Ana Sayfa | Yaz?lar? takip   et | Yorumlar?   et

Archive

Sosyal Güvenlik Destek Primi Ödeyerek Çalışma

27 Ocak 2009 Salı

5510 sayılı kanun sosyal güvenlik destek primi ile çalışma kaldırılıyor Ama hemen değil…. Yeni düzenlemeye göre;
İlk defa 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı olup da kendisine yaşlılık aylığı bağlanan sigortalı tekrar çalışmak isterse yaşlılık aylığı kesilecek
Yani hem çalışıp ücretini hem de yaşlılık aylığına alma hakkı olmayacak
5510 sayılı Kanundan önce sigortalı olanlar için bir geçici madde öngörüldü:
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlar, malullük ve yaşlılık aylığı bağlananlar ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında
Ancak bu kişiler için sosyal güvenlik destek primi oranı
prime esas kazançlar üzerinden
81 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına
yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır.
Yani % 30 oranı üzerine işyerinin tehlike sınıfına göre ödenmesi gereken kısa vadeli sigorta primi de ilave edilecek
Yani SGDP en az % 31, en fazla %36,5 olacak

Destek Primi, sosyal güvenlik, sosyal güvenlik Destek Primi



Labels:

Ssk Belgeleri

Hangi belgeyi indirmek istiyorsanız o yazının üstüne tıklayın.

İsteğe Bağlı Sigorta Başvuru Belgesi

Askerlik Borçlanması Talep Dilekçesi

Tahsis Talep Beyan ve Taahhüt Belgesi

Sigortalı Hesap Fişi

Sigorta Kolu Tercih Bildirimi

İstek ve Tescil Belgesi

Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi (Ek-2)



Labels:

Askerlik Süresi Hizmet Olarak Nasıl Değerlendirilir?

Askerlik hizmeti yedek subay olarak yapılmışsa yedek subay okulunda geçen süre, er olarak yapılmışsa askerlik süresinin tamamı veya bir bölümü borçlanılabilir.
Askerlik borçlanması bedeli prime esas asgari günlük kazancın % 20’sinin borçlanılacak gün sayısı ile çarpımı sonucu hesaplanacak miktarıdır.
01/01/2007 -30/06/2007 süresi için prime esas en düşük günlük kazanç 18,75.-YTL’dir.
01/07/2007-31/12/2007 süresi için prime esas en düşük günlük kazanç 19,50.- YTL’dir.
Askerlik borçlanması tutarlarının hesabında prime esas yeni asgari günlük prim tutarı 01/01/2007 -30/06/2007 süresi için 18,75 x % 20 = 3,75.-YTL, 01/07/2007-31/12/2007 süresi için 19,50 x %20 = 3,90.-YTL olarak dikkate alınmaktadır.
Örneğin, iki yıl (720 gün) askerlik yapmış sigortalının,
01/01/2007 -30/06/2007 süresinde talepte bulunması halinde askerlik borçlanma tutarı 18,75 x 720 x % 20 = 2.700,00.-YTL,
01/07/2007-31/12/2007 süresinde talepte bulunması halinde askerlik borçlanma tutarı 19,50 x 720 x % 20 = 2.808,00.-YTL’ dir.
Askerlik borçlanmasının tamamı veya bir kısmı sigortalının veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları halinde ve talep tarihindeki prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak tutarın tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılır. Altı ay içinde primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz.

Labels:

Aile Bireylerinin Sağlık Yardımlarından Yararlanma Süresi

Hastalanan eş, çocuk, ana ve babaların tedavileri; Kurumca tedavi altına alındıkları tarihten başlayarak altı (6) ayı geçemez.
Ancak, tedaviye devam olunursa, malüllük halinin önlenebileceği veya azaltılabileceği sağlık kurulu raporu ile tespit edilirse, bu süre hastanın sağlık durumunun gerektirdiği sürece devam eder.

Labels:

Hastalık Sigortasından Sağlanan Yardımlar

A) Sağlık yardımı yapılması;

Bu yardımlar sigortalının,
• Hekime muayene ettirilmesi,
• Teşhis için gereken klinik ve laboratuar muayenelerinin yaptırılması,
• Gerekirse bir sağlık tesisine yatırılması ve tedavi süresince gerekli ilaç ve her türlü iyileştirme vasıtalarının sağlanması.
• Ayakta yapılan tedavilerde verilen ilaç bedellerinin %20’sini sigortalı öder. hallerini kapsar.
Bu süre, sigortalının tedavi altına alındığı tarihten başlayarak 6 (altı) aydır.
Ancak, tedaviye devam edilmesi halinde, Kurumca bildirilen sağlık müesseseleri sağlık kurulu raporu ile malüllük halinin önlenebileceği veya önemli oranda azaltılabileceği anlaşılırsa, tedavi hastanın sağlık durumunun gerektirdiği sürece devam eder.

B) Protez araç ve gereçlerinin sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesi;

Ağız protezlerine ilişkin yardımlar, Kurumca hazırlanacak yönetmelik esasları dahilinde sağlanır. Protez araç ve gereç bedellerinin % 20 sini sigortalı öder. Ancak, ilgiliden alınacak katkı miktarı 4857 sayılı İş Kanununa göre sanayi kesiminde çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin bir buçuk katından fazla olamaz.
Sigortalının iyileşmesini sağlayacak veya işgöremezliğini az çok gidermesine yarayacak protez araç ve gereçleri sağlanır, takılır, onarılır ve belli sürelerde yenilenir.

C) Geçici işgöremezlik süresince günlük ödenek verilmesi;

Sigortalıya; gerek ayakta, gerekse yatarak tedaviye alınıp istirahatlı bırakıldığı dolayısıyla işyerinde veya işinde fiilen çalışarak ücret alamadığı dönemlerde kendisinin ve aile fertlerinin geçimini sağlamak için geçici işgöremezlik adı altında ödenek verilir.
Geçici işgöremezlik ödeneği verilmesine, tedavi müddetinin sonuna kadar devam edilir.
Yalnız, istirahat süresi ne olursa olsun Hastalık Sigortası yönünden, ilk iki gün için ödenek verilmez. Geçici işgöremezlik ödeneği alabilmek için;
• Sigortalılık niteliğinin devam etmesi,
• Hastalandığı tarihten önceki bir yıl içinde en az 120 gün hastalık sigortası primi ödemiş olması,
• Kurumca bildirilen sağlık tesisleri sağlık kurullarından veya hekimlerinden istirahat raporu alınmış olması gerekmektedir.

D) Gerekli hallerde muayene ve tedavi için yurt içinde başka bir yere gönderilmesi;

Sigortalı, gerekirse muayene ve tedavisinin yapılması veya protez araç ve gereçlerinin sağlanması için yurt içinde başka bir yere gönderilir.
Gidiş-dönüş yol paraları ile zaruri masraf karşılıkları ile sigortalının sağlık durumu nedeniyle bir başkasının refakat etmesi gerektiği hekim raporu ile belgelenirse, refakatçinin de gidiş-dönüş yol paraları ile zaruri masraf karşılıkları ödenir.

E) Yurt dışına gönderilmesi;

Hastalığın anlaşıldığı tarihten önceki bir yıl içinde en az 300 gün hastalık sigortası primi ödenmiş olması şartıyla yurt içinde tedavisi mümkün olmayıp ancak, yabancı bir ülkede kısmen veya tamamen tedavisi mümkün görülen ve malüllük halinin önlenebileceği veya önemli oranda azaltılabileceği Bütçe Uygulama Talimatında belirtilen yurtdışında tedavi amacıyla sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumları sağlık kurulu raporu ile tespit edilen sigortalının ve bu raporda belirtilmiş ise beraber gideceği kimsenin yurt dışına gönderilmeleri, yabancı ülkelere gidip gelme yol paraları ile bu ülkede kalış ve tedavi masraflarının ödenmesi.

Bu yardımlardan yararlanabilmek için sigortalının;
• Hastalığının anlaşıldığı tarihten önceki 1 (bir) yıl içinde en az 300 gün hastalık sigortası primi ödemiş olması,
• Tedavinin yurt içinde yapılamadığı, yabancı bir ülkede yapılabileceğine dair Bütçe Uygulama Talimatında belirtilen yurtdışında tedavi amacıyla sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumları sağlık kurulu raporunun bulunması gerekmektedir.

Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 32/E fıkrası ile sigortalılara tanınan yurtdışında tedavi imkanı, bu defa Ek Madde 49 ile sigortalıların eş,çocuk,ana ve babası, Kurumumuzdan sürekli işgöremezlik geliri,malullük veya yaşlılık aylığı almakta olan kimseler ve bu kimselerin geçindirmekle yükümlü oldukları eş,çocuk,ana ve babası ile Kurumumuzdan hak sahibi olarak gelir veya aylık alan eş,çocuk,ana ve babasına da sağlanmış bulunmaktadır.

Anılan Kanunun 32 nci maddesinin değişik son fıkrası ile bu Kanuna tabi olarak çalışmaya başlayan sigortalıların, “Sağlık yardımı yapılması”, “Protez araç ve gereçlerinin standartlara uygun olarak sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesi”, “Gerekli hallerde muayene ve tedavi için yurt içinde başka bir yere gönderilmesi” yardımlarından yararlanabilmeleri için, hastalığın anlaşıldığı tarihten önceki 1 (bir) yıl içinde en az 90 gün hastalık sigortası primi ödemiş olması şarttır.



Labels:

İşyerini Bildirmek İçin Nereye Basvurulur

506 sayılı Kanunun 8 inci maddesi gereğince işe başlamadan önceişyeri bildirgesini ilgili Sigorta veya Sigorta İl Müdürlüklerinevermek.
İşyeri bildirgesi üzerine Sigorta İl veya SigortaMüdürlüklerince yapılan tescile istinaden işyerinin işkolu kodu iletehlike sınıfının işverene tebliğinden sonra işverence işyerine verilenişkolu koduna, yapılan işe uygun olmadığının iddia edilmesi durumunda;
a) İtirazın, işkolu kodu ve tehlike sınıfının işverenetebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığına yapılması
b) İtirazın, işkolu kodu ve tehlike sınıfının işverenetebliğ tarihinden itibaren bir aylık süre geçirildikten sonra yapılmasıdurumunda ise Sigorta veya Sigorta İl Müdürlüklerine yapılmasıgerekmektedir.

Labels:

Sigortalısını Bildirmek İçin Nereye Basvurulur

506 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi gereğince sigortalı işegiriş bildirgelerini sigortalısı işe başlamadan önce ilgili Sigortaveya Sigorta İl Müdürlüklerine vermek. İşyeri inşaat işyeri ise; işebaşlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün, Kuruma ilk defa işyeribildirgesi verilen işyerlerinde ise işe alınan işçiler için en geç biray içinde ilgili Sigorta veya Sigorta İl Müdürlüklerine vermek

Labels:

Prim Belgelerini vermek İçin Nereye Basvurulur

506 sayılı Kanunun 79. Maddesine istinaden
a) Aylık sigorta primleri bildirgesini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar
b) Aylık sosyal güvenlik destek primi bordrosunu ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar
c) Dört aylık sigorta primleri bordrosunu ait olduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar,
İşyerinin bağlı bulunduğu Sigorta veya Sigorta İl Müdürlüklerine vermek

Labels:

Primlerini Ödemek İçin Nereye Basvurulur

506 sayılı Kanunun 80 inci maddesi gereğince bir ay içindeçalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamıüzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarınıücretlerinden kesmek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktaraekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar ilgili Sigorta veya Sigortaİl Müdürlüklerine ödemek.

Labels:

Bağ-Kura göre SSK dan emekli olmanız avantajlı

Soru:9 Ekim 1965 doğumluyum. 1987 yılında SSK’lı olarak çalışmaya başladım. 2006 Nisanından bugüne Bağ-kura kayıtlıyım. Yazılarınızı okuyunca SSK emeklisinin Bağ-kurludan daha avantajlı olduğunu düşünmeye başladım, doğrumudur? Şu an 12. basamaktan Bağ-Kur primi yatırıyorum. Acaba SSK’ya dönsem emekliliğime ne kadar kalır veya hangisi benim için daha avantajlı olur?

A. Azmi Fidan

Cevap: SSK da emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5375 gün prim ödeme ve 50 yaş şartlarına tabisininiz. Tekrar sigortalı olacağınız tarihten itibaren en az 1260 gün toplamda(Bağ-Kur dahil) 5375 gün prim ödemeniz şartıyla, 50 yaşınızı dolduracağınız 9 Ekim 2015 tarihinde SSK dan emekli olabilirsiniz. Bağ-Kur da ise emekli olmak için en az 9000 gün prim ödemeniz gerekir. SSK dan emekli olmak Bağ-Kura göre daha avantajlıdır.



Labels:

Boşandığınızda babanızdan yetim aylığı alabilirsiniz

Soru: Eşimden boşanmak üzereyim. Hiçbir gelirim ve sigortam yok. 1 Ekimden itibaren bazı kanunlarda değişiklik oldu. Ben eşimden boşandıktan sonra, SSK emeklisi ölmüş babamdan yetim maaşını alabilir miyim? Bir kaç yere danıştım her kes farklı şeyler söylüyor. Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.

Cevap: SSK; sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak çalışmayan, kendi çalışmalarından dolayı sosyal güvenlik kurumlarından gelir ve aylık almayan kız çocuklarına yaşları ne olursa olsun ana ve babalarından dolayı yetim aylığı bağlar. Sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmadığınızdan ve kendi çalışmanızdan dolayı emekli aylığı almadığınızdan dolayı, boşandıktan sonra babanızdan dolayı SSK dan yetim aylığı alabilirsiniz.



