Ana Sayfa | Yaz?lar? takip   et | Yorumlar?   et

Archive

Varlık Barışı’nın başarı şansı

3 Şubat 2009 Salı

Gerçek ve tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınması ile yurt içinde bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amacıyla çıkartılan 5811 sayılı Kanun 22 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kısaca Varlık Barışı Kanunu olarak adlandırılan bu Kanunun uygulama esasları ise 6 Kasım tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Maliye Bakanlığı Tebliği ile belirlendi.
Bu kanunla gerçek ve tüzel kişilere, üzerinden yüzde 2 vergi ödemek suretiyle yurt dışındaki varlıklarını, üzerinden yüzde 5 vergi ödeyerek de yurt içinde kayıt dışında kalmış varlıklarını kayıt altına alma olanağı sunuldu.

Varlıkların kayıt altına alınmasının varlıkları kayıt dışındaki kişiler için çekici kılınması amacıyla da, kayda alınan değerler esas alınarak bir teşvik sunuldu. Nitekim Kanunun 3. maddesinin 5 numaralı fıkrası ile, mükellefler hakkında başkaca nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak yapılacak vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilecek matrah farklarından, bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılacağı hükme bağlandı.

Şimdi varlıkları yurt içinde veya yurt dışında bulunanların bu haklardan yararlanabilmek amacıyla 2 Mart mesai saati sonuna kadar başvuru olanağı var.
Bu Kanunun tek amacı, hiç şüphesiz sadece kayıt altındaki kişilere çeşitli olanaklar sunmak değil. Kanunun bir amacı da hazineye gelir temin etmek.
Ancak duyduğumuz kadar ile şimdiye kadar bu Kanundan yararlanmak için beklenen anlamda bir müracaat yok.

Yeterli müracaat olmamasının nedenleri araştırıldığında, temel sebebin “Kanunda beyan edilecek değerlerle ilgili olarak kişilere yeterli güvencelerin verilmemesi” olduğu ortaya çıkmaktadır. Örneğin bu Kanuna göre beyan edilen değerlerden hareketle Kambiyo Mevzuatı veya Gümrük Kanunu yahut Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alan düzenlemeler yönünden bir soruşturma veya kovuşturma yapılmayacağına dair bir güvence kanunda yoktur.

Öte yandan ileride matrah farklarından mahsup edilmek üzere bu kanuna göre beyan edilecek ve vergilendirilecek değerlerin, geçmiş dönem kayıtlarında sahte veya yanıltıcı belge ile ilgili olarak kod listelerine girmiş firmalardan alınmış ve Vergi Usul Kanunu’nun hapis cezası öngördüğü türden belge bulunanlara bir faydası yok. Kanun bu durumda olanları cezalı katma değer vergisi tarhiyatından ve hapis cezasından kurtarmıyor. Yine bu Kanuna göre beyan edilen değerlerin ileride, geçmiş dönemler için indirim konusu yapılmış KDV’sinde matrah farkı bulunacaklara veya müteselsil sorumluluk düzenlemeleri uyarınca sorumlu tutulacaklara da bir faydası yok.

Durum böyle olunca, kanundan yararlanmak için müracaat etmenin ve vergi ödemenin de pek fazla bir anlamı kalmıyor.
Kanunda müracaatı engelleyen bir diğer husus da, Kanunun yayımı tarihinde devam eden incelemelerin, eşitlik ilkesine aykırı şekilde, Kanunun yukarıda söz ettiğimiz 3/5. Maddesinin kapsamı dışında bırakılması.

Şu anda müracaat eden az sayıda kişinin bir kısmı da, ticari kazanç veya kurum kazancı gibi kazanç sahiplerinin dışında, geçmişte kira geliri veya gayrimenkul satış kazancı elde edip de bunu beyan etmemiş olanlar. Bunlar da, sağdan soldan topladıkları ve zaten kayıt içinde olan paraları tekrar bankalara yatırarak kendilerini güvence altına almaya çalışıyorlar.

Kanundan yararlanmama sebebi olarak çeşitli sohbetlerde ifade olunan, bize gelen duyum ve sorulardan ortaya çıkan bu noktalar, gerçekten üzerinde düşünülmesi ve tekrar değerlendirilmesi gereken konulardır. Bu değerlendirme yapılamadan, gerekli yasal güvenceler sağlanmadan da, bu Kanundan beklenen amacın gerçekleşmesi zor gibi görünüyor.

Bir güncel panel

Bu arada bu günkü konumuzla yakından ilgili bir paneli de duyuralım. Gelirler Kontrolörleri Derneği “Güncel Vergi Sorunlarına İnteraktif Çözümler” serisinde düzenledikleri panel dizisinden yarın yapılacak olanını “Varlık Barışı Kanunu ve Uygulaması” konusuna ayırdı. Gelirler Kontrolörleri İstanbul Grup Başkanlığının Leventteki binasının konferans salonunda saat 14.00′de yapılacak olan panelde Dr. Nedim Türkmen, kanunun uygulama esaslarını aktaracak, daha sonra da Doç. Dr. Gülsen Güneş Kanunun Anayasal İlkeler açısından bir analizini yapacak. Panelin son bölümü ise soru ve yorumlara ayrılmış. Panel Referans okurlarına da açık. Konuyla ilgilenen okurlarımız, eminim bu panelde pek çok sorusuna da yanıt bulacaktır.



Labels:

0 yorum:

Blogger Theme By:GosuBlogger and Araba Modelleri .