken, harcamaları 2009 yılı Türkiye’sine göredir.



Labels:

Ne Zaman Emekli Olabilirim

Hülya YILDIR-29.05.1986 ile 12.12.1988 arasındaki 2 yıl, 6 ay, 13 günlük Pamukbank’daki çalışmanız, ardından, 01.12.1998 ile 31.12.2005 arasındaki 2552 günlük SSK’lı çalışmanız ve sonrasındaki 03.01.2006 gününden bugüne kadar (17.04.2009 gününe) devam eden Bağ-Kur çalışma süreleriniz ile emekli olabilmeniz için en geç, 31.05.2009 gününe kadar vergi mükellefiyetinizi sona erdirip Bağ-Kur’dan çıkıp, SSK’lı olarak bir işe girmek ve 1 yıl, 5 ay daha prim ödeyerek toplamda 5150 günü tamamladığınız anda SSK’dan emekli olacaksınız.

Bu arada 31.05.2009 gününe kadar Bağ-Kur’dan çıkmazsanız yani vergi mükellefiyetinizi sona erdirip SSK’lı olmazsanız bu kere Bağ-Kur’dan 52 yaşından (20.12.2016 gününden) sonra olmak kaydıyla en az 7200 gün sayısı ile emekli olacaksınız.
Bu arada SSK’dan emekli olursanız, bugünkü rakamlara göre 1000 lira (+ – 75 lira) civarında emekli aylığınız olacak, Bağ-Kur’dan olursanız 520 lira (+ – 50 lira) emekli aylığınız olacak.

Ali Özduman- Özür oranınıza en son %36 olarak verilmiş, bu durumda vergi indirim belgesiy

le özürlü emekliliğinden faydalanamazsınız, işe giriş tarihiniz ile doğum tarihinizi aynı yazmışsınız, 15.03.1986 ilk işe girişiniz ile 49 yaşınızda toplamda 5300 gün ile SSK’dan normal emekli olabilirsiniz. Bu arada siz vergi indirim belgesi olmadan da SGK’ya özürlü emekliliği için müracaat ediniz SGK Merkez Sağlık Kurulu yüzde 40 ve üzerinde görürse özürlü olarak vergi indirim belgesi olmadan da erken emekli olabilirsiniz.

Bayram Şener-İşveren kıdem tazminatını, fesihten itibaren derhal ve nakden ödemek zorundadır. İlk olarak noterden yazı ile ihtarname gönderip ödemesi için 3 veya 5 gün süre veriniz. Süre için ödemez ise Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne şikayet edebileceğiniz gibi İş Mahkemesinde dava da edebilirsiniz.



Labels:

Önce teşvikleri gözden geçirin

Bu dizi iş hayatınıza ışık tutacak…İşsizlik, giderek artan oranda hem dünyanın hem ülkemizin gündemini meşgul ediyor. İlk olarak finans piyasalarında kendisini hissettirmeye başlayan küresel kriz, açıklanan rakamlardan anlaşıldığı üzere, reel sektöre de sıçramış görünüyor. En son açıklanan TÜİK verilerine göre Ocak / 2009 döneminde işsizlik oranı yüzde 15.5 olarak gerçekleşti.

Bu, geçen yılın aynı dönemine göre 3.9 puanlık bir artış anlamına geliyor. İş-Kur’a yapılan işsizlik ödeneği başvuruları da aynı minval üzere ilerliyor. Rakamların gelecek aylarda nasıl seyredeceği konusunda kesin bir öngörüde bulunmak mümkün değil. Ancak kötümser tahminler, iyimserlere göre daha güçlü görünüyor.

Okurlarımızın takip ettiği üzere Çalışanın Köşesi’nde, çalışma hayatı ve sosyal güvenliğe dair konuları ele alıyor, bu kapsamda okur sorularına da cevap vermeye çalışıyoruz. Gündemi işsizliğin belirlediği bir ortamda, elbette işveren-çalışan-işsiz okurlarımızdan gelen soruların pek çoğu işsizliğe dair.

Çare arayan işveren

İşverenlerimiz;

Çalışanlarımızı işten çıkarmadan, sigorta primlerinde ve diğer maliyetlerde tasarruf edebilir miyiz?