Labels:

SSK VE BAĞKUR EMEKLİLİK SORULARINIZI YANITLIYORUZ ! 350 CEVAPLANMIŞ SORU ! 05 Aralık 2008 Cuma Yurtdışı borçlanmasıyla emekli olan aylığını kestirmede

Soru:SSK ‘dan Yurtdışı borçlanması yaparak emekli olan bir abim var. Üzerine dükkân açıp çalıştırmak istiyoruz. Bu durumda SSK’dan yurtdışı borçlanması yaparak emekli olduğu için maaşı keser mi?

Cevap: Yurtdışı borçlanması yaparak emekli olanlar, sosyal destek primi uygulaması kapsamı dışındalar. Bunlar, emekli aylığını kestirmeden, SSK lı bir işte çalışamadığı gibi kendi nam ve hesabına bağımsız olarak da çalışamıyorlar. Yurtdışı hizmet borçlanmasıyla SSK dan emekli olan ağabeyiniz emekli aylığını kestirmeden dükkan açarak çalışamaz.Ancak, emekli aylığını kestirir. Bağ-Kura kayıt olup, Bağ-Kur primi ödeyerek dükkân işletebilir. Tekrar emekliliğini istediğinde ise, dükkân işlettiği süre zarfında ödediği primlerde dikkate alınarak emekli aylığı yeniden hesaplanır.



Labels:

Prim yeterli 48 yaşını bekleyeceksiniz

Soru: Ben 1986 da işe girerek sigortalı olarak çalışmaya başladım. Bugüne kadar 8178 prim gün prim ödedim. Doğum tarihim 1 Ocak 1963 dür. Askerliğimi borçlanıp emekli olabilir miyim?1986 da işe girdim.


Cevap: Askerlik sürenizi, askerliği yaptığınız tarihi ve sigorta başlangıç tarihinizi vermediğinizden(yıl olarak verdiğinizden) sorunuzu varsayımlı olarak cevaplandırabiliyoruz. Sigorta başlangıç tarihinizden önce 20 ay askerlik yaptığınız ve 1 Temmuz 1986 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığınız varsayımına göre, askerlik borçlanması başlangıç tarihiniz 20 ay geri götürerek emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5225 gün prim ödeme ve 48 yaş şartlarına tabi olmanızı sağlıyor. Prim ödemeniz yeterli olduğu için, bundan sonra prim ödemeseniz de 48 yaşınızı dolduracağınız 1 Ocak 2011

Labels:

SSK VE BAĞKUR EMEKLİLİK SORULARINIZI YANITLIYORUZ ! 350 CEVAPLANMIŞ SORU ! 05 Aralık 2008 Cuma 58 yaşındaki emekli olamayan kadın sigortalı primlerini

Soru:1955 doğumlum. 28 Nisan 1980 tarihinde SSK sigortalı olarak kızlık soyadımla (çivikaş) işe girdim. Toplamda 330 gün prim ödemem var. Sormak istediğim ödenmiş primlerimi geri alabilir miyim? Veya emekli olmak istersem, en kısa zamanda nasıl emekli olabilirim? Daha ne kadar prim ödemem gerekiyor?


Cevap: 58 yaşını doldurduğu halde prim ödemeleri emekli aylığı bağlanmasına yetmeyen kadın sigortalılar, ödemiş oldukları primleri yaşlılık toptan ödemesi adı altında geri alabilir. Ödediğinizi primleri geri alabilmeniz için 58 yaşını doldurana kadar beklemeniz gerekiyor. Ancak alacağınız primlere 1 Ekim 2008 tarihine kadar faiz işletilmediği için yapacağınız alacağınız para taksi dolmuş paranıza yetmez. Bu primler için 1 Ekim 2008 den sonraki süreler için güncellenerek ödenecek.

Emekli olmak için 3300 gün daha prim ödeyerek 300 gün olan prim ödemenizi 3600 güne tamamlamanız gerekiyor.



Labels:

Doğum borçlanmasına ilişkin genelge hazırlanıyor

Soru: 1967 doğumluyum. 1984 yılında sigorta girişim var. 20 Eylül 1989 da doğum sebebiyle işten ayrıldım. Bir daha işe girmedim. 10 Ekim 1989 ilk doğumu yaptım. 20 Şubat 1994 tarihinde 2 nci doğumu yaptım. Bu esnada hiç çalışmadım. Şuanda isteğe bağlı sigortaya prim ödüyorum. Doğum borçlanması yapabilir miyim?

Cevap: Yasaya göre iki doğumun içinde borçlanma yaparak 4 yıl(1440 gün) kazanmanız mümkün. Ancak, doğum borçlanmasının usul b ve esaslarını belirleyen tebliğde, borçlanma yapabilmek için işyerinden doğum nedeniyle ayrılmak ve doğum sonrasında iki yıl çalışmamak ve işverenden bu durumu onaylayan belge almak şartlarını arıyor.

Doğum borçlanmasının genelgesi henüz çıkmadı ancak hazırlanan genelgede söz konusu şartları taşıyanların SSK dışındaki sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak çalışsalar bile borçlanma yapabileceklerine ilişkin düzenleme olduğu duyumunu aldık. Şayet genelge ile bu yönde bir düzenleme yapılırsa, isteğe bağlı prim ödeseniz de, işvereninizden doğum nedeniyle işten ayrıldığınızı ve doğum sonrasındaki ikişer yılda iş sözleşmesine tabi olarak çalışmadığınızı gösterir onaylı belge alabilirseniz doğum borçlanması yapabilirsiniz.

1440 gün kazanma, Doğum borçlanmasına ilişkin genelge, doğum nedeniyle ayrılmak, doğum sonrasında iki yıl çalışmamak



Labels:

Yeni yasa şartlarınızı değiştirmedi 2011 de emekli olabileceksiniz

Soru: Ev hanımı olarak isteğe bağlı primlerimi 1996 yılı Kasım ayından beri Bağ-Kura 0663567401 numara ile itina ile ödedim. 17. basamağa kadar geldim. Hiç borcum yoktur. Daha ne kadar süre prim ödeyerek emekli olma hakkım olacak? Eski yasaya göre 56 yaş 15 yıl ile 28 Ocak 2012 tarihinde emekli olacaktım. Bütün hayallerim yıkıldı mı? Doğum tarihim 28 Ocak 1956 dır. Bu konuya lütfen açıklık getirir misiniz? Kısmi ve tam emeklilik duruyor mu? Maalesef Bağ-Kurdan bilgi almak mümkün olmuyor. Cevabınızı bekliyorum.

Cevap: 1 Ekim 2008 de yürürlüğe giren yeni yasa emekli olma şartlarınızı değiştirmedi. Bu açıdan rahat olun. 1 Ekim 2008 den önce hangi şartlarla emekli olacaksanız bugünde aynı şartlarla emekli olma hakkınız var. 1 Ekim 1999 tarihi itibariyle kısmi yaşlılık aylığı ile emekli olmak için aranan 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 50 yaş şartlarını doldurmaya sizin gibi 10 yıldan fazla kalanlar 55 yaşını doldurduğunda emekli olabiliyor. Kasım 2011 ayına kadar prim aralıksız prim ödeyerek prim ödemenizi 15 tam yıla tamamlayacağınız tarihte kısmi yaşlılık aylığı ile emekli olabilirsiniz(yaş haddinden emeklilik)



Labels:

Arkadaşınızın başlangıç tarihi SSK yı avantajlı kılıyor

Soru: Bir arkadaşım adına sorum var. Arkadaşım 1965 doğumlu. 1984 de SSK girişi var. SSK ya 450 gün prim ödemiş. 1999 dan bu güne kadar aralıksız olarak Bağ-Kura prim yatırıyor. Bu arkadaşım ne zaman emekli olabilir?

Cevap: Arkadaşınız Bağ_kurdan emekli olmak için; 25 tam yıl prim ödeme ve 57 yaş şartlarına tabi. Yaklaşık 14 yıl daha prim ödeyerek prim ödemesini 25 tam yıla tamamlaması şartıyla 57 yaşını dolduracağı 2022 de Bağ-Kurdan emekli olabilir. Arkadaşınızın sigorta başlangıç tarihi sigortadan emekli olmasına avantaj sağlıyor. SSK da emekli olmak için: 25 yıl sigortalılık süresi,5225 gün prim ödemem ve 48 yaş şartlarına tabi. Bağ-Kur dahil prim ödemesini 5225 güne tamamlaması şartıyla 48 yaşında emekli olabilir.



Labels:

3600 günle 58 yaşınızı doldurduğunuzda emekli olabilirsiniz

Soru: 1 Şubat 1960 doğumluyum. 1 Kasım 1984 SSK girişim var. 1984-1986 arası
sigortalı olarak 359 gün prim ödedim. Mart 2003 ten beri SSK ya itibaren isteğe bağlı prim ödüyorum. Kısmi emeklilikten faydalanabilir miyim? Yani 3600 gün ödeyerek emekli olabilir miyim?

Cevap: Kısmi yaşlılık aylığı(yaş haddinden emeklilik) için aranan 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve 50 yaş şartlarını sizin gibi, 24 Mayıs 2011 tarihinden sonra yerine getirenler, 58 yaşını doldurduğu tarihte emekli olabiliyor. 1171 gün daha prim ödeyerek, 2429 gün olan prim ödemenizi 3600 güne tamamlamanız şartıyla, 58 yaşınızı dolduracağınız 1 Şubat 2018 tarihinde emekli olabilirsiniz.



Labels:

3.5 yıldan az prime ihtiyacı olanın isteğe bağlı prim ödemesinde sakınca yok

Soru: İsteğe bağlı olarak iki bin küsur gün prim ödedim. SSK şartlarında emekli olmak istiyorum. Fakat artık isteğe bağlı ödeyince Bağ-Kurlu olarak emekli olunuyormuş. Bunun doğruluğu nedir? Eğer böyle bir şey varsa, kalan iki yıl primi bir yere bağlı olarak mı ödeyeyim? Yoksa isteğe bağlı olarak ödemeye devam edeyim mi? Yardımcı olmanızı bekliyorum.

Cevap: Yeni yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren isteğe bağlı prim ödemeleri 4/b sigortasına(eski adıyla Bağ-Kura) sayılıyor. 1 Ekim 2008 den itibaren SSK ya isteğe bağlı sigortaya prim ödenemiyor. 1 Ekim 2008 den önce sigortalı olanlar, son yedi yılda(primi ödenmiş son 2520 günde) fazla prim ödenen kurumdan emekli olduğundan, son yedi yılında isteğe bağlı sigortaya 1260 gün(3.5 yıl) ve daha fazla prim ödeyenler, Bağ-Kur şartlarıyla emekli olmak zorunda kalabilirler. Bağ-Kur şartlarıyla emekli olmak zorunda kalmak ise, yüzde 80 lere kadar varan oranda daha fazla prim ödemek anlamına geliyor. Çünkü erkek sigortalılar sigorta başlangıç tarihine göre SSK dan 5000 gün ile 5975 gün arasında prim ödemesiyle emekli olurken, Bağ-Kurdan emekli olması için en az 9000 gün prim ödemeleri gerekiyor.

1 Ekim 2008 tarihi itibariyle emekli olmak için 1260 günden az süre kalanların isteğe bağlı prim ödemelerinde bir sakınca yok. Çünkü, Bağ-kura 1260 günden az prim ödeyeceklerinden son yedi yılda SSK ya daha fazla prim ödemeleri olacağından SSK şartlarıyla emekli olabilecekler. Sonuç olarak emekli olmak için 2 yıl(720 gün) prim eksiğiniz varsa, isteğe bağlı prim ödemeniz de bir sakınca yok. İsteğe bağlıya 720 gün ödseniz de SSK dan emekli olabilirsiniz.



Labels:

Çalışma Bakanı, yurtdışında çalışan sizleri harcadı

Sayın Ali TEZEL, yurtdışında çalışmaktayım. Daha önce adımıza topluluk sigorta primi yatırılıyordu. Kanunda yapılan değişiklikle, Ekim 2008’den itibaren sağlık sigortasından yararlanabileceğimiz fakat yatan primlerin emeklilik için geçmeyeceği, işverenin bu primi yatırma zorunluluğunun kaldırıldığı bize tebliğ edildi.

Kısacası yurtdışında çalışanların bundan böyle, kendilerinin isteğe bağlı sigortalılık primi yatırması isteniyor. Eğer böyle bir yasa çıkartıldıysa, bu millet resmen aptal yerine alınıyor, kimse hastalandığında yurtdışından Türkiye’ye gelip SSK hastanesinde tedavi olmayacak, ilaç da almayacak. Resmen söğüşleniyoruz. Bizim için asıl olan emeklilik hesabıdır. Bunu da ayrıca kendimiz yatırmamız dayatılıyor. Konu hakkında bizi aydınlatmanızı arz ederim. İhsan Kement

Ne güzel sormuş ne güzel de anlamışsınız. Bunu tam 6 aydır anlatmaya çalışıyorum tekrar anlatayım. 30.09.2008 gününe kadar geçerli olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 86’ncı maddesi gereğince, ülkemiz ile Sosyal Güvenlik Sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde Türk işverenler tarafından istihdam edilen Türk işçilerinin sosyal güvenlikleri, Topluluk Sigortası ile sağlanmaktaydı.

