Ana Sayfa | Yaz?lar? takip   et | Yorumlar?   et

Archive

İsteğe bağlıdan en geç Mart 2012′ye kadar çıkın

21 Haziran 2009 Pazar

Eşim 1975 Mart doğumlu. 18.11.1996 günü bir dershanede öğretmen olarak işe başladı. Toplam 1.460 SSK günü var. Bundan sonra da 2.610 gün isteğe bağlı ödedi ve 4.070 günü oldu. 53 yaşında SSK’dan emekli olabilmesi (58 yaşında Bağ-Kur’dan emekli olmaması için) isteğe bağlı sigortadan en geç ne zaman çıkıp normal çalışan gibi prim ödeyelim?

Eşiniz hanımefendi, 5.900 gün sayısı ile 53 yaşında (2028 Mart) SSK’dan emekli olur. Bunun için de en geç Mart 2012′ye kadar isteğe bağlı sigorta primi ödemenizde herhangi bir sakınca yok. Biliyorsunuz daha önce de bu köşede dile getirmiştim; 1 Ekim 2008′den sonra ödenen isteğe bağlı (SSK ve Bağ-Kur) primlerinin hepsi eski başlayan-yeni başlayan ayrımı olmaksızın Bağ-Kur’a sayılıyor. Bu sebeple 1 Ekim 2008′den sonra isteğe bağlıda 3,5 yılı (1.260 gün) tamamlamadan ayrılmayın. Kalan prim ödeme gününü de eşiniz bir işyerinde çalışarak tamamlamalı. Fakat, eşinizin şu an 3.600 günden fazla prim ödeme günü var olduğundan bundan sonra prim ödemeseniz bile 58 yaşında (2033 yılında) SSK’dan emekli olma hakkı cebinde olduğundan, bu şıkkı da değerlendirin isterseniz.

İsteğe bağlıdan en geç Mart 2012′ye kadar çıkın

Labels:

Yetim öğrenci, askere gitse de aylığı devam eder

Vefat eden emekli polis babamdan dolayı yetim maaşı alıyordum. Açık Öğretim Fakültesi’nde işletme okurken de aylığımı almaya devam ettim. Öğrenciliğim sürerken askere gittim. Emekli Sandığı’na öğrenci belgesini askerde iken de gönderdim. Durumu o zaman telefon ile Emekli Sandığı’na sordum, bana ‘Sorun olmaz.’ dediler. Ben de almaya devam ettim. Askerden dönünce de 5-6 ay kadar maaş aldım ve daha sonra evlendim. Evlenince (24 yaşında) yetim aylığının kesilmesini talep ettim. Bir süre sonra Emekli Sandığı’ndan bir kağıt geldi. Askerdeyken ödenen aylığın haksız olduğu belirtilerek faizi hariç 5 bin TL’yi bulan parayı iade etmemi istediler. Ne yapmalıyım?

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince, (Madde 74) “Ölüm tarihinde 18 yaşını, ortaöğrenim yapmakta ise (20) ve yükseköğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurmamış erkek çocuklara aylık bağlanır. Ölüm tarihinde 18 yaşını doldurmuş ve öğrenci olmamaları nedeniyle aylık bağlanmamış erkek çocuklara, öğrenim durumlarına göre yukarıdaki bentte belirtilen yaşları geçmemek şartıyla aylık bağlanır. Yetim aylığını almakta iken öğrenim durumlarına göre yukarıda belirtilen yaşları doldurmaları veya öğrencilik durumlarının sona ermesi nedeniyle aylıkları kesilen veyahut ortaöğrenimde 20 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle aylık bağlanmamış erkek çocuklardan, yukarıda belirtilen yaşları geçmemek şartıyla yeniden veya ilk defa öğrenci olanlara öğrenci oldukları tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır. Ortaöğrenimi bitirdikten sonra ve 20 yaşını doldurmadan önce ilk ders yılında yükseköğrenime başlayan erkek çocukların aylıkları aralıksız ödenir. Ortaöğrenimi bitirdikten sonra yükseköğrenime devam edebilmek için yurtdışında yabancı dil öğreniminde geçen sürenin en çok bir yılı ile master ve lisansüstü uzmanlık öğrenimlerinde geçen sürelerin tamamı yükseköğrenimden sayılır. Bir yükseköğrenimin bitirilmesinden sonra ikinci bir yükseköğrenimde geçen süreler ile doktora veya ikinci defa yapılan master veyahut lisansüstü uzmanlık öğreniminde geçen sürelerde aylık ödenmez…”

Yani, öğrenci olmanız babanızdan kalan yetim aylığını alabilmeniz için yeter şarttır. Burada öğrencilik sıfatı devam ederken askere gitmeniz yetim aylığının kesilmesini gerektirmez. Esas sorulması gereken, askerliğiniz devam ederken de öğrenci olup olmadığınızdır. Şayet, öğrenciliğinize ara vermemişseniz; Emekli Sandığı yetim aylığınızı kesemez ve ödediklerini de geri isteyemez. Tersi durum varsa yani öğrenci olmadığınız dönemler varsa bu kere Sandık size ödediklerini faiziyle birlikte geri isteyebilir.

Öte yandan 5434 sayılı kanunun gerek 77. ve 93. maddesine göre evli erkek çocuklara yetim aylığı verilmemektedir. Siz de evlendiğiniz tarihi takip eden ay başından itibaren öğrenci dahi olsanız yetim aylığınızı kaybedersiniz.

Yetim öğrenci, askere gitse de aylığı devam eder

Labels:

Dava açarsanız boşa yere zaman ve para kaybedersiniz

Soru: 18 Ocak 1991 tarihinden itibaren 1580 gün maliyede vergi mükellefiyet kaydım var. Ancak Bağ-Kurda kaydım yok. Bağ-Kur kayıt yapmıyor. Mahkemeye dava açsam bu günleri kazanabilir miyim?

Cevap: Boşa dava açar, boşa masrafa girersiniz. Vergi mükellefiyeti devam etmesine rağmen, Bağ-Kura süresi içinde kayıt ve tescilini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülükleri 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren başlatılıyor. Bağ-Kura en erken 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren tescil yaptırılabilir(vergi mükellefi olmak kaydıyla) Bağ-Kura 18 Ocak 1991 den itibaren kayıt yaptırmanız mümkün değil.