Çalışanlarımızı işten çıkarırken nelere dikkat edelim? şeklinde sorular soruyor

İşsiz kalma tehlikesi

Potansiyel işsiz olan çalışanlar;

Önümüzdeki süreçte işten çıkarılacak olursak yasal haklarımız neler?

Bu hakları alabilmek için nelere dikkat etmemiz gerekir?

Kötü niyetli işveren taktiklerine karşı ne yapmalıyız, haklarımızı nasıl koruruz? sorularını soruyorlar.

İş-Kur imkanları

En dezavantajlı grup olan işsiz okurlarımız;

İşsizlik ödeneğini hangi şartlarda alabiliriz?

İşsizken sağlık yardımlarını nasıl alacağız?

İşsizlik ödeneğinden başka İş- Kur’dan işsizlere hangi imkanlar sağlanıyor?

Bu imkanlardan faydalanmak için ne yapmalıyız? sorularını yöneltiyorlar.

İşte biz, bu soruların cevaplarını ve bunlara ilaveten merak edilen pek çok konuyu derli toplu bir yazı dizisi çerçevesinde sunmayı istedik.

ÖNCE TEŞViKLERi GÖZDEN GEÇiRiN

İşverenlerin, son çare olarak görülen ‘işçi çıkarma’ya başvurmadan önce ne yapabileceklerini iyi araştırmaları gerekiyor. Özellikle uygulamadaki teşvik sisteminin imkanları gözden geçirilmeli ve kısa çalışma ödeneği için çalışma yapılmalı…

Bir çalışan için işsiz kalmak ne kadar zorsa, iyi niyetli bir işveren için de çalışanının işine son vermek o kadar zor olsa gerek. Özellikle küçük ölçekli işletmelerde işten çıkarma sürecinin ağır bir duygusal atmosferde gerçekleştiğini biliyoruz. İşletme ölçeği büyüdükçe kararlar daha “rasyonel” alınıyor. Fakat bilhassa kıdemli/vasıflı elemanların işten çıkarılması, ölçeği ne olursa olsun bir işverenin başvuracağı son çaredir. İşte biz bu son çareden önce, işverenin iş ve sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında başvurabileceği çarelere değinmek istiyoruz.

1- TEŞVİK SİSTEMİNİ İNCELEYİN: Hali hazırda 5 ayrı teşvik paketi yürürlükte bulunuyor. Ancak bazı işletmelerin teşvik kapsamında iş yapmakla beraber teşvik imkanlarından gerektiği oranda yararlanamadığı ya da kendisi için en uygun teşvik paketinden istifade etmediği bilinen bir gerçek. Bunda, iş ve sosyal güvenlik alanında yetişmiş danışman sayısının azlığı da etkili oluyor.

Şu an yürürlükte olan teşvik uygulamalarını özetlersek; n 5084 sayılı Kanun kapsamındaki illerde (49 il ve Gökçeada ile Bozcaada) işveren payının yüzde 80′i veya yüzde 100′ü Hazine’ce karşılanıyor. Bu teşvik paketi normalde 2008 yılı sonunda bitecekken, başlanmış ve tamamlanmamış yatırımlar için 2009 yılı sonuna kadar uzatmaya gidildi.

SGK BORCUNA DiKKAT!

18-29 yaş arası gençleri, 18 yaşından büyük kadınları ve özürlüleri işe alan işverenlerin sigorta primi işveren payı, yüzde 100′den başlayıp, 5 yıl boyunca azalan oranda işsizlik fonundan karşılanıyor. Bu teşviğin süresi de yasal düzenleme ile bir yıl uzatıldı ve Temmuz 2010′a kadar işe alınan gençler ve kadınlar da teşvik kapsamında.

5510 sayılı Kanun kapsamında, SGK’ya borcu olmayan tüm işverenler 5 puanlık prim indiriminden yararlanıyor.

5746 sayılı Kanun kapsamında araştırma ve geliştirme faaliyetleri destekleniyor. Bu amaca yönelik çalıştırılan personelin sigorta primi işveren payının yarısı 5 yıl boyunca Hazine’ce karşılanıyor.

5225 sayılı Kanunla, kültür yatırımlarına ve girişimlerine sigorta primi işveren payı indirimi başta olmak üzere yer tahsisinden enerji desteğine kadar pek çok imkan tanınıyor.