1- Topluluk Sigortası’nda sağlık ve iş kazası yoktu

ESKİ Topluluk Sigortası uygulamasına göre SSK, sadece uzun vadeli sigorta kolları dediğimiz yaşlılık-malullük ve ölüm sigorta kolları için işverenlerinizden yüzde 25 oranında prim almakta ama işverenler ve işçileri istese dahi (Kanunda emredildiği halde) iş kazası-meslek hastalığı, analık ve hastalık primlerini almıyordu. Daha doğrusu SSK tarihi boyunca kısa vadeli sigorta kolları için Topluluk Tip Sözleşmesi hazırlamamıştı. Bu nedenle de sizler orada iş kazası geçirip vefat etseniz veya sakat kalsanız bile herhangi bir sosyal sigorta yardımı yapılmamaktaydı. Öte yandan sizlere ve de ailelerinize hastalık-analık sigortası yardımları da yapılmamaktaydı.

2- Reformun ilk halinde hepsi sizlere verilmişti

2007 yılı ocak ayında yürürlüğe girecekken ertelenen, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (Sosyal Güvenlik Reformu’nun) ilk halinde ise, yurtdışında Türk işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin sanki Türkiye’de sigortalı da, yurtdışına geçici görevle gönderilmiş gibi yüzde 35 oranında prim ödenerek tüm sigorta kollarına tabi sigortalı olarak çalıştırılması öngörülmekteydi. Yani bütün primleriniz ödenecekti ve bu primleri işverenleriniz ödeyecek ve defterlerine gider yazacaklardı. Sizler ve aileniz de diğer SSK’lılar gibi tüm sigorta çeşitlerinden yararlanacaktınız.

3- Müteahhitler bastırdı olan sizlere oldu

SİZLERİN işverenleri olan müteahhit şirketlerin (özellikle İNTES’in) Ankara’da yaptıkları lobi sonrasında (Bakan ile yaptıkları toplantıları takiben) bundan daha uygulama başlamadan vazgeçildi. 5754 sayılı Kanun’la, 5510 sayılı SS ve GSS Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamayan ülkelerde Türk işverenlerin yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında emeklilik primi olan uzun vadeli sigorta kolu primleri alınmayacağı, sadece yüzde 1 ile yüzde 6,5 arasında değişen oranlarda kısa vadeli sigorta kolları primi ile yüzde 12,5 oranında genel sağlık sigortası primi alınarak kısa vadeli sigorta hükümleri uygulanacağı isteyen işçilerin uzun vadeli primlerini kendileri isteğe bağlı sigorta ile ödeyebilmeleri öngörülmüştür. Yani, işverenleriniz bundan böyle sizler için yüzde 25 yerine, yüzde 13,5 ile yüzde 19 arasında değişen oranda kısa vadeli sigorta primlerini ödeyecekler, emeklilik primini işveren ödemeyecek ama sizler emekli olmak istiyorsanız, kendi emeklilik primlerinizi isteğe bağlı sigortalı olarak ödeyeceksiniz.

4- İşçisiniz ama patron gibi geç emekli olacaksınız

EMEKLİLİK primlerini yüzde 20 oranında siz cebinizden isteğe bağlı olarak ödeyeceksiniz ama bu şekilde ödenen isteğe bağlı sigorta primleri eski adıyla Bağ-Kur, yeni adıyla 4/b sigortalılığı olarak dikkate alınacağından SSK’lı (4/a’lı) gibi değil Bağ-Kur’lu gibi emekli edilmeniz mevzu bahis olacaktır. Yani 5000 günle değil 9000 günle emekli edileceğiniz gibi ileride emekli olduğunuzda 400-450 YTL gibi emekli aylığınız olacak. SSK hizmet cetvelinde sizler için 9A veya 7/A olarak primleriniz Topluluk Sigortası primi ödediğinizi gösterir. Bundan sonra isteğe bağlı sigortaya ödedikleriniz Bağ-Kur’a sayılacağından, 1 Ekim 2008 gününden sonra isteğe bağlı sigortalı olup emeklilik primi ödemeyin derim. Prim gününe ihtiyacım var diye ödeseniz bile 3,5 yıldan çok ödemeyin yoksa SSK’dan emeklilik hakkınızı kaybedersiniz. Bunun yerine yurda dönüşte isterseniz yurtdışı borçlanması yapabilirsiniz ama bu da yüzde 20’den değil yüzde 32 olarak prim ödemekle karşı karşıya kalacaksınız.

5- Yurtdışında işe girenlerin emekli aylığı da kesilecek

01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un “Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi” başlıklı 30’uncu maddesi gereğince, “yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir…” denmektedir ki bunun mantıklı bir açıklaması yoktur. Zira, bugüne kadar sizler gibi yurtdışında işe giren emekli işçilerden topluluk sigortası kapsamında prim alınmıyordu ama artık bu emekliler emekli aylıklarını kaybedecekler. Biliyorsunuz SGDP uygulamasının mantığı şudur; SGK emekli olana der ki; ‘hem emekli oldun hem de işinden ayrılmadın yani bir başka birisinin senin yerine işe girip bana prim ödemesine engel oldun o halde sen bana prim öde’. Fakat, bu mantık yurtdışında işe girenler için geçerli olamaz ve yurtdışında işe giren emeklilerin kimseye zararı olmadığı gibi ülkeye döviz de kazandırmaktadır ama Çalışma Bakanlığı bu emeklilerin yurtdışında işe girmeleri halinde emekli aylıklarını kestirecek bir düzenlemeyi TBMM’den geçirtmiştir.

6- Yurtdışı borçlanması yapanlara çalışmak yasak

YURTDIŞI borçlanması yapma hakkını da getiren 5754 sayılı Kanun 17.04.2008 günü TBMM’de kabul edildi. Aynı Kanun ile 3201 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesine şu ibare eklendi. “…31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz…”

Madde metninden de anlaşılacağı üzere yurtdışı borçlanması yapanlar ile yapacak olanlar SGDP (Sosyal Güvenlik Destek Primi) ödeyerek çalışamazlar. Çalışırlarsa emekli aylıklarını kaybederler.



Labels:

Bebek sigortalıya geçit yok

Sosyal Güvenlik Reformu`nun 65 yaş düzenlemesinden etkilenmemek için sigortalanan bebekler müfettişlerin denetimine takıldı.

Sosyal Güvenlik Reformu`nun 65 yaş düzenlemesinden etkilenmemek için sigortalanan bebekler müfettişlerin denetimine takıldı. Matbaada, reklam ajansında çalışıyor gösterilen 18 bine yakın bebeğin sigortaları iptal edildi. Müfettişlerin, 15 yaş altındaki 142 bin 242 sigortalının evlerine yaptığı ziyaretler devam ediyor. uruma bildirilen bu şekildeki sigortalıların yüzde 90 oranlarında durdurulduğunu belirten Genel Müdür, büyükşehirlerde çocuklarını sigortalı gösterenlerin SGK`ya iptal bildirimi yapması çağrısında bulundu.

STAR-Sosyal Güvenlik Reformu`nun yürürlüğe girmesi nedeniyle 2007 yılında patlama yapan sigortalı sayısında düzenlemeler yapılıyor. Reformun yasalaşmasından önce sigortalı olanlar arasındaki bebek ve çocuklar sistemden çıkarılıyor. 65 yaşında emekli şartından etkilenmemek için çalışıyor gösterilen 142 bin 242 çocuk üzerinde yapılan incelemelerde ilginç örneklere rastlandı. Matbaa işçisi gösterilen 9 aylık bebekten, reklam yıldızı miniklere kadar şaşırtan kayıtlar müfettişler tarafından SGK yönetimine bildirildi. SGK yönetimi ise İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyükşehirler başta olmak üzere Türkiye genelindeki haksız sigortalı bebek ve çocukları iptal etti.

Cihan Haber Ajansı`nın Başkent Konukları programına katılan Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) Sosyal Sigortalar Genel Müdürü İbrahim Ulaş, çocuk sigortalılardaki son durumu değerlendirdi. Ulaş, emeklilik yaşıyla ilgili düzenlemeden çocuklarının etkilenmesini istemeyen anne babaların 15 yaşın altındaki çocuklarını sigortalı yaptığını söyledi. Bu çerçevede, 142 bin 242 bebeği takibe aldıklarını belirten Ulaş, `Bugüne kadar yapılan incelemelerde 17 bin 991 sigortalı iptal edildi. Bu sigortalıların fiili çalışmaya dayanmadığını belirledik. Bunları iptal ettik. Geri kalanlarla ilgili incelemeler sürüyor.` diye konuştu. Kuruma bildirilen bu şekildeki sigortalıların yüzde 90 oranlarında durdurulduğunu belirten Genel Müdür, büyükşehirlerde çocuklarını sigortalı gösterenlerin SGK`ya iptal bildirimi yapması çağrısında bulundu.

`KIZ ÇOCUKLARININ SAĞLIK PRİMİNİ DEVLET KARŞILAYACAK`

Ulaş, reformun sağlıktaki düzenlemesiyle 18 yaşını dolduran kız çocuklarının tedavi hizmetlerinden yararlanıp yararlanamayacağını da değerlendirdi. Anne babasından dolayı aylık alan kızların sağlıktan yararlanmaya devam edeceğini söyleyen Ulaş, `Sağlıktan yararlanma konusunda, kanunun yürürlük tarihi 1 Ekim 2008`den önce sağlık karnesi olanlar, anne babalarından dolayı hakkı olup da sağlık karnesi almayan kızların hakları devam ediyor.` diye konuştu.

Ulaş, 1 Ekim sonrası 18 yaşını dolduran ve üniversite mezunu 25 yaşını geçen kızların düzenlemeden etkileneceğini belirtti. Bu kişiler için de yeni imkanlar getirdiklerini dile getiren Ulaş, gelir testi talebinde bulunan genç kızların gelirleri brüt asgari ücretin 3`te birinden az ise bunların sağlık sigortasının devlet tarafından karşılanacağını söyledi. Ulaş yöntemi şöyle anlattı:

`4 kişilik ailede toplam gelirp 4`e bölünecek. 638 YTL`nin üçte birinden daha az gelir düşüyorsa (212 YTL altında) ise vatandaşların sağlık sigortası devlet tarafından karşılanacak. Kişi başına düşen gelir 638 YTL ile üçte birinden fazla aralığında ise 25 YTL`yi kızlar ödeyecek. Ancak büyük çoğunluğunun primleri devlet tarafından karşılanacak statüye gireceklerini düşünüyoruz.`



Labels:

25 yıl prim 51 yaş şartına tabisiniz

Soru:11 Eylül 1988 tarihinde Bağ-Kur primi ödemeye başladım. 20 Eylül 1970 doğumluyum. Şu an 13. basamaktayım. Acaba ne zaman emekli olurum? Bu konuda yardımcı olur musunuz?

Cevap: 1 Haziran 2002 tarihi itibariyle Bağ-Kura 25 tam yıl prim ödeme süresini doldurmaya sizin gibi 11 yıldan fazla 12.5 yıldan az süre kalanlar emekli olmak için: 25 tam yıl prim ödeme ve 51 yaş şartlarına tabi bulunuyor. Aralıksız olarak 11 Eylül 2013 tarihine kadar prim ödeyerek prim ödemenizi 25 tam yıla tamamlamanız şartıyla 51 yaşınız dolduracağınız 20 Eylül 2021 tarihinde emekli olabilirsiniz.



Labels:

En az 5400 gün ödemeniz gerekir

Soru: Annem 20 ocak 1956 doğumlu. SSK girişi 07.04.1971. Ödenmiş 1387 prim günü var. 1982 ve 1984 yıllarında iki doğumu var. Elimizde izin belgesi yok. İşyeri yıllar önce kapanmış. 01.07.2007 tarihinden itibaren aralıksız isteğe bağlı sigorta ödemekteyiz.

1. Doğum borçlanmasından yaralanabilir mi?

2. Eğer yararlanabiliyorsa ne kadar ödeme yapması gerekli?

3. Çalışmadan isteğe bağlı ödeyerek ne kadar zamanda emekli olabilir?

4. 3600 günden emekli olabiliyor mu? Kaç yaşında emekli olabilir?

Nazlı DEVİK

Cevap: 1- Yasaya göre doğum borçlanması yapabilirsiniz. Ancak, yasanın aksi yönde hükümler içeren Sosyal Güvenlik Kurumunun(SGK) borçlanma tebliğine göre doğum borçlanması yapamazsınız. Muhtemelen önümüzdeki dönem tebliğ iptal edilecektir. Tebliğ iptalinden sonra borçlanmanız mümkün.

2- Yılsonuna kadar yürürlükten olan verilere göre bir doğum için 4.905,00 YTL ödenerek 720 gün, iki doğum için 9.810,00 YTL borçlanma bedeli ödenerek 1440 gün kazanılabilmektedir.

3- 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren isteğe bağlı prim ödemesi Bağ-Kura sayılmaktadır. Bağ-Kur’dan en az 5400 gün prim ödeyerek emekli olunuyor. İsteğe bağlı prim ödeyerek emekli olabilmeniz için toplam 5400 gün prim ödemelisiniz.

4- 2213 gün daha prim ödeyerek 1387 gün olan prim ödemenizi 3600 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz. Ancak, prim eksiğinin 1230 gününü (41 ay) isteğe bağlı ödedikten sonra kalan 983 gün primi SSK’lı bir işte çalışarak ödemelisiniz.