Dava açarsanız boşa yere zaman ve para kaybedersiniz

Labels:

390 daha prim öderseniz emekli olursunuz

Soru: 1 Ocak 1955 İstanbul doğumluyum. Sigortaya ilk girişim 1971 de yapıldı. Bugüne kadar toplam 3210 gün prim ödemem var. 20 ay askerlik dâhil. Emekliliğime ne kadar daha ödemem gerekir cevaplarsanız çok sevinirim.

Cevap: En erken kısmi yaşlılık aylığı ile emekli olabilirsiniz. 8 Eylül 1999 tarihinde 23 yıldan fazla süredir sigortalı olduğunuzu için, eski yasa hükümlerine göre emekli olmak için; 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve 55 yaş şartlarına tabisiniz. 390 gün daha prim ödeyerek 3210 gün olan prim ödemenizi 3600 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz.(ara vermeden prim öderseniz Temmuz 2010 ayında)

390 daha prim öderseniz emekli olursunuz

Labels:

Eski yasaya tabisiniz

Soru: Doğum tarihim 1 Ocak 1957, sigortalı işe giriş tarihim 1 Ocak 1976 dır. SSK toplam 2860 gün prim ödemem var. Bağ-Kura da 941 gün prim ödedim. 2003 yılından beri SSK lı olarak çalışıyorum. 8 Eylül 1999 dan önceki kanundan yararlanabilir muyum? En erken ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: 8 Eylül 1999 tarihi itibariyle 23 yıldan fazla süredir sigortalı olduğunuzdan eski kanun şartlarıyla emekli olacaksınız. Eski yasaya göre; 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve 55 yaş şartlarına tabi olarak, bundan sonra prim ödemeseniz de 55 yaşınızı dolduracağınız 1 Ocak 2012 de kısmi yaşlılık aylığı ile emekli olabilirsiniz.

Eski yasaya tabisiniz

Labels:

Prim yeterli 49 yaşı beklemeniz gerekiyor

Soru: 1 Ocak 1964 doğumluyum. İlk işe giriş tarihim 15 Nisan 1987’dir ve halen çalışmaktayım. İlk işe giriş tarihim askerlikten sonra olduğundan dolayı 18 ay askerlik borçlanmamı yatırdım. Prim gün sayım 8052 bu şartlarda ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Askerliğinizi başlangıç tarihinden önce yaptığınızdan borçlanma, sigorta başlangıç tarihinizi 18 ay geri götürerek emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5300 gün prim ödeme ve 49 yaş şartlarına tabi olmanızı sağlıyor. Prim ödemeniz yeterli olduğundan, bundan sonra prim ödemeseniz de 49 yaşınızı dolduracağınız 1 Ocak 2013 tarihinde emekli olabilirsiniz.

Prim yeterli 49 yaşı beklemeniz gerekiyor

Labels:

Hiçbir geliri olmayanda tek mesken için emlak vergisi ödemeyecek

Soru: İşsizim. Gelirim yok. 100 m2 bir dairem var. Emlak vergisi ödeyip ödemeyeceğim hususunda bilgi verebilir misiniz?

Cevap: Brüt 200 m2’yi geçmeyen tek konuta sahip sizin gibi işsiz olup toplam gelir tutarı 19.800 TL yi aşmayanlar sıfır oranlı Emlak Vergisi uygulamasından yararlanarak, 2009 yılı içinde emlak vergisi ödemeyecekler. 19.800 TL aşan tutarda geliriniz(faiz, repo, bono vb. gelir) olmadığından 200 m2 nin altındaki tek daireniz için emlak vergisi ödemeyebilirsiniz. Bunun için emlak vergisi yönünden bağlı olduğunuz Belediyeye işsiz olup hiçbir geliriniz olmadığından sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanmak talebi ile başvuru yapmanız gerek..

Hiçbir geliri olmayanda tek mesken için emlak vergisi ödemeyecek

Labels:

SSK ödediğiniz primler yanmaz

Soru: Biz iki kardeşiz. 2004 yılında limitet şirket kurduk. İkimizde SSK’lı olarak prim ödüyoruz. Ama ikimizin de ilk kurucu olarak Bağ-Kurlu olması gerekiyormuş. Ben SSK’ya ara vermeden geçiş yaptım ama kardeşim ara vermişti ve SSK’lı olarak şirkete prim ödüyoruz. Acaba benim ve kardeşimin ödediği primlerin yanma olasılığı var mı?

Cevap: Şirket kurduğunuz da sigortalı olduğunuz ve ara vermeden sigortanız devam ettiğinden, Bağ-Kurlu olmanıza gerek yok. SSK ya ödediğiniz primlerin yanması söz konusu olmaz. Kardeşiniz gibi süresinde Bağ-Kura kayıt ve tescilini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü 1 Ekim 2008 den itibaren başlatılıyor. Kardeşiniz 1 Ekim 2008den önce sigortalı ve bu tarihten itibaren sigortası kesintisiz devam ediyorsa kardeşinizin de Bağ-Kurlu olmasına gerek yok. Ancak; 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle sigortalı değilse bu tarihten itibaren, bu tarihte sigortalı ve bu tarihten sonra sigortası kesintiye uğramışsa, kesintiye uğradığı tarihten itibaren Bağ-Kurlu(yeni adıyla 4/b sigortalısı) olmak zorunda.

SSK ödediğiniz primler yanmaz

Labels:

Ölüm geliri bağlanamıyordu, artık bağlanabilecek

Çırak ve stajyerken iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslek kazanma gücü kaybına uğramış ve bu nedenden dolayı işgöremezlik geliri bağlanmış bulunan sigortalıların da ölümleri halinde yukarıda belirtilen koşullarla hak sahiplerine (Eş ve çocuklarına yahut ana babalarına) ölüm geliri bağlanabilecek.

Bu kapsamdakilere bağlanacak işgöremezlik ödenekleri hesabında, işgöremezlik gelirine esas olacak günlük kazançların tespitinde sigorta primine esas tutulan ücretin dikkate alınması gerekiyor.

Ölüm geliri bağlanamıyordu, artık bağlanabilecek

Labels:

Yeni dönemde sürekli işgöremezlik ödeneği bağlanması hususu yeniden düzenlenmiş bulunuyor.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, hak sahiplerine gelir olarak bağlanması gerekiyor.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında (yüzde 10’dan çok) kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin hak sahiplerine gelir olarak bağlanması gerekiyor.