HAZiNE DESTEĞi

Bu pakette sigorta primi işveren hissesinin, yatım aşamasında 3 yılı aşmamak üzere yüzde 50’si, işletme aşamasında da 7 yılı aşmamak üzere yüzde 25′i Hazine’ce karşılanıyor. Diğer paketlere nazaran en az bilinen ve başvurulan teşvik paketi bu. İşverenlerin, personel hareketleri ile ilgili ciddi bir karar almadan önce mutlaka, saydığımız teşvik paketlerinden gereğince yararlanıp yararlanmadıklarını irdelemeleri gerekiyor.

2- ÜCRETTE İNDİRİME GİDEBİLİRSİNİZ: İşten çıkarma kararından önce işverenlerin başvurabileceği bir başka yol da ücrette indirim. Tabi bu indirimin gerçekleşebilmesi için öncelikle çalışanın rıza göstermesi gerekiyor.

SÖZLEŞME GEREKiYOR

Çalışan için, biraz daha düşük ücretle çalışmak, işsiz kalmaktan daha iyi bir alternatif olabilir. Ancak özellikle kıdemli çalışanlar için, ücrette indirim yapıldıktan sonra muhtemel işten ayrılma durumunda, kıdem tazminatının bu düşük ücretten hesaplanması riski mevcut. Bu riski bertaraf etmek için işveren de kabul ederse bir sözleşme yapılabilir.

3- KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ CAN ŞİMİDİ: İşveren olarak personel ücretlerinde indirim yapılsa dahi ücretleri ödemekte zorlanıyorsanız, bu kez imdadınıza kısa çalışma ödeneği yetişecek. Geçtiğimiz ay kabul edilen 5838 sayılı Kanunla kısa çalışma ödeneği (KÇÖ)’ne son şekli verilmiş oldu. Yapılan düzenleme ile 3 ay limitli olan KÇÖ verilme süresi 2008- 2009 yıllarına has olarak 6 aya çıkarılırken, ödeneğin miktarı da yüzde 50 artırıldı. Yine bu iki yıla has olarak verilen KÇÖ, işsizlik ödeneğinden düşülmeyecek.

iŞ-KUR’A MÜRACAAT

Çalışanlara KÇÖ verilebilmesi için işverenin İş-Kur’a müracaat etmesi, müracaatın değerlendirilmesi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından talebin uygun görülmesi gerekiyor. Özellikle yapılan son düzenleme ile KÇÖ, işverenler için işten çıkarma öncesi ciddi bir alternatif haline geldi. Burada şunu da belirtelim ki bir çalışan, işveren tarafından teklif edilen kısa çalışma ödeneğini kabul etmek zorunda değil. Bu teklifi kabul etmeyerek istifa eden kişi, kıdem tazminatına da hak kazanır. KÇÖ’den, ancak işsizlik ödeneği almak için şartları uygun olan çalışanlar yararlanabiliyor. Bugün işsiz kalsa işsizlik ödeneği alamayacak olan çalışanlar, isteseler de KÇÖ alamıyorlar.

4- ÜCRETSİZ İZİN: İşverenlerin, kriz dönemlerinde sık sık başvurduğu tedbirlerden birisi de ücretsiz izin uygulaması. Aslında İş Kanunumuzda piyasada uygulanmakta olan ücretsiz izinle ilgili bir düzenleme yok. Yani kanun işverene, işçilerini zorunlu olarak ücretsiz izne gönderme hakkını vermiyor. Fakat çalışma ilişkisinde güçlü taraf işveren olduğu için, çalışanlar işten çıkarılmaktansa bir süre ücretsiz izne çıkmayı kabul ediyor. Bir anlamda ölümü görüp hastalığa razı oluyorlar.

PRiM ÖDENMiYOR

Ücretsiz izinde geçen süre için SGK’ya herhangi bir prim ödenmiyor fakat prim belgesi ekinde ücretsiz izne dair belgenin kuruma verilmesi gerekiyor. Çalışanlar, işverenin ücretsiz izin teklifini kabul etmek zorunda olmadığı için, bu teklife dayanarak işi bırakırlarsa kıdem tazminatına da hak kazanmış olurlar.



Labels:

Blogger Theme By:GosuBlogger and Araba Modelleri .