Labels:

Mart 2011 ayında emekli olabilirsiniz

Soru: 05.11.1960 doğumluyum. 10 Mart 1994 sigorta başlangıç tarihim. 3659 gün prim ödemem var. 2005 Mayıs ayından 2008 Mart ayına kadar isteğe bağlı ödedim. Şu an ödemiyorum. Yüzde 60 özürlü bir çocuğum var. Özürlü çocuğu olanların erken emekli olacağı söyleniyor. Emekliliğimi hangi şartlara göre erkene çekebilirim?

Fadime Tatlısu

Cevap: Emekli olmak için 20 yıl sigortalılık süresi 5675 gün prim ödeme ve 50 yaş şartlarına tabisiniz. 796 gün daha prim ödeyerek 4879 gün olan prim ödemenizi 5600 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz (ara vermeden prim öderseniz Mart 2011 ayında).



Labels:

SSK İŞYERİ YÖNETMELİĞİ

SSK İŞYERİ YÖNETMELİĞİ

28.08.2008 Tarihinde resmi gazetede yayınlanan, yeni sosyal sigorta işlem yönetmeliği ve bu yönetmelik çerçevesinde değişen ve dikkat edilmesi gereken önemli konuları aşağıda başlıklar halinde kısaca özetlenmiştir.

1- E-Sigorta Sistemi Geliyor;
Bilgi ve belgelerin Kuruma verilme usulü; Kurum, bu Yönetmelik gereği verilecek her türlü belge veya bilginin e-Sigorta ortamında gönderilmesi hususunda gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan idareleri, kurum ve kuruluşları zorunlu tutmaya veya zorunluluk esasını kaldırmaya yetkilidir. Bu Yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgelerin e-Sigorta ortamında Kuruma gönderme zorunluluğu getirilmesine rağmen bu yükümlülüğün yasal süresi içinde veya yasal süresi dışında kağıt ortamında yerine getirilmesi halinde de bu belgeler işleme konulur. Bu durumda, Kanunun 102 nci maddesi uyarınca idari para cezaları uygulanır

2- İşten çıkan işciler 10 gün içinde bildirilecek;
Sigortalılığın sona ermesine iliskin bildirimler, Kanunun 4 uncu maddesi birinci fıkrasının (a)
ve (b) bentlerine tabi olanlar icin Ek-5, © bendine tabi olanlar icin ise Ek-5-A’da bulunan sigortalı isten ayrılıs
bildirgesiyle sigortalılığın sona ermesini takip eden on gun icinde e-sigorta ile yapılır.
Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrası (b) bendi kapsamındaki sigortalılardan sigortalı işten ayrılış bildirgesini kâğıt ortamında verenler için, sigortalılığın sona ermesini takip eden on gün içinde sigortalı işten ayrılış bildirgesi iki nüsha düzenlenir. Biri düzenleyen kuruluşta kalır, diğeri ilgili üniteye gönderilir. Sigortalıya, sigortalılığının sona erdiği ilgili ünite tarafından yazı ile bildirilir.
(4) Yasal süresi dolmadığı için henüz Kuruma verilmeyen aylık prim ve hizmet belgesinde yer alacak sigortalı çalışmalarının Kurumca bilinmesini gerektiren diğer hâllerde de bu madde gereğince işlem yapılır. Ancak, on günlük süre dolmadan aylık prim ve hizmet belgesi verilmiş ise ayrıca sigortalı işten ayrılış bildirgesi verilmez.

3- Tc Kimlik Numarası Sigorta Sicil Numarası Oluyor;
Sigortalılar, Kuruma verilen ilk veya tekrar sigortalı işe giriş bildirgelerine göre Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları ile bilgisayar ortamında tutulan tescil kütüğüne kayıt edilir. Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, aynı zamanda sigortalıların sosyal güvenlik sicil numarasını oluşturur. Sigortalıların tescil, hizmet ve her türlü bilgisayar kayıtları ile diğer sosyal sigorta işlemleri, sosyal güvenlik sicil numarası altında tutulur. (2) Yabancı uyruklulara Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce verilecek kimlik numaraları aynı zamanda bunlar için sosyal güvenlik sicil numarası olarak kullanılır.

4- Kendi İşyerlerinde veya Ortak Oldukları İşyerlerinde Sigortalı Olunamıyor;
kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fırkasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.

5- Çakışan Sigorta Süreleri ve Birleşme ;
(1) Sigortalının, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve © bentlerinde yer alan sigortalılık hâllerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması hâlinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının © bendi kapsamında, © bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.
(2) Bu sigortalılık hâli kesintiye uğrayıncaya kadar sigortalılık devam ettirilir. Kesintiye uğraması hâlinde, sonra başlayan sigortalılık hâli devreye girer. Sigortalının, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve © bentlerinde yer alan sigortalılık hâlleri ile 5 inci maddenin (a) ve (e) bentlerine tabi sigortalılık hâllerinin çakışması hâlinde, Kanunun 4 üncü madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık hâlinden başka bir sigortalılık hâli için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hâli için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık hâlinde geçmiş kabul edilir.
(4) Bu maddede belirtilen statü değişikliklerinde, bu Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde belirtilen sigortalılığın sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren, yeni statüye göre hak ve yükümlülükler başlar.

6- İşyeri Bildirgesi E-Sigortadan verilecek;
İşyerinde, Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasının (a) bendi ile © bendi kapsamında sigortalı çalıştıran, böyle bir işyerini devir alan veya bu nitelikte işyeri kendisine intikal eden işveren, Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen sürelerde vermekle yükümlü olduğu örneği Ek-6 ve Ek-6-A’da bulunan işyeri bildirgesini düzenleyerek e-sigorta ile göndermek zorundadır.

7- Süresinden Sonra Verilecek işyeri Bildirgesi elden yada postayla;
Süresi içinde verilmeyip, sonradan verilen işyeri bildirgesi elden veya posta yoluyla Kuruma verilir. Adi posta veya kargo ile gönderilen veya Kuruma doğrudan verilen işyeri bildirgelerinde, bildirgenin Kurumun gelen evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih; taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta servisi olarak gönderilenlerde ise postaya verildiği tarih bildirim tarihi olarak kabul edilir. Sonradan verilen işyeri bildirgelerinin e-sigorta ile kabul edilmesi hususunda Kurum yetkilidir.

8- 10 günden fazla olan raporlar Kurumca sözleşmeli hastanelerden olursa geçerli olacak;
isitirahat raporlarının Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları tarafından düzenlenmesi şarttır. Kurumla sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları tarafından verilen ve istirahat süresi 10 günü geçmeyen raporlar, Kurumla sözleşmeli resmî sağlık hizmeti sunucusu hekimi tarafından, 10 günü aşan raporlar ise Kurumla sözleşmeli resmî sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulunca onandığı takdirde geçerli olur.

9- Sosyal Güvenlik Destek Primi
kademeli olarak %15; Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında olanlardan, tarımsal faaliyetlerde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar hariç, almakta oldukları veya bağlanacak yaşlılık aylıklarının % 15’i oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir. Yaşlılık aylığından kesilecek olan bu tutar, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılara ilgili yılın Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık aylığından alınabilecek sosyal güvenlik destek priminden fazla olamaz.
b) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından alınacak belgelerle doğrulamak kaydıyla faaliyette bulunulmadığına ilişkin süreler hariç olmak üzere çalışılan süreleri için, sosyal güvenlik destek primi oranı olarak Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde belirtilen hükümler uygulanır. Söz konusu maddede belirtilen oran, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 31/12/2008 tarihine kadar % 12 olarak, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan artırılarak uygulanır. Ancak bu oran % 15’i geçemez. Kesilecek olan bu tutar, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılara ilgili yılın Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık aylığından alınabilecek sosyal güvenlik destek priminden fazla olamaz. 506 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken, serbest avukat veya noter olarak çalışmalarını sürdürenler hakkında da bu bent hükümleri uygulanır.

10-Süresi Geçtikten sonra yapılan bildirge düzeltmeleri;
Yasal süresi içinde vermiş oldukları prim belgesi türünde yanlışlık yapıldığının anlaşılması üzerine, düzeltme amacıyla yasal süresi geçirildikten sonra verilen ek veya asıl aylık prim ve hizmet belgeleri süresinde verilmiş sayılır.

11-Yanlış verilen bildirgelerde ceza yok (sgdp yerine Tüm sigorta kolu olarak verilen) ;
işverenin; sigortalıların sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışırken sehven tüm sigorta kollarından veya tüm sigorta kollarına tabi çalışırken sehven sosyal güvenlik destek primine tabi bildirildiğini ileri sürerek, yapılan bu yanlışlığı düzeltmek amacıyla verdiği iptal ve asıl/ek aylık prim ve hizmet belgeleri incelemeye gerek kalmaksızın işleme alınır. Bu amaçla verilen asıl/ek aylık prim ve hizmet belgelerine idarî para cezası uygulanmaz.

12-Defterin arka yüzüne yazılan ssk giderleri geçersiz sayılıyor;
tasdikli sayfalarının dolması üzerine, yeni defter tasdiki yerine, belgeli bilgilerin yazım sayfaları kalmayan defterin tasdiksiz sayfalarına kaydedilen ay veya aylara, ilişkin defter kayıtları geçerli sayılmaz. Kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu hâlde tasdiksiz tutulmuş olan defterler hakkında defter ve belgelerin ibraz edilmemesine ilişkin hükümler uygulanır.

13-İmzasız Bordrolar geçersiz;
işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti (aylık, haftalık, gündelik, saat veya parça başı ücreti), ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasını ihtiva etmeyen ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz. Ücretlerin ve diğer ödemelerin makbuz mukabilinde veya banka aracılığı ile yapılması hâlinde ücret tediye bordrosunda imza şartı aranmaz.

14- Sosyal Güvenlik Destek Primi Geç Ödemede %3 Gecikme Cezası ;
Sosyal güvenlik destek primi, süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her bir ay için % 3 oranında gecikme cezası uygulanarak artırılır. Ayrıca, her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır.

15- Zaman Aşımı Süresi Kademeli Oluyor;
İşyeri kayıt belgelerini saklama yönünden;
114.madde a) İşverenler, işyeri sahipleri ve alt işveren işyeri ile ilgili tüm defter ve belgeleri, istenilmesi hâlinde, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş ilgili memurlarına göstermek üzere, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak 10 yıl süreyle, Kamu idareleri 30 yıl süreyle, tasfiye ve iflas idaresi memurları ise görevleri süresince saklamak zorundadırlar.
Bu Yönetmeliğin 114 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen defter ve belgeleri;
a) 10 yıl olan saklama süresi 2008 yılı için 5 yıl, 2009 yılı için 6 yıl, 2010 yılı için 7 yıl, 2011 yılı için 8 yıl, 2012 yılı için 9 yıl olarak,
b) 30 yıl olan saklama süresi ise 2008 yılı için 5 ve sonraki yıllarda 30 yıl tamamlanıncaya kadar her yıl birer yıl artırılarak, uygulanır.

16- Posta İle Yapılan Bildirimler;
Adi posta veya kargo ile gönderilmesi hâlinde Kurum kayıtlarına intikal tarihi, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta ile yapılan bildirimlerde postaya veriliş tarihi Kuruma intikal tarihi olarak kabul edilir.

17-İşveren Numarası;
İşyeri numarasından önce gelmek üzere gerçek ve tüzel kişilere işveren numarası verilebilir. Bu numara gerçek kişi işverenlerde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, yabancı uyruklu gerçek kişi işverenlere Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce verilecek numarası, tüzel kişi işverenlerde ise vergi kimlik numarasıdır

Bu Yönetmelik hükümleri 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girer.



Labels:

İŞ KANUNU VE SOSYAL SİGORTALAR GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU DEĞİŞİKLİKLERİNİN GETİRDİKLERİ

İŞ KANUNU VE SOSYAL SİGORTALAR GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU DEĞİŞİKLİKLERİNİN GETİRDİKLERİ

5754 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (1)” ve 5763 sayılı “İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2)” ile İş Yasasında ve Sosyal Sigortalar Genel sağlık Sigortası yasasında bir dizi değişiklik yapılmıştır.

5763 sayılı yasa ile sosyal güvenlik kurumlarına olan borçların ödenmesi konusunda önemli kolaylıklar sağlanmıştır. Ayrıca sosyal güvenlik primleri işveren payları belli koşulları taşıması halinde hazinece veya işsizlik sigortası fonundan karşılanmaktadır.

I. Asıl İşveren - Alt İşveren İlişkileri Konusunda Yapılan Düzenleme

Yapılan değişiklikle asıl işveren – alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşme ve bu sözleşmede bulunması gerekli hususlar konusunda bir yönetmelik çıkarılmasına hükmedilmektedir.

Alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlü bulunmaktadır.

Tescili yapılan işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenebilecek ve inceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporunun işverenlere tebliğ edilmesi de ayrıca hüküm altına alınmaktadır.

Müfettiş raporuna karşı tebliğ tarihinden itibaren altı iş günü içerisinde itiraz edilebilecektir. Süresinde itiraz edilmemesi veya mahkeme kararı ile işlemin muvazaalı olduğuna hükmedilmesi halinde var olan tescil işleminin iptali ile alt işverenin işçilerinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacağı da ayrıca hüküm altına alınmaktadır.

II. Özürlü ve Eski Hükümlü Çalıştırma Zorunluluğu (Uygulama 01 Temmuz 2008 tarihinde yürürlük kazanacaktır)

İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmak zorundadırlar.

İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlamak durumundadırlar.

Bir işverenin aynı il sınırları içerisinde birden fazla işyerinin bulunması halinde bu durumda çalıştırılacak özürlü sayısının hesaplanmasında toplam işçi sayısı esas alınacaktır. Dolayısıyla hesaplamada işyerinde çalışan işçi sayısı değil aynı işverene bağlı olarak çalışanların toplamı esas alınacaktır.