Yeni dönemde sürekli işgöremezlik ödeneği bağlanması hususu yeniden düzenlenmiş bulunuyor

Labels:

Çırak ve Stajyerlerin Sürekli İşgöremezlik Geliri Yönünden Yeni Hakları

Dün çırak ve stajyerlerin yeni dönemdeki sigortalılık uygulamasından söz etmiştik. Bugün de 5510 sayılı Kanunla getirilen yeni bir haklarından söz edeceğiz.

Çıraklık ve stajyerlik sigortalılığında yalnızca kısa vadeli sigorta kolları, yani iş kazası meslek hastalığı ve hastalık sigortaları kolundan prim ödenmesine karşılık sürekli işgöremezlik ödeneği hakkı bakımından bu sigortalılar önemli bir haktan yoksun bulunuyorlardı.

O da çıraklık ve stajyerlik dönemlerinde iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma güçlerinde meydana gelen kayıp nedeniyle sürekli işgöremezlik geliri bağlananların kayıp oranları yüzde 50’den fazla olsa bile ölümleri halinde bu gelirleri hak sahibi ailelerine bağlanmıyordu.

Oysa aynı dönemde diğer sigortalılardan iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybına uğradığı için gelir bağlananlardan en az yüzde 50 oranında kayba sahip olanların bu gelirleri ölümlerinde hak sahiplerine bağlanabiliyordu.

Çırak ve Stajyerlerin Sürekli İşgöremezlik Geliri Yönünden Yeni Hakları

Labels:

10 yılı doldurup kıdem tazminatı alabilir miyim?

Soru: “bir işçi bir işyerinde 10 yılın üzerinde çalışmış ise işverenle mutabık kalarak kıdem tazminatını alır ve kıdemini sıfırlayabilir” diye bir şey duydum. Bunun doğruluk derecesi nedir acaba?

Cevap: Değerli okurum, bahsettiğiniz konu 3600 günle SSK’dan emeklilik konusu olmalı ama yanlış anlamışsınız. Eğer bir işçi yaştan emeklilik konusunda, 3600 günü ve 15 yıllık sigortalılık süresini doldurmuşsa, SGK’dan alacağı bir yazı ile işverenden kıdem tazminatını alır ve işten ayrılarak emeklilik için yaşı bekleyebilir. Bunun dışında da işçi ile işveren her zaman anlaşıp, girdi-çıktı yaparak kıdemi sıfırlayabilir.

10 yılı doldurup kıdem tazminatı alabilir miyim?

Labels:

En kısa sürede nasıl emekli olurum?

Soru: Sadettin Bey ben 1958 doğumluyum. 1982 SSK girişim ve 1080 SSK günüm var. 04.10.2000′den itibaren Bağ-Kur’luyum. Bugüne kadar toplamda askerlik borçlanması hariç 4200 günüm var. Nasıl en kısa sürede emekli olurum? Nusret

Cevap: Değerli okurum, bundan sonra da Bağ-Kur (4/b) kapsamında prim ödemeye devam ederseniz 9000 günü (25 yıl) tamamlayarak normal emekli, 5400 günü ve 58 yaşınızı tamamlayarak da kısmi emekli olursunuz. Ancak bundan sonra SSK’ya (4/b) geçer ve 3,5 yıl (1260 gün) daha prim öderseniz, hemen emekli olursunuz. SSK’ya geçerseniz askerliğinizi borçlanmanıza gerek yok.

En kısa sürede nasıl emekli olurum?

Labels:

Özürlü olarak ne zaman emekli olurum?

Soru: SSK’ya ilk girişim 1997′nin Mart ayıdır. 1997 ile 2000 yılları arasında 270 günlük pirimim var. Daha sonra 2000 yılının Nisan ayında Bağ-Kur’a geçtim ancak Bağ-Kur’da özürlülüğümle ilgili bildirim yapmadım. Bağ-Kur’dan 8 yıl 11 ay 8 gün prim günüm var. Yüzde 40 özürlüyüm. 13 Mart 2009′da belediyeye özürlü işçi olarak işe başladım. Emeklilik hesaplamasını lütfen bana yazarsanız sevinirim.

Cevap: Emin Bey, sahip olduğunuz %40 özür durumunuz ve SSK girişinize göre, 3920 prim gününü doldurduktan sonra 18 yılı tamamladığınız Mart/2015 tarihinde emekli olacaksınız. Ancak SSK (4/a) şartlarında emekli olabilmeniz için en az 3,5 yıl daha SSK’lı çalışmanız gerekir.

Özürlü olarak ne zaman emekli olurum?

Labels:

İşsizliğe kalıcı çözüm: Enayilik Teorisi!

Köşemizin içeriği gereği, zaman zaman işsizlik-istihdam sorununa dair yazılar kaleme alıyoruz. Kimisinde sorunu, kimisinde de çözüm önerilerini resmediyoruz. Fakat kamuoyunda işsizlikle ilgili değerlendirmelere ve beklentilere şöyle bir göz attığımızda, asıl eksikliğin sorunu teşhis etmede olduğunu görüyoruz. Sorun yanlış teşhis edilince beklentiler yükseliyor, karşılanmayınca da günah keçisi aranıyor.

Ülkemizde şuan yaşanmakta olan %15′ler seviyesindeki işsizliğin yaklaşık %5-6’sı konjonktüreldir. Küresel krizin reel sektöre verdiği zarar giderildiği taktirde, işsizlik yine %9-10 seviyelerine inecektir. Ki buna dair önerilerimizi daha önce yazmıştık. Fakat şunu kabul etmeliyiz ki Türkiye, dışa açık ve dünya ile entegre ekonomisi gereği, ağzıyla kuş da tutsa işsizlik oranını %7-8′lerin altına indiremeyecektir. Peki hiç mi indiremez? Elbette indirebilir fakat bunun için işçi istihdam etmeyi yani emek yoğun üretimi “enayilik” olmaktan çıkarması gerekir. Şöyle ki;

1. Teknolojideki ve özellikle üretim teknolojisindeki gelişme, tamamen iş gücünün aleyhine olarak ilerliyor. Geliştirilen her patent, yüzlerce işçinin boşa çıkması anlamına geliyor. Hal böyle iken sermayedar, bir yazılım paketiyle otomasyona geçmek varken, onlarca işçi çalıştırmayı enayilik addediyor.

2. Başta Çin olmak üzere, az gelişmiş ülkelerdeki ucuz ve denetimsiz iş gücü cennetleri, üretim sermayesini kendine çekiyor. Buralarda sağlanan maliyet avantajı dikkate alındığında, gelişmiş ülkede üretim yapmak enayilik anlamına geliyor.

