Ana Sayfa | Yaz?lar? takip   et | Yorumlar?   et

Archive

2009′da elde edilecek kâr paylarında vergi

4 Şubat 2009 Çarşamba

Bu yazımızda her yıl olduğu gibi, tam mükellef gerçek kişilerin sermaye şirketlerinden, bir başka deyişle anonim ve limited şirketlerden elde ettikleri kâr paylarının vergilendirilmesini ve vergilendirmede uygulanacak istisnayı, 2009 yılında elde edilecek kâr payları açısından irdelemeye çalışacağız.
Vergilendirme ve istisna uygulamasında en önemli konu, şirketçe dağıtılan kârın hangi yıla ait kazançlardan olduğu noktasında düğümlenmektedir.

2003 sonrasına ait kâr payları
Gelir Vergisi Kanunu’nun 22/2. maddesine göre tam mükellef kurumlardan elde edilen ve 75/2. maddesinin 1-3. bentlerinde yer alan kâr paylarının yarısı Gelir Vergisi’nden istisna edilmiştir. Bu düzenlemelere göre yarısı vergiden istisna olan kâr payları anonim şirketlerde, hisse senedi veya ilmühaber sahiplerine, menkul kıymete bağlanmamış çıplak pay sahiplerine, kurucu senetlerine veya intifa senetlerine, yönetim kurulu başkan ve üyelerine ödenen kâr paylarıdır.
Limited şirketlerde istisnadan yararlanacak kâr payları ise ortaklara ödenen kâr payları ile organ sıfatını haiz müdürlere ödenen kâr paylarıdır.
Söz konusu istisnaya tabi kâr payları, -kural olarak- Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1-6. maddesine göre dağıtımda Gelir Vergisi stopajına tabidir. Bu nedenle istisna kapsamında elde edilecek bu kâr payları, stopaja tabi tutulmuş şekilde elde edilecek kâr payları olacaktır.
Stopaja tabi tutularak elde edilen gelirlerin beyannameye aktarılmasında kural, bu gelirlerin brüt olarak nazara alınmasıdır. Net gelir üzerinden vergilendirme yapılmaz. Bu nedenle, kâr payı elde edenlerin, istisna olan yarı tutarı hesaplamadan önce elde ettikleri kâr paylarını brütleştirmeleri, sonra yarısını alarak istisna ve vergiye tabi kalan tutarı hesaplamaları gerekmektedir.
Söz konusu kâr paylarının istisna sonrası kalan kısmının, Gelir Vergisi Kanunu’nun 86. maddesinde yazılı beyan sınırını aşması halinde, yıllık beyanname ile beyan olunması gerekmektedir. Bu sınır 2009 yılında elde edilecek gelirler için 22.000- TL’dir. Bu sınır bir beyan eşiği olduğundan, bu sınırın aşılması halinde kâr payının, 22.000 TL’yi aşan kısmının değil, vergiye tabi bölümünün tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Beyan edilen kâr payları üzerinden hesaplanacak yıllık vergiden ise stopajın yarısı değil, tamamı mahsup edilecektir.
Kâr payının yıllık beyanname konusu olup olmayacağı, ancak bu hesaplama ile mümkündür. Zira beyan sınırının hesabında istisna kısım, nazara alınmaz.
Sınırın aşılması sebebiyle yıllık beyanname verilmesi ve stopajın yıllık vergiden fazla olması halinde fazla stopaj tutarı iade alınabilir. Ancak sınırın altında kalınan hallerde yıllık beyanname vermek mümkün olmadığından, stopaj fazlasını iade almak mümkün değildir.

2003 öncesine ait kâr payları
Dağıtılan kârın, 2002 ve öncesi vergiden istisna kazançlardan olması veya kanunun geçici 61. maddesi kapsamında stopaja tabi yatırım indirimi istisnasından kaynaklanması durumunda, yukarıda aktardığımız istisna uygulanmamaktadır. Zira bu kaynaklardan sağlanan kazancın dağıtımı dolayısıyla elde edilen kâr paylarının beyan kuralları, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 62. maddesinde farklı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre söz konusu kaynaklardan dağıtılan ve elde edilen kâr paylarının net tutarının 1/9 fazlasının yarısı vergiden istisna edilecektir. Dolayısıyla elde edilen kâr payının beyan sınırını geçip geçmediği, bu şekilde belirlenebilecektir. Sınırın aşılması dolayısıyla yıllık beyannamede bu kapsamda bir kâr payı gelirinin yer alması halinde, bu gelire tekabül eden yıllık vergiden, beyan olunan kâr payı tutarının beşte biri indirilecek, kalan vergi ödenecektir.
Kurumların 1998 sonrasına, ancak 2003 öncesine ait istisna dışı kazançlarından yapacakları kâr dağıtımlarında uygulama ise 2003 sonrası dönemlerle ilgili açıklamalarımız doğrultusunda olacaktır.

1998 öncesine ait kâr payları
Kurumların 1998 ve öncesine ait kârlarını dağıtmaları halinde ise tam mükellef gerçek kişilerce elde edilen kâr payları yıllık beyannameye dahil edilmeyecektir. Bu kısma tekabül eden kâr payının tamamı, Gelir Vergisi’nin konusu dışındadır.
Görüldüğü gibi sistem, pek basit değildir.
Bu belirlemelerin kâr payı elde edenlerce yapılması olanağı, özellikle halka açık anonim şirket ortakları için pek kolay değildir. Kâr dağıtımı yapan şirketlerin, her şeyden önce dağıttıkları kâr paylarının kaynaklarını belirlemeleri, kâr dağıtımı kararının alındığı genel kurul kararında bunu belirtmeleri ve açıklamaları zorunludur. Yoksa bu bilgiyi isteme yükü kâr payı elde edenlere düşecektir. Aksi halde Gelir Vergisi Kanunu karşısında sıkıntıya düşmek olasılığı yükselecektir.



Labels:

0 yorum:

Blogger Theme By:GosuBlogger and Araba Modelleri .