Ancak; yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamayacak ve çalışan sayısının hesabında da yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar dikkate alınmayacaktır.

Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalan ve sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçilerin, talepleri halinde eski işyerlerinde tekrar işe alınmaları yasa kapsamında hüküm altına alınmıştır. İşverenler, boş yer olması durumunda bu kişileri eski işleri veya benzeri işlerde istihdam etmekle yükümlüdürler. Koşullar uygun olduğu halde işveren bu kişileri istihdam etmez ise bu durumda işe alınma talebinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlü olacaktır.

Dolayısıyla özel sektörde eski hükümlü, terör mağduru çalıştırma yükümlülüğü kaldırılmaktadır.

III. Özürlülerin Sigorta Primlerinin İşveren Paylarının Hazinece Karşılanması (Uygulama 01 Temmuz 2008 tarihinde yürürlük kazanacaktır)

Yukarıda sayılan kapsamda Özel sektör işverenlerince istihdam edilen özürlülerin prime esas kazanç alt sınırı üzerinden (ülkemizde prime esas kazancın alt sınırı 16 yaşından büyük işçiler için 608,40 YTL dir.) hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanacaktır.

İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır.

Brüt Ücret
608,40

SSK Primi İşveren Payı %19,5
118,64

(Tehlike derecesinin 1 olduğu varsayılmıştır)

Dolayısıyla zorunluluk kapsamında özürlü çalıştırılması halinde her özürlü için 118,64 YTL aylık (Yıllık olarak sağlanan avantaj 1.423,68 YTL olmaktadır) Sigorta Primi İşveren payı destek kapsamında bulunmakla birlikte zorunluluk olmadığı halde özürlü çalıştıran işverenler ise her özürlü için aylık 59,32 YTL sigorta primi işveren payı desteğinden yararlanacaklardır.

Özürlüler için önemli bir aşama olarak değerlendirdiğimiz bu düzenlemenin bir başlangıç olmasını dilemekteyiz.

Yapılan düzenleme ile çalıştırma zorunluluğu kapsamında istihdam edilen özürlülerin sigorta primlerinin işveren paylarının tamamı hazinece karşılanmaktadır. Fazladan istihdam halinde ise söz konusu primin yarısının hazine tarafından karşılanacağına hükmedilmektedir. Ülkemizdeki özürlülerin istihdamının teşviki amacıyla zorunluluk dışı istihdam durumunda da sigorta primi işveren paylarının tamamının hazinece karşılanması arzu edilmektedir.

IV. İlave İstihdamda Sigorta Primlerinin İşveren Paylarının İşsizlik Sigortası Fonundan Karşılanması (Uygulama 01 Temmuz 2008 tarihinde yürürlük kazanacaktır)

18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olan erkekler ile yaş şartı aranmaksızın 18 yaşından büyük kadınlardan; 01 Temmuz 2008 tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması koşuluyla, 01 Temmuz 2008 tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak bir yıl içinde işe alınan ve fiilen çalıştırılanlar için; prime esas kazanç alt sınırı üzerinden (608,40 YTL üzerinden) hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin;

Birinci yıl için yüzde yüzü,
İkinci yıl için yüzde sekseni,
Üçüncü yıl için yüzde altmışı,
Dördüncü yıl için yüzde kırkı,
Beşinci yıl için yüzde yirmisi,
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacaktır.

İşveren hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması zorunludur.

Mevcut düzenlemeler doğrultusunda asgari ücretli bir çalışanın ücret hesaplaması aşağıdaki şekilde yapılmaktadır.

Brüt Ücret
608,40

SSK Primi (%14)
85,18

İşsizlik Primi (%1)
6,08

Gelir Vergisi Matrahı
517,14

Gelir Vergisi (%15)
77,57

Damga Vergisi (%06)
3,65

Kesinti Toplamı
172,48

Net Ücret
435,92

SSK Primi İşveren Payı %19,5
118,64

İşsizlik Sigorta Primi İşveren Payı (%2)
12,17

(Tehlike derecesinin 1 olduğu varsayılmış olup hesaplama dahilinde Asgari Geçim İndirimi göz ardı edilmiştir).

Yukarıdaki örnekten hareketle işveren payının tamamının karşılanması halinde mevcut asgari ücret esas alındığında her işçi için birinci yıl 118,64 YTL aylık, ikinci yıl için 94,91 YTL Aylık, üçüncü yıl için 71,18 YTL, dördüncü yıl için 47,46 YTL ve beşinci yıl için 23,73 YTL aylık destek sağlanmaktadır. Dolayısıyla usulüne uygun olması koşulu ile ilave her işçi için yıllık (ilk yıl için hesaplanmış olup mevcut asgari ücret esas alınmıştır) 1.423,68 YTL bir destek sağlanmaktadır.

İlave istihdam ülkemizde kayıt üzerinde oldukça güç bir hale gelmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 30 Nisan 2008 tarihinden önce sigortalılık tescilinde önemli bir artış olmasıdır. Uzmanların yazılı ve görsel medyada verdikleri mesaj doğrultusunda işyerlerinde kayıtlı sigortalı sayısı önemli ölçüde artmıştır.

Dolayısıyla işyerlerinde fiilen çalıştırılmadığı halde sigortalılık tescil kaydının yaptırılmasını teminen yapılan işlemler neticesinde işyerlerinin ortalama çalıştırdıkları sigortalı sayısı artmıştır. Bu ise; işverenlere sözü edilen oranla bağlantılı olarak her kişi için aylık 118,64 YTL den başlamak üzere olumsuz etki edecektir. Bir başka anlatımla işverenler tamamen kişisel ricalar neticesinde oluşan sanal bir işlemden dolayı yıllar boyu zarar görecekler veya fayda sağlayamayacaklardır.

V. Sigorta Primi İşveren Paylarının İşsizlik Fonundan Karşılanması Uygulaması Kapsamı Dışında Kalanlar (Uygulama Kapsamına Girmeyenler)

1/10/2003 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında devir alınan işyerleri hariç olmak üzere, mevcut ve faaliyette bulunan işyerlerinin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nevi değiştirmesi gibi hallerde yeni işe başlama olarak değerlendirilmez.
Mevcut bir işyerinin kapatılarak; değişik bir ad veya unvan ya da bir iş birimi olarak aynı faaliyette açılması veya çalışan sigortalıların bütün olarak devredilmesi halinde, bu işyerleri hakkında uygulanmaz.
Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi ek bir kapasite ve istihdam artışına neden olmayan, sadece teşviklerden yararlanmak amacıyla yapılan işlemler hakkında uygulanmaz.
506 sayılı Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimler sonucunda çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işyerleri hakkında bir yıl süreyle uygulanmaz.
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan hizmet ve yapım konulu işyerlerine yönelik işyerleri hakkında uygulanmaz.
Kamu idareleri işyerleri hakkında uygulanmaz.
506 sayılı Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ile yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.
VI. Sigorta Primi İşveren Paylarına 5 Puanlık Destek Uygulaması (Uygulama 01 Ekim 2008 tarihinde yürürlük kazanacaktır)

Hizmet akdi ile işçi çalıştıran özel sektör işverenlerinin, sigorta primleri, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanacaktır.

İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri zorunludur. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması gerekmektedir.

Yukarıda sözü edilen beş puanlık destek Kamu idareleri işyerleri ile bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmayacaktır.

Mevcut asgari ücret ve işyeri tehlike derecesi “1” olarak esas alındığında çalışan her işçi için aylık 30,42 YTL lik bir destek sağlanmış olmaktadır. Dolayısıyla yıllık destek 365,04 YTL şeklinde hesaplanmaktadır.

Beş puanlık fayda esas itibariyle önemli bir avantajdır. Ancak işletmelerin katlandıkları yükümlülüklerle dolaysız vergi ilişkisi önem arz etmektedir. Dolayısıyla yıllık kazanç üzerinden ödenen vergilerle orantılı olarak yapılan düzenlemelerin kayıtdışı istihdamın önlenmesinde önemli olduğu bilinmektedir.

Yapılan düzenleme ile ücret üzerindeki sosyal güvenlik primi oranı asgari %29,5 (işsizlik primi, gelir ve damga vergisi hariç) seviyesine çekilmektedir. Diğer desteklerle bu oranların önemli ölçüde düşürüldüğü gözlemlenmektedir.

VII. İşçi Ücretlerinin Bankalar Aracılığı İle Ödenmesi

Kurumlaşmış veya kurumlaşma yolunda birçok işletme tarafından ücret ve benzeri ödemelerin banka aracılığı ile yapıldığı bilinmektedir. İşletme verimliliğine katkı yapan bu uygulamaya yasal boyut kazandırılması önem arz etmektedir.

5754 sayılı yasa ile yapılan bir dizi değişiklik içerisinde ülkemizde işçi ücretlerinin bankalar aracılığı ile ödenmesine hükmedilmektedir. Bu konuda uygulama esaslarının bakanlıklarca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir.

Bu doğrultuda; 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 854 sayılı Deniz İş Kanununda, 4857 sayılı İş Kanununda ve 818 sayılı Borçlar Kanununda değişiklikler yapılmıştır.

4857 sayılı İş Kanununda yapılan değişiklik ”Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklindedir.

VIII. Destek Uygulaması Konusunda Ortak Açıklamalar

Yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamayacaklardır.
Hazinece veya işsizlik sigortası fonunda karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamayacaktır.
Diğer desteklerde olduğu gibi bu işverenlerin diğer mevzuat hükümleri doğrultusunda yararlandıkları destek bulunması halinde bunlardan yalnızca birini tercih edeceklerdir. Bu konuda tercih hakkı işverene ait olacaktır.
Desteklerden yararlanmak için işverenlerin Hazinece veya işsizlik sigortası fonu tarafından karşılanmayan sigorta primlerini yasal süresinde ödemesi bir zorunluluk olup Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu bulunmamalıdır.
Aylık Prim Hizmet Belgeleri sosyal güvenlik kurumuna yasal süresinde verilmiş olması da desteklerden yararlanmanın ön koşullarındandır.
Sonuç

Aktüeryal dengenin sağlıklı bir şekilde korunması ve buna süreklilik kazandırılmasının tüm taraflar için önemli olduğu yoğun olarak ifade edilmektedir.

Farklı zamanlarda getirilen ödeme kolaylıklarının sözü edilen dengenin korunmasına ne ölçüde katkı yaptığı elbetteki ilgili kurumlar tarafından bilinmektedir. Burada tehlikeli olan, sürekli bir beklenti oluşması ve bir adım daha ötesi bunların haklı çıkmalarıdır.

Yükümlülüklerini yabancı kaynak bularak yasal süresinde yerine getiren kişilerin geçmişte olduğu gibi günümüzde de pişmanlık içerisinde bulunduğu bilinmektedir.

Ülkemizde emek üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik primlerinin yüksek olduğu, bunun da istihdam üzerinde olumsuz etkiler yaptığı bir gerçektir. Bu nedenle emek üzerindeki yükümlülüklerin karşılanabilir seviyelere çekilmesi kayıtdışı istihdamla mücadelede önemlidir.

Düzenlemelerin tam ve kısmi olarak var olan kayıtdışı istihdam (3) la mücadelede etkili olmasının yanı sıra, destekler neticesinde oluşan faydanın yatırımlarda kullanılması dolayısıyla işsizliğin önlenmesine katkı yapması dileği ile…



Labels:

SSK prim ödeme gün sayısı arttı

SSK prim ödeme gün sayısı arttı
TBMM Genel Kurulunda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarının 4. Bölümünde yer alan 5 madde daha kabul edildi.

Tasarının kabul edilen maddelerine göre, 8 Eylül 1999 tarihinden 30 Nisan 2008 tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılan kadınlar 58, erkekler ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 yıl sigorta primi ödemiş olması veya kadınlarda 60, erkeklerde ise 62 yaşını doldurmuş olup, en az 15 yıl malullük , yaşlılık ve ölüm sigorta primi ödenmesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanacaklar.

Bu yasa yürürlüğe girmeden önce yeraltı işlerinde çalışmaya başlayan sigortalılar, en az 1800 gün çalışmış olması halinde bu çalışmaların dörtte biri toplam ödeme prim gün sayısına ilave edilecek. Bunlar için malullük , yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, sigortalının prime esas kazancının yüzde 23`ü olacak. Bunun yüzde 9`u sigortalı hissesi, yüzde 14`ü de işveren hissesi olacak.

SSK `DA PRİM ÖDEME GÜN SAYISI 7200`E ÇIKACAK

Ancak SSK kapsamında çalışanlarda aranan prim ödeme gün sayısı, 7000`den 7200`e çıkacak. Yaş hadlerinin uygulanmasında da prim gün sayısı şartının doldurulduğu tarihte geçerli olan yaş hadleri, esas alınacak.

Sigortalılar, yaş hadlerine 3 yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla yaşlılık aylığı alabilecekler.

Çalışma gücündeki kayıp oranı, yüzde 50 ile yüzde 59`u arasında olduğu anlaşılan sigortalılarda en az 5760, yüzde 40 ile yüzde 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılarda ise en az 6480 gün uzun vadeli sigorta kolları primi ödeme şartı aranacak.