3. Finans sermayesinin, üretim sermayesine nazaran dünyayı çok daha hızlı dolaşması ve spekülatif kazançların iştah kabartan boyutlara ulaşması, üretim sermayesinin alternatif maliyetini her geçen gün artırıyor. Sermayedar için, parmağını oynatmadan kârına kâr katmak varken, risk alıp üretime girmek enayilik anlamına geliyor.

4. Mustafa Özel Hoca’mın da çok isabetli tespit ettiği üzere kârlılık, bir yandan üretim sermayesinden finans sermayesine kayarken, bir yandan da küçük sermayeden büyük sermayeye kayıyor. Böyle olunca küçük ve orta ölçekli üretim, finans sermayesi ile büyük üretim sermayesinin oyuncağı olmaktan kurtulamıyor. Bu durum, küçük ve orta ölçekli üretimi başlı başına enayilik safına sokuyor.
Biz, istihdam yaratmayı elbette enayilik olarak değerlendirmiyoruz ve onun için ilk ifadeyi tırnak içinde verdik. Ancak mevcut tablo maalesef üretim sermayesini böyle bir algıya sürüklemekte.

İşsizliğin kalıcı çözümü, yukarıdaki her bir maddenin kendi içinde ele alınması ve enayilik algısının giderilmesi veya en azından zayıflatılmasıyla mümkün olacak. Fakat burada bir şey dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Bu dört maddeden sadece birincisi tam olarak siyasi iradenin kontrolünde. Diğer hiçbir maddenin çözümü, başlı başına bir bakanın veya bir hükümetin inisiyatifinde değil. Öyleyse şimdi çözümü, çözüm imkanını ve mercilerini yeniden düşünmek gerekiyor.

İşsizliğe kalıcı çözüm: Enayilik Teorisi!

Labels:

Babanız 83 ay prim borcunu sildirebilir

Soru: Babam, 13 Ağustos 1953 doğumludur. SSK ya 1 Aralık 1977 – 28 Şubat 1983 tarihleri arasında 1740 gün prim ödemesi var. Bağ-Kura da 1 Aralık 1985 – 29 Temmuz 1998 tarihleri arasında 2084 gün prim ödedi. 83 ay da borcu bulunmaktadır. 1 Ağustos 2008 tarihi itibariyle SSK isteğe bağlı prim ödemekteyiz. Askerlik borçlanması için 11 Temmuz 2008 tarihinde müracaat edildi. Ocak 2009 ödendi. Bu durumda babam hangi kurumdan, ne zaman ve nasıl emekli olabilir?

Cevap: Yeni yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren SSK da isteğe bağlı kalktı. Bu tarihten itibaren isteğe bağlı prim ödemeleri Bağ-Kura sayılıyor. Babanız bu tarihten itibaren SSK ya değil Bağ-Kura prim ödüyor. Primi ödenmiş son yedi yılda fazla prim ödenen kurumdan emekli olunuyor. Babanız Bağ-Kurda emekli olmak için 25 Tam yıl prim(9000 gün) ödeme ve 47 yaş şartlarına tabi. 83 ay prim borcunu ödedikten sonra 2086 gün daha prim ödeterek prim ödemesini 9000 güne tamamlayacağı tarihte Bağ-Kurdan emekli olabilir.

Babanızın SSK dan emekli olası daha avantajlı. SSK lı bir işte çalışarak 1260 gün prim ödemesi halinde, SSK dan emekli olabilir. Bu durumda geçici 17 nci madde hükmüne göre Bağ-Kura başvurup sigortasını durdurarak, 83 ay olan prim borcunu da sildirebilir.

Babanız 83 ay prim borcunu sildirebilir

Labels:

Sigortalı çalışırken borçlanmak avantajınıza

Soru: 1 Ocak 1963 Doğumluyum. Almanya’da 1980 başlayıp 23 sene Sigortalılığım var. 6 Aydan beri Türkiye’de ikamet etmekteyim. Borçlanıp emekli olmak istiyorum.
1) Ne zaman emekli olabilirim?
2) Günlük ne kadar ödemem gerekiyor?
3) Eğer günlük ödemem için bir kaç şık varsa, ne kadar ödeyince ne kadar Emekli maaşı alabilirim? Eğer bu sorularıma bir cevap bulabilirseniz çok sevinirim çünkü hiç kimseden bir kesin cevap alamadım şimdiye kadar.

Cevap:1) Sigortalı bir işte çalışırken, SSK ya borçlanırsanız, daha uygun şartlarda emekli olabilirisiniz. SSK ya 22 yıl borçlanma yaparak borçlanma bedelini Kasım 2009 ayına kadar ödemeniz halinde, emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5300 gün prim ödeme ve 49 yaş şartlarına tabi olur ve 49 yaşınızı dolduracağınız 1 Ocak 2012 tarihinde emekli olabilirsiniz.

2) Bir günlük borçlanma bedeli olarak: prime esas kanancın alt sınırı olan 22.20 TL ile üst sınırı olan 144.30 TL arasında tespit edeceğiniz kazanç tutarının yüzde 32 sini ödeyeceksiniz. Örneğin; bir günlük borçlanma bedeli olarak alt sınırı seçerseniz 7.10 TL, üst sınırı seçerseniz 46.20 TL ödersiniz.

3) Ne kadar yüksek kazanç üstünden borçlanma yaparsanız, emekli aylığınızda o kadar yüksek olur. Asgari kazanç üstünden borçlanma yaparsanız, bugünkü verilere göre yaklaşık 600 TL civarında aylık bağlanır.

Sigortalı çalışırken borçlanmak avantajınıza

Labels:

SSK dan daha erken emekli olursunuz

Soru: 1964 doğumluyum. 1993′den 2000 yılına Kadar SSK ya prim yatırdım. 2000 yılından İtibaren Tarım Bağ-Kuruna prim yatırıyorum. Askerlik borçlanması yapmadım SSK ‘ ya 172 gün prim ödemem var. Tarım Bağ-Kurunda ise 10. Basamaktayım. Ne zaman emekli olabilirim acaba?