BAĞ -KUR`LULARA ÖDEME KOLAYLIĞI

4 Ekim 2000 tarihinden bugüne kadar vergi mükellefiyet kaydı bulunan BAĞ -KUR`lular, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan süreyi geçmişe dönük borçlanabilecek. Prime esas kazancının yüzde 32`si üzerinden borçlanacak olan BAĞ -KUR`lu, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde bu tutarı öderse , aradaki süre sigortalılık süresinden sayılacak.

5 yıllık borcu bulunan BAĞ -KUR`luya, 6 aylık süre verilecek. Bu süre içinde borcunu ödemezse, üyeliği askıya alınacak. Daha sonraki bir tarihte tekrar başvuru yaparsa, prim borcunu 3 ay içinde ödeyecek.

10 yıl süreyle sağlık sigortası veya genel sağlık sigortası primi ödemeyen BAĞ -KUR emeklisinden, maaşının yüzde 10`u tutarında 10 yılı tamamlayacak şekilde prim kesilecek.

SANDIKLARA YENİ DÜZENLEME

Banka, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilecek ve bu sandıklardan yararlanan kişiler kanun kapsamına alınacak. 3 yıllık süre Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla 2 yıl daha uzatılabilecek.

Sosyal Güvenlik Kurumu , Maliye Bakanlığı , Hazine Müsteşarlığı , Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı , BDDK , TMSF sandığı ve banka temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulacak. Komisyon, her bir sandık için sandıktan ayrılan iştirakçiler de dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle ilgili olarak, sandıkların bu kanun kapsamındaki sigorta kolları itibariyle gelir ve giderleri dikkate alınarak, yükümlülüğünün peşin değeri hesaplanacak. Peşin değerin aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı yüzde 9,8 olacak.

Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçileri, sandıktan aylık ve gelir alanlar ile bunların hak sahiplerinin sağlık ve sosyal sigorta yardımlarının sağlanması ile primlerinin tahsil edilmesine, ilgili sandık mevzuat hükümlerine göre devam edilecek. Devir tarihinden sonra bu kişilerin gelir ve aylıklarının durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi ve yeniden bağlanması işlemleri sırasında vakıf senetlerine göre yapılacak hesaplamalar, ilgili sandıklar veya sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlar tarafından kurum (SGK ) kontrolünde yapılacak.

Sandık iştirakçileri ile aylık veya gelir bağlanmış olanlar ve bunların hak sahiplerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna devrinden sonra bu kişilerin tabi oldukları vakıf senedinde bulunmasına rağmen karşılanmayan diğer sosyal hakları ve ödemeleri, sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlarca karşılanması sürdürülecek.

30 Nisan 2008 tarihinden itibaren sandıklarca bağlanmış ya da bağlanacak olan gelir veya aylıklara yapılacak artışlar, Sosyal Sigortalar Kanununa göre bağlanan aylıklara yapılan artıştan fazla olamayacak.

Seçildikleri tarih itibariyle kayıt ve tescillerini yaptıran köy muhtarlarının sigortalılıklarını devam ettirmek istemeleri halinde, 6 ay içinde müracaat etmeleri halinde sigortalılıkları aynen devam ettirilecek.

BAŞBAKAN ERDOĞAN `IN MAL VARLIĞI…

CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, emeklilerin maaşlarıyla geçinemediği için yeniden çalışmak zorunda kaldıklarını belirterek, emekliye ayrıldıktan sonra esnaflık yapanlara getirilen prim zorunluluğuyla, “Sosyal güvenlik kamburu “ getirildiğini savundu.

Halkın gündeminin işsizlik ve yoksulluk olduğunu savunan Ağyüz, “Halkın gündemi farklı bizimki farklı. Biz Atatürk resimlerinin paradan kaldırılmasını gündem yapıyoruz. İnternet sitelerinde Recep Tayyip Erdoğan `ın 2 milyar dolarlık servetiyle dünyada 7. sırada olduğu yazıyor. Bunun hesabını vermelisiniz“ diye konuştu.

AK Parti Ankara Milletvekili Reha Denemeç , CHP `li Ağyüz`ün sözlerine yanıt verirken, şunları söyledi:

“Bilgisi olan bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Bilgi kirliliği, dezenformasyonu, belirli kurumlar, belirli devletler yapmaktadır. İnternet gibi son 10 yılda, geniş kitlelerin yoğun olduğu araçların üzerinden bu bilgi kirliliği yapılmaktadır. Şimdi elimdeki bilgisayardan girdim, bir internet sitesinde 18 ülkenin devlet başkanı arasına Tayyip Erdoğan da sıkıştırılmış. Böyle bir şey yok. Aslına girdiğiniz zaman böyle bir şey olmadığını görürsünüz.

4 yıl önce bir işadamı, Erdoğan`ın 1 milyar dolar geliri var diye ortaya çıkmıştı… Ondan sonra 1 sene dünyayı dolaştı. Doğru bilgiyi istiyorsanız, Başbakanlığın sitesine girip bütün bilgileri açıkça orada görürsünüz. Böyle kirli bilgileri kullanıp, Meclis kürsüsünü bunlarla işgal etmeyin. Bu yanlış bilgidir.“ Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarının 73. maddesindeki geçici 22. maddenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamadı.

TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil , verilen aranın ardından Komisyonun yerine oturmaması üzerine birleşimi bugün saat 13.00`te toplanmak üzere kapattı.



Labels:

Yeni SSK Kanunu ve Bulgaristan’daki hizmet sürelerinin borçlanılması

Yurt dışında geçen hizmet sürelerinin değerlendirilmesi, 3201 Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun[iv] ile belirlenmiştir.

3201 sayılı kanunun 1. maddesinde;

“Madde 1 – 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma süreleri, bu çalışma süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, 2. maddede belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına[v] prim, kesenek ve karşılık ödenmemiş olması ve istekleri halinde bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” denilmiştir.

Yurt dışında geçirdikleri hizmet süreleri bulunan vatandaşlarımızın, bu hizmetlerini değerlendirmek için hangi kuruluşlara başvuracakları hususu, 3201 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde belirtilmiştir.

3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun yurt dışında geçen hizmetlerin borçlanılmasını sadece yurt dışında bulunan kişiyle sınırlandırmamıştır. Kişinin ölümü halinde hak sahiplerine de borçlanma imkânı tanınmıştır.

Borçlanma için ödenecek dövizin cinsi ve tutarı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiştir. 2005/9665 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Sosyal güvenlik kuruluşlarınca döviz ile değerlendirilecek sürelerin her bir günü için tahakkuk ettirilecek prim, kesenek ve karşılık borcu tutarı 3,5 ABD Doları olarak belirlenmiştir. Bu da günlük 3,5 ABD Doları ile ( 1 $= 1,42-YTL olarak hesaplanmıştır) günlük 4,97-YTL ve aylık 149,10-YTL olarak ödenmesi anlamına gelmektedir.

Konuyu şu örnekle açalım:

C isimli şahıs 5 yıl yurt dışında geçen hizmet süresini borçlanmak istemektedir. Şahsın 30.06.2007 tarihine kadar yapacağı başvuruda, günlük 3,5 ABD Dolar’dan ( 1 $= 1,42-YTL olarak hesaplamaya konu edilmiştir) günlük 4,97-YTL ve 5 yıl için ( 5 x 360 = 1.800 gün)[vi] ödeyeceği bedel 1.800 x 4,97 = 8.946,00-YTL olacaktır.

Aynı şahıs 01.07.2007 tarihinden sonra yurt dışında geçen hizmet süresini borçlanma talebinde bulunursa, asgari ücretin (01.07.2007 tarihindeki) günlük tutarı olan 19,50-YTL ’nin %32 si oranında ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Bu da günlük borçlanma bedelinin 6,24-YTL olması anlamına gelir. C şahsının, 5 yıllık hizmet borçlanmasının toplam bedeli ise;

1.800 x 6,24 = 11.232,00-YTL olacaktır.

Söz konusu şahıs, 5 yıllık yurt dışı hizmet borçlanması için 2.286,00-YTL fazla ödeme yapmak zorunda kalacaktır.

30.06.2007 tarihine kadar yapılacak yurt dışı borçlanmalarında ödeme için süre kısıtlaması konulmamıştır. Bu da yurt dışı sürelerini 30.06.2007 tarihine kadar borçlanan sigortalıların çıkarılan borcu diledikleri zaman ödeyebilmeleri anlamına gelmektedir, yani ödeme için bir süre kısıtlaması yoktur.

01.07.2007 tarihinden itibaren yurt dışında bulunan vatandaşlarımız Amerikan Doları cinsinden hizmet borçlanması yapamayacaklardır. Borçlanma miktarı başvuru tarihindeki prime esas asgari günlük kazancın % 32’si olacaktır. Ayrıca, 01.07.2007 tarihinden sonra yurt dışı hizmet borçlanma talebinde bulunan vatandaşlarımızın kendilerine çıkarılacak borç bedelini 3 ay içerisinde ödemeleri gerekecektir.

Yurt dışı hizmet borçlanması yapmak isteyen sigortalıların ve hak sahiplerinin 30.06.2007 tarihine kadar yurt dışı borçlanma taleplerini gerçekleştirmeleri, ödeme süreleri ve maddi bakımdan menfaatlerine olacaktır.



Labels:

SORULARLA GENEL SAĞLIK SİGORTASI

I- GİRİŞ

Sağlık hakkı sosyal bir hak olarak Anayasal güvence altındadır. Etkin işleyen bir finansman modeline oturan sağlık ekonomisi hem bugünkü hem de gelecekteki nesillerin refahı açısından büyük önem arz etmektedir.

Sağlık finansman modelleri, ülkelerin sağlık politikalarına göre şekillenmektedir. Sağlıkta karşılaşılan risklerin sigortalanması ile sağlığa ayrılan fonlar garanti altına alındığı gibi, nüfusun daha sağlıklı kesimlerinden, sağlık koşulları yetersiz olan kesimlerine bir refah transferi de sağlanmaktadır. Sağlık sigortasının bir diğer avantajı da bireyler arasında statü ayrımı gözetilmeksizin daha geniş bir teminat paketi sunulabilmesidir. Bu sistemde ödeme gücü olmayanların sağlık yardımından mahrum kalmaması için primlerinin Devlet tarafından ödenmesi suretiyle “Sosyal Devlet” anlayışı da korunmaktadır.

Ülkemizde uzun yıllardır devam eden sağlık sigortacılığı alanındaki bu çalışmalar geçtiğimiz yıl kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile yasal bir çerçeveye kavuşturulmuş olmakla birlikte anılan Kanun Anayasa Mahkemesi’nce bazı maddelerinin yürürlüğünün durdurulması, bazı maddelerinin de iptali sonucu hayata geçememiştir. Bu süreçte, Kanun parlamentoda sistemin bütün taraflarının da katılımı ile bir kez daha alt komisyon ve plan bütçe komisyonu sürecinden geçirilerek revize edilmiş ve 5754 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 17.04.2008’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce kabul edilmiştir[1]. Kanun’un genel sağlık sigortasına ilişkin hükümlerinin bir kısmı 30.04.2008’den bir kısmı da 01.07.2008’den itibaren yürürlüğe girecektir.

Bu yazımızda gerek 5510 sayılı Kanun’un, gerekse bu Kanun’da değişiklik yapan 5754 sayılı Kanun’un genel sağlık sigortasına ilişkin hükümleri, daha kolay anlaşılabilmesi amacıyla sorular ışığında değerlendirilmiştir.

II- GENEL SAĞLIK SİGORTASI UYGULAMASINA İLİŞKİN SORULAR VE CEVAPLAR

Soru 1- Genel Sağlık Sigortası kimleri kapsıyor?

Türkiye’de ikamet eden bütün vatandaşlar, mütekabiliyet esası gözetilerek kendi ülkelerinin mevzuatı uyarınca sigortalı olmayan ve Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklular ile vatansız ve sığınmacı statüsünde bulunan kişiler genel sağlık sigortasına tabidirler.

Soru 2- Genel Sağlık Sigortalısı olmanın koşulu nedir?

Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle bir işyerinde sigortalı olarak çalışanlar, memur veya sözleşmeli statüsünde kamuda çalışanlar, kendi nam ve hesabına çalışanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri herhangi bir bildirime gerek olmadan doğrudan doğruya, maaşları Devlet tarafından ödenen vatandaşlar ise bu ödemelere hak kazandıkları tarihten, yeşil kart sahipleri de hak sahibi oldukları tarihten itibaren Kurum tarafından sigortalı sayılırlar.

Soru 3- Kimler Genel Sağlık Sigortalısı olamazlar?

Türkiye’de ikamet etmeyenler ile bir yıldan kısa süreyle Türkiye’de yerleşik olan yabancı uyruklular, ceza ve tutukevlerindeki mahkûmlar ve tutuklular, askerlik hizmeti nedeniyle silah altında bulunanlar, genel sağlık sigortalısı ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.

Soru 4- Milletvekilleri Genel Sağlık Sigortası kapsamında olacaklar mı?

Milletvekilleri ile yasama organı üyeliği sona erenlerin ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri ile dul ve yetimlerinin tedavi giderleri 3671 sayılı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanun’un 4. maddesi gereğince TBMM tarafından karşılanmaktadır.

Yasa’nın 63. maddesi ile değiştirilen 5510 sayılı Kanun’un 105. maddesinin (F) fıkrası uyarınca 3671 sayılı Kanun’un söz konusu 4. maddesi, yürürlükten kaldırılan maddelerin dışında tutulmuştur. Diğer bir ifadeyle, milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri genel sağlık sigortası kapsamı dışında kalacaklardır. Tedavileri de halen olduğu gibi 3671 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik çerçevesinde karşılanmaya devam edecektir.

Soru 5- Devlet memurlarının, emeklilerin veya kendi adına bağımsız çalışanların mevcut düzenlemelere göre sahip oldukları tedavi hakları Yasa ile korunacak mı, Genel Sağlık Sigortasına geçişle kısıtlama veya hak kaybı olacak mı?

Tedavi yardımı uygulamaları açısından halen Devlet memuru, işçi, serbest meslek erbabı gibi sigortalılar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri ile emekliler Yasa yürürlüğe girdikten sonra herhangi bir kısıtlamaya, hak kaybına uğramayacaklardır.

Soru 6- Yurt dışı tedavisi sigorta kapsamında finanse edilecek mi?

Yasa ile birlikte kapsamdaki tüm sigortalıların, Türkiye’de yapılamayan tedavileri nedeniyle yurt dışında tedavi olmalarının yolu açılmaktadır. Yurt dışında tedavisi yapılan sigortalıların ve varsa refakatçisinin yol masrafı ve gündelikleri de Yasa’nın ilgili hükümleri uyarınca Kurum’ca karşılanacaktır.

Soru 7- Sürekli görev veya geçici görevli olarak yurt dışında bulunanların tedavi giderleri nasıl karşılanacak?

Yasa uyarınca geçici görevle yurt dışında bulunanların sadece acil hallerde aldıkları tedavi hizmetinin bedeli Kurum’ca karşılanır. Sürekli görevle yurt dışında bulunanların ve bu kişilerin yanlarında bulunan bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin tedavileri ise acil veya normal ayrımı olmaksızın Kurum’ca karşılanır. Ancak her iki durumda da Kurum’ca karşılanacak miktarlar yurt içi sağlık hizmeti sunucularına ödenen miktarı geçemez. Bu bedelin üstünde kalan miktarlar ise hastanın görevli olduğu kurum bütçesinden veya işverenince karşılanır.

Soru 8- Yasa yürürlüğe girdiği tarihte, yürürlükten kalkan düzenlemelere göre tedavisi devam eden bir memurun veya işçinin tedavisi Genel Sağlık Sigortası kapsamında karşılanacak mı?

Sosyal Güvenlik Reformu hayata geçtiğinde yürürlükten kalkan hükümlere göre henüz tedavisi devam eden memur veya işçinin tedavisi, ilgilinin kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu kişilerin faturalanan tedavi ve ilaç giderleri herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın yürürlükten kalkan hükümler çerçevesinde ödenecektir. Bunun tek istisnası; yabancı uyruklu olup genel sağlık sigortalısı veya sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi olmaya hak kazananların Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce tedavisine başlanan kronik hastalıklarına ilişkin giderler olup, bu durumda Kurum herhangi bir tedavi giderini karşılamayacaktır.

Soru 9- Organ ve doku nakillerine ilişkin giderler Kurum’ca karşılanacak mı?

Yasa tüm sigortalıların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin organ, kan ve kan bileşenleri ile doku nakillerine ilişkin tedavi giderlerinin, tedaviye ilişkin hasta ve refakatçisinin yol masrafı ve gündeliklerinin Kurum’ca belirlenen tarife üzerinden karşılanacağını öngörmektedir.

Soru 10- “Sağlık Hizmeti Sunucusu” ne anlama gelmektedir?

Yasa uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sözleşme yaparak ve acil hallerle sınırlı olarak sözleşme yapmadan sağlık hizmeti satın aldığı, Sağlık Bakanlığı’nca ilgili mevzuatına göre sağlık hizmeti verme yeterliliği onaylanan ve ruhsat verilen sağlık kurum ve kuruluşlarına sağlık hizmeti sunucusu denir.

Soru 11- Sağlık hizmeti sunucuları hangileridir?

Sağlık hizmeti sunucuları, kamuya ve özel sektöre ait birinci, ikinci, üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşlarından oluşur.

Soru 12- Birinci, ikinci, üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşları hangileridir?

Kurum tabiplikleri, aile hekimlikleri, sağlık ocakları, belediye tabiplikleri resmi nitelikli birinci basamak sağlık kuruluşlarıdır. Özel poliklinikler ise birinci basamak özel sağlık kuruluşlarıdır. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Devlet hastaneleri ile özel hastaneler ikinci basamak sağlık kurumudurlar. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ile Üniversite Hastaneleri ise üçüncü basamak resmi sağlık kurumudurlar.

Soru 13- Basamaklar ve sevk zinciri nasıl belirlenir?

Sağlık hizmeti sunucularının türlerine, niteliklerine ve sundukları hizmetin kapsamına göre hangi basamağa dâhil oldukları Sağlık Bakanlığı tarafından, sağlık hizmeti sunucuları arasındaki sevk zinciri ise Sağlık Bakanlığı’nın görüşü alınarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenir.

Soru 14- İstiklâl Madalyası sahibi gaziler, terörle mücadelede Gazi ve malul olanlar ve eşlerinin mevcut hakları korunacak mı?

İstiklâl Savaşı, Kore Savaşı ve Kıbrıs Savaşı Gazileri, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık bağlananlar, nakdi tazminat ve yardım alanlar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları yakınları için kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca fark ücreti alınmayacaktır. Ancak bu kişilerin talepte bulunmaları halinde kendilerine sunulan standart üstü otelcilik hizmeti ve öğretim üyesi farkı alınacaktır.

Soru 15- Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu Sporcuların ve aile fertlerinin Yasa’dan doğan hakları nelerdir?

Yasa’nın yürürlüğe girmesi ile ülkemizi olimpiyatlarda, uluslararası spor müsabakalarında temsil ederek şampiyonluk derecesi kazanan sporculara ve aile fertlerine genel sağlık sigortası imkânı sağlanacak ve primleri Devlet tarafından ödenecektir.

Soru 16- Yeşil kartlılar da Genel Sağlık Sigortalısı olabilirler mi?

Evet olabilirler. Halen 3816 sayılı Yasa kapsamında tedavileri yeşil kartla sağlanan vatandaşlar da genel sağlık sigortalısı olarak Kurum’ca tescil edilirler. Bunun için aile içi kişi başına düşen gelirin aylık net tutarının asgari ücretin net tutarının 1/3’ünden az olması gerekiyor ki bu miktarın tespitine ilişkin kriterler Yasa uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu’nca belirlenecektir.

Soru 17- Evli ve ikisi de çalışan eşlerin çocukları kimin üzerinden sigortalı olacaklardır?

Yasa uyarınca bu konuda eşler tercih hakkına sahiptirler. Buna göre bakılmakla yükümlü olan çocuk istenirse sigortalı baba üzerinden veya istenirse sigortalı anne üzerinden ayrıca prim ödemeksizin tedavi yardımından yararlanabilecektir.

Soru 18- Çocukların bakılmakla yükümlü olmalarında yaş sınırı var mı?

Yasa uyarınca çocuklar 18 yaşını, lise ve dengi okullarda ve mesleki eğitim okullarında öğrenim görenler 20 yaşını, yükseköğrenim görenler de 25 yaşını dolduruncaya kadar ve evli olmamak koşuluyla, malul olup evli olmayanlar ise yaş sınırı olmaksızın ömür boyu genel sağlık sigortalısı olan anne veya babalarının bakmakla yükümlü oldukları kişi statüsündedirler.

Soru 19- Bakılmakla yükümlü iken bu statüden çıkanların tedavi yardımları hemen kesilir mi?

Bakılmakla yükümlü iken bu statüden çıkan ve genel sağlık sigortalısı kapsamına girenlerin bu tarihten itibaren 30 günlük asgari prim ödeme süreleri dolmadan tedavi görmeleri halinde tedaviden önceki son bir yıl içinde ebeveynlerince en az 30 gün prim ödenmiş olma şartı aranmaz ve tedavi giderleri Kurum’ca kesintisiz karşılanır.

Soru 20- Genel Sağlık Sigortalısı olma niteliğini yitiren bir kişi tedavi hizmetini bir süre daha alabilir mi?

5510 sayılı Kanun’un 60. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar yani iş akdi ile bir veya birden fazla işverene bağlı çalışanlar, serbest meslek sahipleri, memurlar, kamuda sözleşmeli statüde çalışanlar zorunlu sigortalıklarının sona erdiği tarihten itibaren 10 gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanırlar. Bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün süreyle zorunlu sigortalılıklarından sonraki genel sağlık sigortalılıklarından dolayı prim borcu olup olmadığına bakılmaksızın bakmakla yükümlü olduğu kişiler dâhil sağlık hizmetlerinden yararlandırılırlar.

Soru 21- Sigorta primi borcu olan bir sigortalının tedavi gideri Kurum’ca ödenir mi?

Düzenleme öncesinde örneğin bir Bağ-Kurlunun tedavi gideri sigorta prim borcu nedeniyle karşılanmıyordu. Yasa ile 60 günü geçmeyen prim borcu bulunan bu durumdaki kişilerin tedavi giderleri Kurum’ca karşılanacaktır. Ancak kendi isteği ile genel sağlık sigortasına tabi olan bir kişinin 30 gün prim ödemiş olmasının yanında herhangi bir prim borcunun da bulunmaması gerekmektedir. Ancak Yasa’da bu sayılanlar dışındaki sigortalıların prim borcu olduğunda tedavi yardımından yararlanamayacaklarına ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır.

Soru 22- Yüksek öğrenim görüp 25 yaşını doldurmuş ancak herhangi bir sigortalı işe girememiş kişiler tedavi yardımı alabilecek mi?

Yüksek öğrenim gören, ancak 25 yaşını doldurup 26 yaşından gün alan ve sigortalı da olmayan bir kişi Yasa uyarınca bakılmakla yükümlü olamayacaktır. Bu durumdaki bir kişinin aile içi gelir toplamının fert sayısına bölünmesi sonucu şahsına düşen geliri asgari ücretin brüt tutarının 1/3’ünden az olursa kendisine yeşil kart mevzuatı uyarınca tedavi yardımı sağlanır ve bu kişilerin primleri bu durumları devam ettiği müddetçe veya sigortaya tabi bir faaliyete başlayıncaya kadar Devlet tarafından ödenir.

Soru 23- Tedavi hizmetlerinden yararlanabilmek için en az kaç gün prim ödemek gerekir?

Tedavi hizmetlerinden yararlanmak için sigortalının sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten geriye doğru son bir yıl içinde en az 30 gün prim ödemiş olması gerekir. Ancak, askerlikte geçen süreler, hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süreler, iş kazası, meslek hastalığı hallerinde çalışılamayan süreler, grev ve lokavtta geçen süreler bu sürenin hesabında dikkate alınmaz.

Soru 24- Prim borcu aranmadan sağlık hizmeti alınamaz mı?

Belirli koşulların ve zaruretin varlığı halinde alınabilir. 18 yaşını doldurmamış kişilerin, iş kazası ve meslek hastalığına yakalananların, acil hallerde tedavi hizmeti görenlerin, afet, savaş, doğal felaketlere maruz kalanların, bulaşıcı hastalıklara maruz kalanların gördükleri tedavi hizmetlerinde prim borçlusu olup olmadıklarına bakılmaz ve tedavilerine ilişkin bedeller Kurum’ca kesintisiz karşılanır.

Soru 25- Sağlık hizmetlerinde katılım payı var mı? Hangi hizmetlerden katılım payı alınacak? Katılım payının ödenme şekli nasıl olacak?

Katılım payı var. Yasa uyarınca ayakta tedavilerden, diş hekimi muayenelerinden, ortez, protez ve iyileştirme araç ve gereçleri ile reçetelenen ilaçlardan katılım payı alınacaktır. Katılım payının sigortalının maaş veya ücretinden kesinti yoluyla veya doğrudan ödenmesi yoluyla tahsiline ilişkin esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu’nca belirlenir. Katılım payının sağlık kurumlarınca sigortalıdan peşin tahsil edilmesi halinde fatura bedeli katılım payı düşülerek sağlık kurumuna ödenir.

Soru 26- Katılım payı alınmayacak haller nelerdir?

Yasa uyarınca, aile hekimlerince yapılan muayenelerden, kontrol muayenelerinden, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yapılan muayenelerden, doğal afet ve savaş hallerinde yapılan muayenelerden, harp ve vazife malullerinden, terörle mücadelede malul olanlardan, İstiklâl Savaşı Gazilerinden, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Mevzuatı kapsamında tedavi yardımı alan yetim ve kimsesizlerden katılım payı alınmaz.

Soru 27- Katılım payının oranı nedir?

Katılım payı ayakta hekim ve diş hekimi muayenelerinde 2,00 YTL olarak, ortez, protezlerde ve ilaçlarda prime esas kazanç tutarı baz alınarak hizmet veya fatura bedelinin %10-20’si arasında Kurum’ca belirlenir. Ancak Kurum gerekli görürse birinci basamakta söz konusu 2,00 YTL’yi almama yetkisine de sahiptir. Yine Kurum 2. 3. basamak hastanelere yani sırasıyla Devlet hastaneleri ve özel hastanelerle, üniversite hastanelerine ve eğitim araştırma hastanelerine birinci basamaktan sevkle gelenler için bu oranı yarıya indirebilir veya sevkle gelmeyenler için 5 katı tutarında uygulanmasına da karar verebilir.

Soru 28- Hizmet basamaklarına uyulmadan sağlık kurumlarına başvuran hastalar için bir yaptırım var mı?

5510 sayılı Yasa’nın hükümlerinde bu yönde bir müeyyide vardı. Buna göre sigortalının sevk zincirine uymadan sağlık kurumlarına başvurduğu hallerde katılım payını %50 fazla ödemek durumunda kalması söz konusu idi. Ancak, yeni düzenleme sonrasında bu müeyyide kaldırılmıştır.