Cevap: Bağ-Kurda emekli olmak için, 25 tam yıl prim ödeme ve 60 yaş şartlarına tabisiniz. Prim ödemenizi 25 tam yıla(9000 güne) tamamlayacağınız tarihte Bağ-Kurdan emekli olabilirsiniz.(2025 de) SSK başlangıç tarihiniz SSK dan emekli olmanızı avantajlı kılıyor. Askerlik sürenizi borçlanmanız halinde, SSK da emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5600 gün prim ödeme ve 53 yaş şartlarına tabi olursunuz. Sigortalı bir işte çalışarak yaklaşık 5 yıl prim ödeyerek prim ödemenizi 5600 güne tamamlamanız şartıyla, 2017 de 53 yaşınızı dolduracağınız tarihte emekli olabilirisiniz. Sigorta başlangıç tarihlerinizi tarih yerine yıl olarak vermişsiniz. ve askerlik sürenizi belirtmemişsiniz. Şayet 53 yaşınızı doldurduğunuz tarihte 25 yıllık sigortalılık sürenizi dolduramıyorsanız 25 yıllık süreyi dolduracağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

SSK dan daha erken emekli olursunuz

Labels:

SSK dan 49 yaşında emekli olabilirsiniz

Soru: 1967 doğumluyum. 2 Haziran 1985 tarihinde Bağ-Kur sigortalısı oldum. 19 yıl 3 ay 28 gün prim ödedim. 30 Eylül 2004 tarihinde SSK’ya geçtim. 1442 gün prim ödedim. Ne zaman emekli olup maaşa bağlanabilirim?

Cevap: Bağ-Kurdan sonra SSK ya 1260 günden fazla prim ödediğinizden, SSK şartlarıyla emekli olacaksınız. SSK da emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5300 gün prim ödeme ve 49 yaş şartlarına tabisiniz. Prim ödemeniz yeterli olduğundan bundan sonra prim ödemeseniz de, 2016 da 49 yaşınızı dolduracağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

SSK dan 49 yaşında emekli olabilirsiniz

Labels:

Özürlü hakkından tarım Bağ-Kurlusu da yararlanıyor

Soru: Doğuştan özürlüyüm. Askerlik yapmadım. SSK girişim 3 Şubat 1992. Bir yıl ödeme yaptım. 2001 yılında yüzde 40 oranında rapor aldım. 10 Temmuz 2002 tarihinde Çiftçi Bağ-Kur’lu oldum. Ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Yeni yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren Bağ-Kurlu ve Tarım Bağ-Kurlu özürlülere de SSK ve Emekli Sandığında olduğu gibi erken emeklilik hakkı verildi. Yüzde 40 ile yüzde 49 arasında özürlü olanlar, en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün prim ödemeleri şartlarıyla emekli olabiliyor. 1890 gün daha prim ödeyerek, 2790 gün olan prim ödemenizi 4680 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

Özürlü hakkından tarım Bağ-Kurlusu da yararlanıyor

Labels:

Binada merkezi ısıtmadan ferdi ısıtmaya geçmek için aranan oy oranı

Soru: Merkezi sistemle ısınan apartmanı, kombi sisteme geçirmek için gerekli oy çoğunlunu nedir?

Cevap: 634 sayılı kat Mülkiyeti Kkanunun 42 nci maddesine göre; merkezi sistemle ısınan binayı, ferdi sisteme çevirmek için, kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karar almaları gerekmektedir.

Binada merkezi ısıtmadan ferdi ısıtmaya geçmek için aranan oy oranı

Labels:

creti ödenmeyen işçi kıdem tazminatını alarak işinden ayrılabilir mi?

Soru: İki aydır ücret ödenmeyen işçi sözleşmesini fesih ederek işten ayrılması halinde kıdem tazminatını ve ihbar tazminatını alabilir mi?

Cevap: İş Kanununda ücretin gününde ödenmesi yönünde çeşitli hükümler yer almaktadır. Ücretin gününde ödenmesi yönünde işçi korunmakta ve ücretin geç ödenmemesi veya ödenmemesi işçiye çeşitli haklar sağlamaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 34 ncü maddesine göre, ücreti ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerin getirmekten kaçınabilir. Geç ödenen ücret banka mevduatına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak faiziyle birlikte ödenmesi gerekir. Ayrıca ücretin süresi içinde ödenmemesi işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı verir.(4857 Kanun Md. 24/ll-f) İki aydır ücreti ödenmeyen işçi iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih ederek, kıdem tazminatı alıp işinden ayrılabilir. Ancak, ihbar tazminatı alamaz.

Ücreti ödenmeyen işçi kıdem tazminatını alarak işinden ayrılabilir mi?

Labels:

Kıdem Tazminatı Taksitle Ödenir mi?

1969 doğumluyum ve 1987 yılından beri 5 bin 600 günlük çalışma süresi olan sigortalıyım. 1995’den beri de aynı şirkette çalışmaktayım. Yazılarınızda kıdem tazminatını şirketten dilekçe vasıtasıyla talepte bulunabileceğimizi belirtmiştiniz. Ben de şirket yetkililerinden bunu talep ettim. Şirket yetkilileri ise durumlarının sıkışık olduğunu ve bu parayı veremeyeceklerini söylediler. Seneye gelmemi ancak bu paranın seneye de taksitlere bölünüp verileceğini ifade ettiler. Daha önce işten çıkarılanlara da aynı şekilde ödeme yapılmış. Size sorum şirketlerin bana ait olan tazminatlarımı taksitlendirmeye hakları var mı ve bununla karşılaştığım taktirde ne yapabilirim?

Sayın Okurum,
Kıdem tazminatınız ilke olarak peşin ödenmesi gereken bir tazminattır. Keza süre olarak çalıştırma biçiminde kullandırılması tercih edilmemişse ihbar tazminatı da peşin ödenmesi gereken bir tazminat türüdür. Anca uygulamada böylesi kriz dönemlerinin de tetiklemesiyle kimi işverenlerce bazen gerçekten zor durumda olunduğundan bazen de fırsatçılık yapılarak kıdem tazminatının taksitler biçiminde ödenmek istendiğine da tanık olunmaktadır.

Böylesi durumlarda da işçi rasyonel davranmalı, işverenin gerçekten ödeme güçlüğü içinde bulunup bulunmadığına göre yasal haklarını aramak inisiyatif kullanmalıdır. Biz yasal yollarını anlatalım, karar sizin olsun.