Soru 29- Tüp bebek tedavileri bedelleri de Genel Sağlık Sigortası kapsamında ödenecek mi?

Yasa finansmanı karşılanacak sağlık hizmetleri arasında tüp bebek tedavisini de saymıştır. Bunun için tedavi olacak kişinin 23 yaşından büyük, 39 yaşından küçük olması gerekmektedir. Yasa gerekli koşulları taşıyan sigortalıların tedavi giderlerini 2. denemeye kadar karşılayacaktır.

Soru 30- Tüp bebek tedavisinde katılım payı uygulaması var mı?

Tüp bebek tedavisinde katılım payı birinci denemede tarife uyarınca belirlenen bedelin %30’u, ikinci denemede de %25’i oranında uygulanır ve hasta tarafından ödenir.

Soru 31- Katılım payı uygulamasında bir üst sınır var mı?

Yasa uyarınca ortez ve protezler için katılım payında üst sınır, hizmetin alındığı tarihte geçerli olan asgari ücretin %75’idir. Ancak tüp bebek tedavisi için katılım payında bir üst limit bulunmamaktadır.

Soru 32- Hangi tür sağlık hizmetlerinin bedeli Genel Sağlık Sigortası kapsamında değildir?

Yasa, finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerini açıkça belirtmiştir. Bunlar;

Estetik amaçlı operasyonlar, estetik amaçlı diş tedavileri,

Sağlık Bakanlığı’nca tedavi hizmeti niteliği taşımadığı, tıbben uygun olmadığı belirlenen hizmetler,

Yabancı uyruklu iken genel sağlık sigortalısı veya bakılmakla yükümlü olanların genel sağlık sigortalısı olmadan önce başlamış tedavilerine ilişkin giderler.

Ancak iş kazası, meslek hastalığı veya trafik kazası gibi nedenlerle zorunlu olarak yapılan estetik müdahaleler kozmetik amaçlı müdahale gibi değerlendirilmezler ve bedelleri karşılanır.

Soru 33- Akupunktur bedeli Kurum’ca karşılanır mı?

Akupunktur, Sağlık Bakanlığı’nca izin verilmeyen sağlık hizmetlerinden olduğundan bedeli genel sağlık sigortasınca finanse edilmemektedir.

Soru 34- Diş protezleri ile çocukların ortodontik tedavilerine ilişkin giderler Yasa çıktıktan sonra nasıl karşılanacak?

Yasa uyarınca 18 yaşını doldurmamış çocukların ortodonti tedavileri ile sigortalıların diş protez bedelleri Kurum’ca belirlenen tarife üzerinden karşılanacaktır.

Soru 35- Genel Sağlık Sigortalısı sevkle başka bir tedavi kurumuna giderse yol masrafı ve gündelik alabilecek mi? Refakatçisi olursa refakat gideri karşılanacak mı?

Genel sağlık sigortalısı hastanın ayakta veya yatarak tedavisinde bulunduğu yerin dışına gitmesi halinde ayakta tedavide kendisine ve bir kişi ile sınırlı olarak refakatçisine gidiş dönüş yol masrafı ve gündelik, yatarak tedavide ise sadece gidiş ve dönüş günleri için gündelik ve yol masrafı Kurum’ca belirlenecek miktarlar üzerinden ödenir.

Soru 36- Genel Sağlık Sigortalısı bir hasta özel sağlık kurumlarından hizmet alabilir mi?

Genel sağlık sigortasına tabi olanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları kişiler Kurumla sözleşmeli özel sağlık kurumlarından da sağlık hizmeti alabilirler.

Soru 37- Genel Sağlık Sigortalısı bir hasta tedavisini özel bir sağlık kurumunda yaptırırsa fark ödeyecek mi?

Yasa’ya göre sigortalılar veya bakmakla yükümlü oldukları yakınları özel sağlık kurumlarında ve vakıf üniversitesi hastanelerinde gördükleri tedaviler nedeniyle fark ücreti ödeyebilirler. Bu şekilde ödenecek fark ücretinin sınırı o hizmet için Kurum’ca belirlenen tarifenin bir katını aşamaz. Bu orana ilişkin tavan Bakanlar Kurulu’nca, belirlenen tavana göre alınabilecek fark ise Kurum’ca belirlenir. 1005 sayılı Kanun kapsamındaki İstiklal Madalyası sahibi Gaziler, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlar, 2330 sayılı Kanun’a göre aylık alanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerden fark talep edilemez.

Ancak özel hastaneler otelcilik hizmeti ve istisnai sağlık hizmetlerinde tarifenin 3 katına kadar fark talep edebilir. Öğretim üyesi bir hekim tarafından verilecek sağlık hizmetinde ödenecek fark konusunda ise herhangi bir kısıtlama bulunmamakla birlikte Kurum’a bir üst limit belirleme yetkisi de Kanunla verilmiştir.

Soru 38- Kamu hastanelerinde sigortalılardan fark alınacak mı?

Kamuya ait sağlık hizmeti sunan kurumlarda örneğin devlet hastanelerinde ve vakıf üniversitesi hastanesi hariç üniversite hastanelerinde, hastalardan fark talep edilmeyecektir. Ancak Kurum’ca belirlenen standartların üstündeki otelcilik hizmeti ve istisnai sağlık hizmetleri nedeniyle özel hastanelerde ve vakıf üniversitesi hastanelerinde olduğu gibi kamu hastaneleri de tarifenin 3 katına kadar hastalardan fark talep edilebilecektir. Kamu hastanelerinde de öğretim üyesi bir hekim tarafından verilecek sağlık hizmetinde ödenecek fark konusunda ise herhangi bir kısıtlama bulunmamakla birlikte Kurum’a bir üst limit belirleme yetkisine sahiptir.

Soru 39- Genel Sağlık Sigortasında prim oranı nedir?

Genel sağlık sigortası prim oranı %12.5 olup bunun %5’i sigortalı katkı payı, % 7.5’i de işveren katkı payı olacaktır. Ancak kendi isteği ile sigortalı olanların, sadece genel sağlık sigortalısı olanların, yeşil kart sahiplerinin, işsizlik ödeneği alanlar ile iş kaybı tazminatı alanların prim oranı, prime esas kazancın %12’sidir.

Soru 40- Prime esas kazanç ne demektir?

Yasa’nın 80. maddesine göre hak edilen ücretler, prim, ikramiye gibi her çeşit ödeme ve istihkaktan ay içinde yapılan ödemelerin, işverenlerce şahıs adına özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sigortalarına yapılan ödemelerin brüt toplamı prime esas kazancın tespitinde esas alınır. Ücretler hak edildikleri aya mal edilerek prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise ödendiği ayın kazancı sayılarak prime tabi tutulur.

Soru 41- Bütün gelirler prime esas kazanca tabi tutulur mu?

Yasa ile bazı ödemeler için istisna getirilmiştir. Doğum, ölüm, evlenme yardımı, görev yollukları, kıdem tazminatı ve bu mahiyetteki ödemeler, yemek, çocuk ve aile zamları ile özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sigortalarına işverenlerce ödenen tutarların %30’u prim kesintisinden muaftır.

Soru 42- Prime esas kazanç gelir grupları itibariyle farklılaşıyor mu?

Yasa’da yapılan değişiklikle düşük gelir gruplarındaki sigortalıların yüksek miktarda prim ödemelerinden kaynaklanan mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmıştır. Buna göre, geliri asgari ücretin brüt tutarının 1/3’ünden fazla (203,00 YTL’den fazla) ancak asgari ücretten (609,00 YTL’den) düşük olan bir sigortalının ödeyeceği genel sağlık sigortası primi, prime esas kazanç (609,00 YTL) üzerinden hesaplanan primin 1/3’ü olurken, asgari ücret ile asgari ücretin 2 katı arasında (609,00–1.218,00 YTL) geliri olanlardan asgari ücret üzerinden, bu tutarı da aşanlardan (1.219,00 YTL ve >Wink ise asgari ücretin 2 katı üzerinden prime esas kazanç olarak dikkate alınıp prim kesilecektir.

Soru 43- Kurum sağlık kurumlarına ödeyeceği birim fiyatları nasıl belirler?

Sosyal Güvenlik Kurumu, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavileri nedeniyle sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına ödeyeceği bedelleri Yasa ile kurulan “Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu” aracılığı ile belirler.

Soru 44- “Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu” kimlerden teşekkül eder?

Komisyon Çalışma, Sağlık ve Maliye Bakanlıkları ile Hazine ve Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarlıklarından birer Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan 2 üyenin katılımıyla toplam 7 üyeden oluşur.

Soru 45- Kamu kurumlarında geçici işçi olarak çalışan sigortalıların sözleşmelerinin askıda olduğu dönemlerde tedavi giderleri karşılanacak mı?

Orman veya tarım sektöründe kamu idarelerine bağlı geçici işçi statüsünde çalışan mevsimlik işçilerin sözleşmelerinin askıda olduğu dönemlere ilişkin genel sağlık sigortası primleri kurumlarınca normal prim değerleri üzerinden tam ödenir. Bu şekilde primleri ödenen geçici işçilerin tedavi giderleri karşılanmaya devam eder.

Soru 46- Sağlık hizmeti sunucuları olan özel ve kamu sağlık kurum ve kuruluşları hizmet vermeden önce hak sahipliği kontrolü yapacaklar mı?

Yasa uyarınca sağlık hizmeti sunucuları, tedavi için başvuran hastalardan kimlik bilgilerini istemek ve bu bilgilerin doğruluğunu teyit etmek zorundadırlar. Buna uymamaları halinde sebebiyet verdikleri zarar bu kurumlara tazmin ettirilir. Acil hallerde bu belgeler tedaviden sonra da tamamlanabilir.

Soru 47- Deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlerde yaralananlar veya acil sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyanlar için sağlık güvencesi nasıl sağlanacak?

Yasa uyarınca doğal afet ve savaş gibi olağanüstü koşullarda sigortalılara yönelik sağlık hizmetleri prim borcu olup olmadıklarına bakılmaksızın ve katılım payı alınmaksızın, gerektiğinde hak sahipliği kontrolü ve gerekli belgeler sonradan da tamamlanmak üzere karşılanır. Bu şekilde öngörülemeyen tedavi giderleri nedeniyle oluşan finansman açığı Hazine tarafından harcamayı izleyen yılda karşılanır.

Soru 48- Vermediği hizmeti vermiş gibi gösteren, düzenlediği fatura ve eki belgelerde tahrifat yapan sağlık kurumları hangi müeyyidelerle karşı karşıyadır?

Bu tür fiilleri tespit edilen sağlık kurumlarının sebebiyet verdikleri yersiz ödemeler kendilerine tazmin ettirilir ve ayrıca Kurum’ca sözleşmeleri feshedilebilir.

Soru 49- İdari para cezası müeyyidesinin kaldırıldığı doğru mu?

5510 sayılı Yasa’nın Anayasa Mahkemesi’nce bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulması bazı maddelerinin ise iptali sonrasında hazırlanarak kabul edilen 5754 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden birisi de idari para cezasının kaldırılmasıdır. Bu düzenleme yapılmadan önce sağlık kurumlarının faturalarda yaptığı tahrifatlar, verilmeyen sağlık hizmetini verilmiş gibi göstermeye yönelik fiilleri idari para cezasına tabi tutuluyor ayrıca eylemin niteliğine göre sözleşmenin belli sürelerle veya süresiz feshi öngörülüyordu. Bu müeyyidenin kaldırılması sağlık hizmetinin doğru ve etkin sunumunda bazı zafiyetleri de doğurabilecektir.

Soru 50- Devlet, Sosyal Güvenlik Kurumu’na sağlık hizmetlerinin finansmanı için ayrıca destek sağlar mı?

Yasa uyarınca Devlet her ay Kurum’ca tahsil edilen genel sağlık sigortası prim miktarının toplamı üzerinden %25 oranında katkı yapar ve izleyen ay içinde Hazine tarafından bu pay Kurum’a ödenir.

III- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Genel Sağlık Sigortası ile;

- Tüm nüfus sağlık güvencesine alınıyor ve sağlığa ayrılacak fon garanti ediliyor.

- Gelir düzeyine göre prim, ihtiyaca göre sağlık yardımı anlayışı geliyor.

- Ödeme gücüne göre prim kesintisi farklı olsa bile sağlık hizmetleri tüm sigortalılar için aynı koşullarda sunuluyor.

- Ödeme gücü olmayanların primleri Devlet tarafından ödeniyor.

- Katılım payı uygulaması genişletiliyor ve katılım payının oranı kişinin geliri ile ilişkili hale getiriliyor.

- Prim borcu olanlara da sağlık yardımı veriliyor.

- Kişilerin sağlıklarını korumada kendisine ve üçüncü kişilere sorumluluk getiriliyor.

- Koruyucu sağlık hizmetlerine ve Aile Hekimliğine öncelik tanınıyor.

- Sağlık hizmetlerinden yararlanmada Kamu/Özel ayrımı sona eriyor,

- Tüm sigortalılara yurt dışında tedavi imkânı getiriliyor.

- Sağlık hizmeti sunucusunu seçme serbestliği yasal güvenceye kavuşuyor.

- Tamamlayıcı sağlık sigortasının gelişimine imkân veren bir model sunuluyor.

——————————————————————————–

* Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Daire Başkanı



Labels:

Blogger Theme By:GosuBlogger and Araba Modelleri .