Hak edildiği anda ve bir defada ödenmesi gereken kıdem tazminatının alacaklısının oluru ile yani işçi ve işverenin uzlaşmaları durumunda başka bir zamanda veya birkaç taksitle de ödenmesi mümkün bulunuyor. Bunun dışında anlaşma olmaksızın kıdem tazminatının taksitlendirilerek ödenmesi durumunda, gecikme faizlerinin ödeme tarihleri dikkate alınarak hesaplanması gerekiyor. Yine Yargıtay işçinin taksitler halinde ödenen kıdem tazminatı için geçmiş günler faizi isteyebileceği hakkını teslim ediyor. Ancak, bu istemde bulunabilmek için ödemelerin ihtirazi kayıt konularak alınmış olması gerekiyor. Yargıtay bir kararında, kıdem tazminatının taksitle ödenmesi halinde ihtirazi kayıtla alınan kısımlar için hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren faiz istenebileceğini hükme bağlamış bulunuyor. Taksitli kıdem tazminatının ödenmesi halinde gecikme faizinin talep edilebilmesi için son taksitten önce ihtirazi kaydın yapılması gerekiyor. İhtirazi kaydın ihbar tazminatı hesap cetvellerine değil, kıdem, ihbar tazminatının beş taksitle ödeneceğini gösteren yazıya ve bordrolara konması gerekiyor.

Kıdem tazminatı taksitlerinin ödeme tarihlerine kadar geçmiş günler faizinin, fesih tarihindeki bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı tespit edilerek belirlenmesi gerekiyor. Ödenmeyen günler için faiz miktarının yıllık faiz oranının 365′e bölünmesi suretiyle bulunması gerekiyor. Faizin fesih tarihinden itibaren uygulanması gerekiyor Yargıtay E. 2008/13070 ; K. 2008/13654).

Kıdem Tazminatı Taksitle Ödenir mi?

Labels:

Sosyal güvenlik destek primi vermeliydiniz

Emekli Sandığı emeklisiyim. 1997′de bakkal dükkânı açtım. 2006′da dükkânını kapattım ve muhasebecim bana, ‘SSK ile Bağ-Kur’a borcun yoktur’ diye bir kâğıt verdi. Ancak daha sonra emekli aylığımdan 800 TL kesildi. Bu kesintiyi araştırırken bu kez 7 bin TL’lik borç çıkarıldı. Bunun nereden kesildiğini bir türlü öğrenemedim. İsmi mahfuz

1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun ‘SGDP’ başlıklı ek 20. maddesine göre; “Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu kanunun 50. maddesine göre belirlenen 12. gelir basamağının yüzde 10′u oranında sosyal güvenlik destek primi öder. Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde Gelir Vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadır…”.

Buna göre de, 2003 ile 2006 arasında Bağ-Kur’a her ay 12. basamağın yüzde 10′u kadar sosyal güvenlik destek primi (SGDP) ödemeliydiniz. Kesintinin ve çıkan borcun sebebi bu SGDP’dir.

Sosyal güvenlik destek primi vermeliydiniz

Labels:

Emeklilik yaşından düşülecek

Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu olan analara verilen ilave prim ödeme gün sayısının yanında, bu kadınların emeklilik yaşından da indirim hakları bulunuyor. Yani, 1 Ekim 2008 gününden sonraki çalışma sürelerinin dörtte biri kadar prim günü artacak ve artan prim günü kadar da emeklilik yaşından indirim yapılacak. Diğer bir ifadeyle, kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri emeklilik yaşından düşülecek.

Emeklilik yaşından düşülecek

Labels:

Evinde engelli çocuğu olan anne erken emeklilik hakkı kazandı

Evimde baktığım engelli çocuğum var. Benim gibi olan annelere erken emeklilik diye bir şey duydum. Bu konuda bilgi verir misiniz?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SS ve GSS) Kanunu ile malul çocuğu olan annelere çalışmaları halinde erken emeklilik ile ilgili düzenlemeler getirilmiştir. Buna göre; sürekli bakıma muhtaç derecede malul (engelli) çocuğu bulunan kadın sigortalıların, kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 1.10.2008 gününden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecektir. Ancak, bu ilavenin yapılabilmesi için çocuğun başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğunu sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri gerekmektedir. Tekrar söylüyorum; kadın sigortalılara bu hak kanunun yürürlük tarihinden (1 Ekim 2008 tarihinden) sonraki süreler için verilecektir.

Malul çocuğun ölümü veya bakıma muhtaçlığının kalkması halinde, kanunun yürürlük tarihinden ölüm tarihine veya bakıma muhtaçlığın kalktığına karar verilen sağlık kurulu rapor tarihine kadar geçen hizmetlerin dörtte biri prim ödeme gün sayısına eklenecektir.

Evinde engelli çocuğu olan anne erken emeklilik hakkı kazandı

Labels:

Kârlı İşyerinden Kriz Nedeniyle İşçi Çıkartılamaz

Geçtiğimiz günlerde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, kâr ettiği tespit edilen bir şirketin, iş daralması ve ekonomik gerekçelerle personel çıkaramayacağına hükmederek güncel kriz sorununa ışık tutacak bir karara imza attı.

İşçinin başvurusuna karşın önce yerel mahkeme, ‘zincir imalatı yapan işverenin siparişlerinde azalma yaşandığı ve bundan dolayı işten çıkarmanın haklı sebebe dayandığına’ karar vermiş olsa da dosyaya bakan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davaya ilişkin kararında, işverenin, işçi çıkarmaya gerekçe gösterilen ‘istihdamı engelleyen zorlayıcı nedeni’ kanıtlaması gerektiğini, 2006 yılına göre 2007′de satışlarda yüzde 12, maliyetlerde yüzde 16 azalma olmasına rağmen şirketin yüzde 17 kâr artışı gösterdiği, kâr ettiği, fesih dışında diğer bir önlem alınmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı’ tespitinde bulunarak feshi iptal etti.

Feshin geçerli nedene dayanması

İş sözleşmesinin feshinin doğru ve sağlıklı olması için en başta feshin geçerli bir sebebe dayanması gerekiyor. Feshin geçerli sebebe dayandırılması ilkesi;

“İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler: İşyerinden kaynaklanan geçerli sebepler işyerinin dışından veya içinden kaynaklanan sebepler olarak iki yönde değerlendirilebiliyor.

a) İşyeri dışından kaynaklanan nedenler: Sürüm ve satış olanaklarının azalması; talep ve sipariş azalması; enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi sebeplerle işyerinde işin sürdürülmesinin olanaksız hale gelmesi,

b) İşyeri içi sebepler ise: Yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerlerinin bazı bölümlerinin kapatılması, bazı iş türlerinin kaldırılması,

Fesih uygulamasına giderken işverenden, fazla çalışmaları kaldırması, işçinin rızası ile çalışma süresinin kısaltılması ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerinin getirilmesi, işi zamana yayarak, işçileri başka işlerde çalıştırma yollarını arayarak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşması ve feshe en son çare olarak bakması bekleniyor.

Bu nedenle geçerli sebep kavramına uygun yorum yaparken sürekli olarak fesihten kaçınma olanağının olup olmadığının araştırılması gerekiyor ve buna Son Çare (Ultima Ratio) ilkesi deniyor.

Karar ne anlama geliyor?

Söz konusu karar işletmede satışlar, ciro ve buna bağlı olarak üretim düşse bile şayet kârlılık düşmemiş, aksine artmışsa artan bu karın işçiyi koruyucu şemsiye olarak kullanılabileceği biçiminde sosyal güvence ve yaşamı gözeten bir karar anlamına gelmekte, krizdeki çalışma yaşamımızda istihdama ışık tutucu bir yön taşımaktadır.

İşverenlere de ciroda ve üretimde düşüş olsa bile en azından kârlılık varsa işçi çıkaramayacağı anlamına geliyor.

Kârlı İşyerinden Kriz Nedeniyle İşçi Çıkartılamaz

Labels:

SSK, Bağ-Kur’a göre daha avantajlı

Bir arkadaşım yurtdışı borçlanması ile 5.200 (x 3,5 USD) gün ödeyip SSK’dan emekli oldu ve şimdi eline yaklaşık 740 YTL emekli maaşı geçiyor (kendisi 63 doğumlu, ben 65 doğumluyum). Diğer tarafta ben emeklilik için prim günü artı yurtdışı borçlanmam ile toplam 9000 gün Bağ-Kur’a prim ödemiş olacağım (ki bunun yaklaşık 4000 günü yurtdışı borçlanma). Bana söylenilene göre benim alacağım maaş yaklaşık o kadar olacakmış. Bağ-Kur’un hiç bir avantajı yok mu SSK ya nazaran? Eğer maaşlar ayni ise neden 9000 gün prim ödüyoruz? Yakınlarımdan SSK’nın, Bağ-Kur emeklilerine nazaran çok daha avantajlı olduğunu duyuyorum. Bu doğru mu?

Hem emekliliğe hak kazanma hem de emekli aylığı açısından SSK’nın Bağ-Kur’a göre daha avantajlı olduğu doğru.
Bu avantaj, 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu öncesinde SSK ve Bağ-Kur sigortalılarının ayrı kanunlara tabi olmalarından ve emeklilik şartları ile emekli aylığı hesaplama yöntemlerinin bu kanunlarda farklı belirlenmiş olmasından kaynaklanıyor. 5510 sayılı Kanunun amaçlarından biri de zaten bu farklılığı giderip, sigortalılar arasındaki norm ve standart birliğini sağlamak.
5510 sayılı Kanun öncesinde SSK ve Bağ-Kur sigortalılarının prime esas kazanç tutarları farklı idi. SSK sigortalıları prime esas kazanç tutarının alt ve üst sınırları arasında kalmak üzere brüt ücret ve ücret sayılan gelirleri üzerinden prim öderken, Bağ-Kur sigortalıları 24 basamaklı gelir tablosuna göre prim ödüyorlardı.
Emekli aylıklarının hesaplanmasında prime esas kazanç tutarları ve prim ödeme gün sayısı olmak üzere iki ayrı parametre kullanılıyor. Ayrıca SSK sigortalıları ile Bağ-Kur sigortalıları için belirlenen alt sınır aylığı (en düşük emekli aylığı) birbirinden farklı idi. Bu nedenle de aynı süre prim ödemiş olan SSK ve Bağ-Kur sigortalısının emekli aylıkları farklı oluyor.
5510 sayılı yeni sosyal güvenlik kanunu bu farklılığı gideriyor. Tabi bu durum 1.10.2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin. Yeni düzenleme, nimet külfet esası üzerine kurulu. Artık SSK’lı da Bağ-Kur’lu da ne kadar yüksek prime esas kazanç üzerinden ne kadar çok prim öderse, emekli aylığı da o kadar yüksek olacak.

SSK, Bağ-Kur’a göre daha avantajlı

Labels:

Kayınvalideniz 8 yılda Bağ-Kur’dan 3,5 yılda SSK’dan emekli olur

Kayınvalidem 01.01.1958 doğumlu olup, 29.08.1989 tarihinde ilk kez Bağ-Kur’dan zorunlu sigortalı olmuş ve 7 yıl 1 ay prim ödemiş. Başka bir hizmeti yoktur.
İsteğe bağlı sigortalı olduğu taktirde veya 4/a’lı olarak çalışmaya başladığında kaç gün prim ödeyerek ve de kaç yıl sonra emekli olabilir?

Kayınvalideniz isteğe bağlı sigortalı olduğu taktirde, mevcut 7 yıl 1 aylık (2550 günlük) prim ödeme süresini, 7 yıl 11 ay (2850 gün) daha prim ödeyerek 15 tam yıla (5400 güne) tamamladığında, Bağ-Kur’dan (devredilen) kısmi yaşlılık aylığına (yaştan emekli olmaya) hak kazanır.
4/a (SSK) kapsamında çalışmaya başlaması halinde ise 4/a kapsamında 1260 gün (3,5 yıl) prim ödediğinde SSK’dan (devredilen) kısmi yaşlılık aylığına (yaştan emekli olmaya) hak kazanır.

Kayınvalideniz 8 yılda Bağ-Kur’dan 3,5 yılda SSK’dan emekli olur

Labels:

270 gün içinde doğum yapan borçlanma yapabilecek

SSK başlangıcı olup ta doğum yaptığı sırada çalışmayan bayanların bu dönemde doğumdan dolayı iki sene borçlanmaları mümkün mü? Bu konudaki yazılarınızı okumuştum. Yasalar birbiri ile çelişiyordu. Son durumda uygulama ne oldu, bilginizi paylaşırsanız mutlu oluruz.

Doğum borçlanması ile ilgili Genelge henüz yayımlanmadı. Daha önce verdiğim yanıtlarda da belirttiğim gibi, Yasa da aksine bir hüküm olmamakla birlikte, Tebliğe göre doğum borçlanması için doğum nedeni ile işten ayrılınmış olması gerekiyor.
Aldığımız duyumlara göre bu kural, hazırlanmakta olan Genelgede de korunuyor. Buna göre doğum nedeniyle işten ayrılmış olmayan bayan, doğum borçlanması yapamayacak. Ancak Genelgede, işten ayrıldıktan sonra 270 gün (9 ay) içinde doğum yapan kadının, doğum nedeniyle işten ayrılmış kabul edileceği ve doğum borçlanması yapabileceği şeklinde bir açıklama yapılması öngörülüyormuş.

270 gün içinde doğum yapan borçlanma yapabilecek

Labels:

Prim tamam yaş eksik

Soru: 28 Temmuz 1966 doğumluyum. 1 Kasım 1988 tarihinde SSK girişim bulunmaktadır. Askerlik görevimi yaptıktan sonra SSK girişim olmuştur. SSK hizmet sürem şuan 4.818 gündür. 2 yıl 9 ay 18 günde Bağ-Kurlu hizmet sürem bulunmaktadır. Bu hizmet süremi de hesaplatıp SSK kurumuna elden teslim edip kayda alınmasını sağladım. Yukarıdaki gün sayıma göre ne zaman emekli olurum? Askerlik süremi borçlanmalıyım mı? Yoksa emekli olacağım zaman mı borçlanayım?

Cevap: Askerliğinizi sigorta başlangıç tarihinden önce yaptığınızdan borçlanmanız halinde, sigorta başlangıç tarihiniz askerlik süreniz kadar(18 ay kabul edilmiştir) geri gider ve emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5375 gün prim ödeme ve 50 yaş şartlarına tabi olursunuz. Prim ödemeniz yeterli olduğundan bundan sonra prim ödemeseniz de, 50 yaşınızı dolduracağınız 28 Temmuz 2016 tarihinde emekli olabilirsiniz.

Prim tamam yaş eksik

Labels:

Banka dekontlarını kuruma ibraz ettiğiniz de günleriniz ortaya çıkar

Soru: 5 Nisan 1967 doğumluyum. SSK giriş tarihim 7 Temmuz 1983. İsteğe bağlı yatırdığım 420 gün dahil 5210 günüm var. Ancak internetten baktığımda isteğe bağlı prim ödemelerim 180 gün olarak görünüyor. Elimde banka dekontları var. İsteğe bağlı kalan 240 günü nasıl ibraz edebilirim? Ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Banka dekontların bir örneğini dilekçe ekinde Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne ibraz ettiğinizde, görünmeyen isteğe bağlı prim ödemelerinize ilişkin günleriniz dosyanıza işlenir. Emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5150 gün prim ödeme ve 47 yaş şartlarına tabisiniz. Prim ödemeniz yeterli olduğundan, bundan sonra prim ödemeseniz de, 47 yaşınızı dolduracağınız 5 Nisan 2014 tarihinde emekli olabilirsiniz.

Banka dekontlarını kuruma ibraz ettiğiniz de günleriniz ortaya çıkar

Labels:

1343 gün prim ödemelisiniz

Soru: 2 Ocak 1966 doğumluyum. İlk sigorta giriş tarihim 1 Ocak 1982. Toplam 72 sigorta günüm mevcut. 15 Haziran 1995 tarihinden 15 Ağustos 2005 tarihine kadar Bağ-Kur’um var. 15 Ağustos 2005 tarihinde Bağ-Kur’dan ayrıldım. Bağ-Kur gün toplamı 3660. Sigortaya geçsem ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: SSK ya geçmeniz avantajlı. SSK da emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5075 gün prim ödeme ve 46 yaş şartına tabisiniz. 1 Mayıs 2009 tarihinden itibaren sigortalı bir işte çalışarak 1343 gün daha prim ödeyerek, 3732 gün olan prim ödemenizi 5075 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

1343 gün prim ödemelisiniz

Labels:

Prim ödemenizi 5000 güne tamamlamalısınız

Soru: 24 Nisan 1955 doğumluyum. İlk sigorta girişim 19 Eylül 1978 dir. 1999 – 2004 tarihleri arasında 1933 gün çiftçi Bağ-Kuru ödedim. 2004 yılından bu zamana kadar sigortalı bir işte çalışmaktayım. Toplam sigorta prim gün sayım 1836 gün. 20 aylık askerlik sürem ide satın aldığım taktirde, ne zaman emekli olabilirim?

Cevap: Askerliğinizi borçlanırsanız emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5000 gün prim ödeme ve 44 yaş şartlarına tabi olursunuz. 631 gün daha prim ödeyerek, 4369 gün olan prim ödemenizi 5000 güne tamamlayacağınız tarihte, emekli olabilirsiniz(ara vermeden prim öderseniz Nisan 2010 ayında).

Prim ödemenizi 5000 güne tamamlamalısınız

Labels:

Sanal dünyada hizmet veriyor

Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, özel sektörü olduğu kadar kamu kurumlarını da etkisi altına almış durumda. Kamu kurumları, ìbugün git, yarın gelî anlayışından, bilişim fuarlarına katılan ve e-devlet uygulamalarında yarışan bir aşamaya gelmeye başladı. Bu kapsamda İş-Kur da son yıllarda internet üzerinden vermeye başladığı hizmetlerle, hizmet kitlesine önemli kolaylıklar sağladı. Bu hizmetlerden bazıları;

Kurumun sitesine işveren veya iş arayan olarak üye olup, işgücü arztalep durumunu on-line izleyebiliyorsunuz.

İşsizlik sigortası ödemelerine ve kurumca yapılan diğer ödemelere internet sitesinden başvurabiliyor, aşamaları da yine on-line olarak izleyebiliyorsunuz.

İşverenler de aylık işgücü çizelgelerini yine internet ortamında kuruma gönderebiliyor.

Sanal dünyada hizmet veriyor

Labels:

Mesleğini geliştir

Kurumda meslekli olarak kaydı bulunan ve mesleki niteliğini geliştirmek isteyen işsizlerin niteliklerini, işgücü piyasasının gereklerine göre yükseltmek ve bu suretle istihdamlarını sağlamayı amaçlayan kurslardır. Şubat ayı içerisinde bu kurslardan 210 ayrı kurs açılmış ve toplam 4169 kişi katılmış.

Mesleğini geliştir

Labels:

İşini kurmak İsteyene destek

Kuruma kayıtlı işsizlerden herhangi bir mesleki bilgi ve becerisi bulunmayanların kendilerine gelir getirici bir faaliyette bulunmalarını temin amacıyla düzenlenen meslek edindirme kurslarıdır. Bu kurslar daha çok yörenin özellikleri dikkate alınarak planlanmakta. Kurslara katılanlar, hem kendi potansiyellerini nasıl hayata geçirebileceklerini hem de uygulamaya ilişkin eksikliklerini gidermiş oluyor.

İşini kurmak İsteyene destek

Labels:

Blogger Theme By:GosuBlogger and Araba Modelleri .